12 Haziran 2021 Cumartesi

TEK PAROLA KAZANMAK

 TEK PAROLA KAZANMAK


Euro 2020 açılışında bir kez daha yıllar yılı yüzleşilen, hiç umulmadık biçimde gelişen, usandıran bir oyunla aleyhimize hezimete yakın  bir skor gerçekleşti. Garip bir yenilgi aldı A Milli takım. Maçta üç gol vardı ve üç golü de bizim çocuklar attı denilebilir. Ama kendi kalesine...


Yenilen ilk golden sonra, moral çöktü, takım çöktü ve Ayyıldızlı Turkuazlar Gökmaviye direnemedi. Ne yazık ki sıfır sıfıra bağlanan bir ilk yarı sonrası umutlar tam tazelenecekken sanki akıllar soyunma odasında kaldı. İkinci yarı performans sıfırdı. Hiç varlık gösterilemedi ve kaçınılmaz son. Maçın görünür gerçeği, rakip olduğundan çok daha iyiydi, A milliler ise inanılmaz derecede kötü...


Öyle ki Gök maviler ilk yarıdan ders çıkardı, ikinci yarıda fiziksel dayanıklılık, tempo ve uyum dersi verdi. Kalite farkı ortaya koydu ve kilidi kırdı. Büyülü bir gece yaşattı milletine... 


Ayyıldızlı Turkuazlar ise derslerine gereğince çalışmış olsalar bile ayaklarını ve akıllarını büyülenmişçesine işletemediler. En azından bir beraberlik şansı vardı hovardaca şans tepildi.  Galibiyet hasreti, olur ya neden olmasın Wembley'deki finala kaldı...


A Millilerin bire bir teknik kapasitesi daha üstün olmasına karşın saha içi organizyonu yetersiz kalınca, rakibe maç boyunca üstünlük kurulamadı. Meşin yuvarlak, rakip yarı alana hızlı ve organize geçirilemedi. Üç top zor yapıldı. Oyalayıcı üçgenler kurulamadı. Oyun inisayitifi dakikalar geçtikçe tamamen rakibe geçti. Ne yazık ki beklenmedik bir atmosfer geliştiğinden olacak, bençten yanlış oyuncular sahaya sürüldü. Takımda belkemiği olabilecek ve asla çıkmayacaklar oyundan alındı. Böylece son yarım saat orta alan hepten zayıfladı. Teknik taktik, teori pratik resmen dip yaptı. Ve A Milliler unutulması güç bir gece yaşadı ve yaşattı.


Doksan dakika sonrası rakip baskı kurdu, inanılmaz pres yaptı, ileri çıkartmadı, zorunlu uzun çıkıldı, o da istenen düzeyde olmadı savunması yapılabilir. Kayıp geri gelmeyeceğine göre ne dense boş. Demek ki temel analizler kafadan yanlış yapıldı. Maçın rakip tarafından böyle oynanacağı başlama düdüğü öncesi belliydi. Bilinmez değildi. O halde maç defalarca  oynanmalı, ABC planları kurgulanmalıydı. Belki önleyici, kötü neticeyi halleden hamleler vardı ama hakkıyla sahaya yansıtılamadı. Son yarım saatte resmen pes denildi. Bitse de Bakü'ye geçsek tavrı egemen oldu. Ama denizi tıknefes, ağır yaralı  geçmişken, derede boğulmak da var. Futbol bu basit bir oyun ama top yuvarlak...


Şampiyonanın açılışında Ayyıldızlı Turkuazlarda kale düştü. Defans çöktü. A Milli Takım isim vermek yanlış olur, açık seçik taş çatlasa sekiz dokuz oyuncuyla sahaya dizilmiş izlenimi verdi. Ufukta ciddi rotasyon şart gibi görünüyor. 


Evet ilk karşılaşmada hayal edilenler gerçekleşmemiş olabilir. Negatif etkiden tezelden kurtulmak ve bu maçı geride bırakmak lazım. Unutulmamalı ki biten sezonda Avrupa liglerini kasıp kavuran, A Milli Takımı üstün başarılarla buraya getiren de bu oyuncular. Güven çok önemli, onlara karşılıksız destek hiç eksilmeden devam ettirilmeli. Ancak böylece etkisiz, çekingen, silik, çaresiz ruh yapısından çıkılıp, asıl rakipler olan iki maça kazanmak parolasıyla çıkılır.


Tek parola korakor mücadele ve kazanmak...

Hiç yorum yok: