PES, FES, KES, PİK VE SON NEFES...
Korona kör şeytanı loş odalarda alan satan razı, kimene tezgahında iş gördü. Boş kafalı, kara cahilliğe anatomi dersinde telefat verdi. Telef oldu telefon ahizesi, suskunlaştı. Dokunmatik cep ise sesli, frekans yükselticili, eksik etek bir alem. Yarına çok derin izler bırakacak ahmaklığın, aylaklığın ve düpedüz aymazlığın terso pozisyonuna pozlanma bozgunculuğunu nakşetti. Gözden ırak sanılanlar, ne kadar cazip görünse de ne yazık ki yürek cızlatan sonucu mühürledi...
Mümkün kabilinde sona yakın haz haznesinde nazlı kurşun sağanağı. Hayatın içine doğan kurşun gibi bir havada damgalandı, haberiniz olsun, önlem alın babında virüs saltanatı. Korona batağında emanete hıyanet ortamlı sarhoşluk ve kordonguzun löç odasında eliminet mazeretli teslimiyet tescillendi...
Teselli sınırından taşanlar ise akıl şaşırtan tespitler. Teste tabi pes dedirten, fes düşürten, kes kespettiren tipik haller. Ritmik replikler. Haliyle arsızlık pik yapınca, kirli yaşamın içine, tam içine müsilaj cilalı düşüş. Çapsızlık arafında çöküş ve dip endişesi artınca da sırf telafi niyetine kördöğüş...
Oysa kör karanlıkta çoktan fes düşmüş, alacakaranlıkta kel görünmüş. Üç otuzluk süreçte beş paralık değerde, ürkünç ve gülünç plan, plan içinde plan tezgahına sürülmüş. Komplocu pikaj, piclik. Pic, bir Orta Avrupa ülkesinde küçük demek. İşte bu ağır kusurlu küçük tesisatçılık zihniyeti, çok canlar yaktı daha da yakar...
Pic, pik yapar ama istasyonda minik canlar var. Dibe vurunca vurdumduymazlık ister öyle ister böyle çok yazık. Yazı kışı Picard teoremi...
Korona virüs tepkisiyle akıl regülatörü elbette kısa devre yapar ve ilkin candan öte canlar kızarır. Tüm bunlara karşın sikkelik silkinmeler ne haince bir cesaret ve ne bunakça bir esaret. Eskaza bir gün mutlaka, muhataplar pekala paylanır. Pes doğrusu pes dedirten, emanete hıyanet incelikle hesaplanır ve kabarık fatura ödenir. Ödemeyen ödleklere ödetilir...
Ödeme faslına ilişkin tek ayrıntı fesin püskülünün çoktan düşmüşlüğüdür. Zaten küskülenmenin kodları kayıp gezegende açık seçik dolaşır. Ayıp sayıp, kasıp kayıp gereksiz açılan pistte, pis vakalara bulaşmışlık hiç unutulmaz. Törenle piklenen pic ve özensiz pislikler aklanamaz. Açıkça görülür piclik ve temizlenir koronavari pislik...
Pir dikkatinden kaçan piresel başlangıç, pürtelaş çekirgesel zıpırlık, apaçık gözler önüne serilir. Korona virüs görünmezlik tahtasına yazılır ağulu ağustos günceleri. Ağırdan ağırı 25, 26, 27 ve 31 periyodu covid ağına takılır. Çevreyi ciddi bir kayba uğratacağı besbelli pis virüs, Eylül 1 ve 9'un da pratik çalışma eğilimiyle belki de gizli anlaşma ve anlamsızlığı müzakere zemini hazırlar kendince. Facianın pik noktası ise12 Eylül faşist darbesidir...
Korona pici pic, parasal odaklı, aylemsel sapmalı ve dairesel mekanik amacı doğrultusunda virüs gibi, mikrop gibi, parazit gibi, kene gibi yapışır doğal hayata. Öteki beriki, yaz sonu doğan tamamen iyi niyet merkezli, meşrep ve mezhep güveniyle başlayan azap ve gazap yolculuğunu baz alır. Ayarsızca teşvik edilen, ilgi gördüğü sanısı kazandırılan kazulet kazlar ise maalesef sıfır noktasına çekilir...
Sıfır noktasında, sıfır 19 amperlik akkor lamba düşer yere. Kristal cam gibi kırılır krallık. Pes dedirten cinsten dengesizlikle aradaki ufak tefek sanılan engellerin aşıldığı zannedilir. İşgüzar devekuşu kurnazlığıyla kedigil panterleşisi Ekim başı 22'de başlar. Eğreti ekilme, kasım kasım şişinenlerin ortak tasdikiyle 1, 11, çiftçubuk 19, 22 ve 27 formülüyle sürdürülür. Sonra hız keser kalpazan şimendifer. Aralık kapı bulma hacmiyle asılır mahrem ipe. Ara vermeden 11, 16, 17, 18 ve 28 kodlamasıyla adımlarını ileri istasyona kaydırmaya çalışır. İnce ayar çeker, tumturaksız hamlelerle. Pic yetinmeyip ocağı besler, bacadan bacaya kusar sebepsiz kinini. Yalandan ateş bacayı sarmış havası ve haince defans arkasına sarkmayla birlikte hörelenir. Höyük göçük başkaca bildik ve tasdik belletisi kaynar 12, 15, 18 forsuyla taş Ocakta. Ve yirmi takla atar başkalarının resmi güdümüyle Şubat şuursuzluğu. Birebir markaj ve birdirbir oyunu işte o çevrimdışı sakınmayla nihayetlenir. Veya niyetlenilir...
Öyle ki en kuvvetli kulelerden sayılan kule anında çöker. Zaten kale içerden yıkılmıştır. Kaale alınmadığından 3.30 öncesi mesafeyi daraltan, menzili kuşatan gizli tanık güllesinin sesi netleşir. Ve sanık yaratma gayretiyle gayretlenmeyen tecrübesizlik bu kez boş yakalanmaz. Yağmurdan kaçarken doluya yakalanan cambazlar hafiften tutuşur. Tutku harcanmasına sebep belki yakalanmışlık veya açığa düşmüşlük de vardır dört gözlere. Tek göz odalı bir yerlerde. Kıyılarda, köşelerde, kuytularda mesela...
Pandemi demlenmesiyle gelen ayakçılık veya avanakça ambar talanı varsa eğer asla bitmez davası. Devasa eklemlenmelere karşın beklemek gerekir sabırla. Sabrın sonu bir ters bakışla dahi düşkünlük damdan içeri düşer...
Düşkünlük, alternatif akım yozluğunu ve sıfırın altı oyunbozanlıkla picleşmeyi salgılar. Picleşi destekçisi, yoz yobaz art niyetlilik hıyaneti kurgular. Bilim ve teknik düşmanlığıyla. Tek kalemde imkansızı zorlamak ve canından sakındığının en hasını, piclik diyarında hiç değmezine sunmak babında. Kavruk teni güverteye güneşe savurmak. Lafta pozlu tozlu güneşlenmek ve göynü köhnemişlikten usanç duymak tarzında. Düş yakasında düşkünlük...
Oysa mevsim güzdür. Ağustos böceği 27, 28, 29 ve 30 birinde öter. Eylülde sadece 1 ve 29 arasına kayıtlanır, start verilme durumu. Ancak Ekim dönemi çok yoğundur. Öyleki 2, 4, 4, 8, 19, 19, 19, 19, ve 24 rakamları ateşte yanma fıtratını tembihler. Veya kendine gelişi. Hazan mevsimi 21 Kasım'da kasar kendini. Çalar puslu rüzgarını yüzlere. Diriliş ertelenir aralık sonuna...
Daha sonrası rakamların dilinden, sazdan sözden, yazı ilminden anlayan radikal kestirimcinin körşeytana pabucu ters giydirmesidir. Teminatı muz orta, final maçının yedinci dakikasında. Sonra uzun bekleyiş süreci, sürgün artık nereye varırsa. Ama akıl, mantık, bilim ve insanlıkla. Derya Deniz ilimle, resmen ucuz roman fesine ve notanın pesine aldırmadan, adamlık dersi vererek...
Korona kör şeytanı, picin piki, pes dedirten cinsten cinlik, fes düşürten iblis, kes hesabı keskinliğiyle son nefese dek unutulmaz. Son nefes...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder