SAVAŞ VE ZARAR
Çekimli çekimsiz
fiillerle anlatmak var şimdi
furyaya kapılıp
fitillenen
fillerle savaşı.
Afili develer
diyarındakini.
Kızgın çöllerde
akışkan kum
fırtınalarında
katrana
bulanmışlarını.
Flamasında yalandan
barış yazanlarını.
Önünde arkasında bir
daha yanıldık demekle olmaz
ölmekle kalınmaz
olanlarını...
Şehitlik hangi
mertebeyse artık her fani şaşkın
tüm savaşlara iskele
alabanda yanaşmak şandan
belki asker doğmakla
makbul
ama yanmakla eş değer.
Aslı esası kızgın lavlarda
kavrulmaktır.
Ben hep savaşa hayır
pankartı önündeyim
ellerimde yeni
yeşillenmiş zeytin dalı
ve beyaz güvercinler…
Kırık kanatlarda ayni
veciz
mavi gözlerde aynı
hışım
yurtta sulh cihanda
sulh.
Ama son yıllarda tam
tersine çevrilmiş.
Hangi rüyadalığın
çıkarsaması bu
manasızlığı manidar
taş baskı çıkartmalar.
İsteseydim olurdu
belki de gerçekten
hiç başlamayan harp ve
ebedi sulh.
Mavi sırlı tabakadan
çekseydim uçsuz
cigarayı
gümüş kaplama
çakmağımla
yaksaydım ucundan
tütünü.
Çaksaydım gerçekten
barış çubuğunu
gülerekten
ve salsaydım yananın
ucuna ucuna ekleyip
ekilseydim toprağa
ölümsüz ölümsüz.
Barış ne mana uçsuz
bucaksız bir dumandır
çalımlı çalımlı
çektikçe savaş narasını
savaş iç çektiren ebedi
davadır.
Bir atsana beni eve
monoloğuyla bitmez
gelir ardı sıra beyaz
kefenliler
enfiye tadında buğulu
ölümler
çekti çeker burcu
burçlardan,
bizim biraderler nefes
nefes.
Ve melül ve malül…
Bakışları kanlı yaşlı
analar
patlar ciğerleri.
Acılar uzar uzar ve
çürümüş tütün
genizlere dolar
barış bin kanatlıdır
dalar maviye.
Savaş rüzgârlarıyla
savrulan ise
bin bir bahanedir sarılır
azraile.
Atıyorum savaşına
karşı hayır sloganlarını
Yetkin yetişkin
ellerde tek delikli zarlar
karşımda tek sıra
savaş bezirganlığı.
Muharebe dükalığı
muhatara krallığı
zarar ziyan prensliği.
Ben yine savaşa hayır
pankartı önündeyim.
İnansaydım gerçekten
barış gelirdi belki
eğer savaşsaydım
barışına
yine dar ağacına
çekilirdim.
Ama biterdi beyhude
savaşlar…
Enfiye buharı çekti
yine bizim biraderler
ve melül melül
kefeni kanlı veya
malul
haybeye ve birileri
namına tedbirli.
O birileri ki ata
toprağına ihanetin pistonları
topu keyif panayırında
muhafazalı.
Peki neden bu
fıtratlık yanmalar
bakışlar kanlı pazar
akşamında
azar azar ve azaplı.
Çürümüş gezegen
ezberler beyinde bin
kanatlıdır.
Atıyorum barışa tek
mermilik sevdamı
selamlıyorum savaş
tanrısını sakınmadan
çekiyorum tetiği ve tam
alnın ortasından
sivrisinek ısırığı ve
kızarığı.
Ben ölürken bile
savaşa hayır pankartı önündeyim
önümde dimdik vurulan
biraderler
bedenime çelik miğfer
ellerimi tutarlar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder