26 Ekim 2017 Perşembe

SİYASETTE UZLAŞI…

SİYASETTE UZLAŞI…
 
Parti her kongre kurultay süreçlerinde atomlarına ayrılır. Ama hiç birinde örgütün çekirdeği siyasetin bulanık atmosferinde yol bulup esenliğe çıkamaz. Çünkü örgüt birilerince hiçe sayılarak yine değişmez ve katı politikalar güdümlenir. Ve yine uzlaşıdan uzak, boşa güç ve efor ve de zaman harcanır. O yüzden bazen ağır kaçsa da edilen sözler vardır ki, siyasette uzlaşı mekanizmasını zorlar; Uzlaşı şarttır, siyasette uzlaşı vazgeçilmez değerdir…
 
Parti örgütü kısa veya uzun değişken dalgalara karşı duramayınca yönetsel yapılarda yer alması gerekenlerin yenilmezliği de, başarısı da tarih olur. Burada örgütün, siyaset atmosferine aldırmadan özgür ve özgürlükçü direnç göstermesi çok önemlidir. Gösterirse ne ala çünkü bu günden yarına aradaki farkın kapatılması güç, kazanılması olası görülmeyen ama açıkça da dillendirilmeyen daha nice yarışlar yaşanacak. Ve o yarışların da kayıp yarışlardan sayılmaması için bu mevcut yıpranmış kadroların uzlaşılarak yenilenmesi gerekir.
 
Artık örgüt gelişen ve dönüşen siyasetin atmosferine uyan doğrultuda uzlaşıları hayata geçirmelidir. Değişik güçlerce hiçleştirilmeye çalışan ortamda birlenip olgun bir uzlaşı örneği sergilemelidir. Bütünleşerek yılların sakatlığı ve sakarlığından artık kurtulunmalıdır.
 
Kurtuluşun ilk adımı olarak kongreler ve kurultay kurgusu akılcı öneriler ve birikimler doğrultusunda programlanmalıdır. Tüm kavga mevkilenmeye yönelik, mevzilerin derin kazılmasına dönük olmamalıdır. Siyasi etiğe ihanet edilmemelidir.
 
Bilinmeli ki kızgının ve kırgının kurşunu hava kadar ağırdır. Akıl ve gönül süzgecinden geçirilmeden atılacak her adımın sonucu da baştan bellidir. Ayrıca belirsizlik veya bezginlikle yol uzar söz kısalır. Onlarca sebep varken çağın değişimlerine, değişikliklerine karşı durup tarihsel ve dinsel manada yoğrulup, önyargılı ve tutucu yaklaşmak yanlışına bir daha bir daha düşülmemelidir. Bu fırsat eşitsizliğini yaygınlaştıran yaklaşım hiçbir ideoloji ile de bağdaşmaz.  Ama her fırsatta nedense uygulanır. Sonuçta devlette, toplumda ve siyasette karşı devrimcilere pabuç bırakılır.
 
O yüzden uzlaşı kesin şart. Bu değişmez bir durum, kader kısmet değildir, ne yazık ki öyleleştiriliyor…
 
O halde partinin temel dayanağı örgütü ve örgütlülüğü olduğuyla övünenler ilkesel ve bireysel özgürlük duyarlılığını savunmak ve göstermek durumundadırlar. Uzlaşıyı egemen kılarak gelişmenin ve değişimin önünü açmak zorunluluğundadırlar.
 
Artık partiyi çevreleyen tüm unsurlarca bile kanıksanmış bir fonda ve tonda ilerlemek hepten gerilemektir. Geriledikçe sözle gericiliğe karşı durmak olmaz. Her aşamaya seçilme garantisini sağlama solculuğundan da vaz geçilmelidir. Bu metodu iyi bilenler ve uzlaşışız uygulayanlar kadrosal manada da halkına yabancılaşır. Bu yolla gelinen merciler feci şekilde yeni batışları günceller. Artık bu acı gerçek görülmelidir. Ve ona göre davranılmalıdır.
 
O yüzden niteliğin aritmetiğe ezilişinin önü kesilmelidir. İçsel demokrasi artık alışılageldiği gibi işlemez, işlemiyor. Ayrıca bu tavırda ısrar demokratlık da değildir. On yıllardır ağzı açılan yeni yüzler, yeni sesler, yeni isimler der, yalandan hassaslaşır ama en hassas zamanda yersiz ve gereksiz davranır. Ülkenin ve siyasetin geleceği açısından bu blok kadrolaşması ve kadrosal bloklaşma kendi içinde ahde vefayı dahi uygulamaz. Mevkilerin yitirilmemesi adına yapılanlar akla zarar. Örgüt ve siyaset birleşmeyi birleşip güçlenmeyi öngörmeyip tercihlerin küçültülmesi ve referanslara bağlı çizgiden devam ederse yine yüzlerin gülmediği yarınları yaratır.
 
Uzun yıllardır tüm yapısal genişlemesi en alttan en üste yüz, yüz elli kişi etrafında şekillenen bir çekirdek yapının egemenliği artık engellenmelidir. Bu egemenlik sürdükçe yarın yine ayni isimlere sığınılır ve sığlık devam eder. Oysa kimsenin kırılıp gücenmeyeceği, darılmayacağı bir tablonun uzlaşı ile kurulması herkesi mutlu eder.
 
O halde bu kongre ve kurultay süreçlerinde örgüt siyasetin bulanık atmosferinden uzlaşı merkezli kurtarılmalıdır. Siyasette uzlaşı hayata geçirilmelidir.
 
Yolculuk orayadır…

Hiç yorum yok: