27 Ekim 2017 Cuma

HİN VE CİN POLİTİKACILAR CENNETİ…

HİN VE CİN POLİTİKACILAR CENNETİ…
 
Şu garip memleket cin politikacılar ve hin politikacılar için bir cennet. Saltanat diyarı. Yerel ve genel ölçekte sayıları onları geçmez ama yüzlere, binlere ve milyonlara hükmederler. Her seçimli süreç de anında birleşirler ve yüzlerce parmağa her yol mubah hükmederler. Memleket severlere cehennemi yaşatırlar…
 
Orada burada, onda bunda hemen her yerde vardır bu hin ve cin politikacılardan. Şu fakir memleketin hin ve cin politikacılarına açık duyuru yapmak ise siyasi ikbal uğruna hep ertelenir. 
 
Oysa uzun yıllardır kongreler ve büyük kurultayı sabırsızlıkla bekleyen, özleyen, gözleyen ve gözlemleyenler onlardır. Yıllardan beri kimlerin ne için ve neler uğruna hangi noktalara taşıdığı aşikârdır. Kimlerle uzlaştıkları da besbellidir. Uzlaşıldığında kimlerin hangi mertebelere en kolayca ulaştırıldığı da açıkça bilinen gerçektir. Ama bu hin ve cin politikacılara kimse çıkıp da haddini bildiremez.
 
Haddini bildiremeyiş nedeni ise şudur; Onlarca yıldır kökten değişmeyen hep ayni isimler ve hep aynı delegeler ile kongrelere ve büyük kurultaya gidiliyor. Baştan kurulu ve kusurlu işleyen bir hiyerarşi hâkim. Sanki seçim değil atanmalar üzerine işleyen bir düzenek var. Ama bireysel beklentilerin hacmi yüksek.
 
Bir diğer neden; bağımsız duruşlu siyasiler bile her adaylaşma, adaylaştırma aşamasında umulmadık tavırlar sergiliyor. Resmen travmalar yaşatıyorlar. Alttan yukarı şekillenmede nitelikli her siyasi kadro da bu travmadan nasibini alıyor. Kılcal kanama artarak devam ediyor. 
 
Ve her kongreler ve büyük kurultay dönemlerinde hinler, cinler ve suskun dilbazlar meydana çıkıyor. Ve yapay güç, suni imaj, yanlı vizyon, cilalı vitrin ve haybeye güçlendirme için zaman harcıyorlar. Ve hiç temsil etme ve temsil edebilme yeterliliği veya yetersizliği üzerine kafa yorulmuyor.
 
Bir başka neden; Lafta bu örgüt planlayıcısı hin ve cin politikacılar, örgütsel değerleri hiç manasına getiriyor. Tüm aday, adaylaşma, adaylaştırma yöntem ve yönlendirme tekniklerini tekellerinde topluyorlar. Etraftan ve eşraftan üye kitlesi ile demokratik ölçümlemeleri kilitliyorlar. Yenilenmenin ve kadrosal değişimin daima önünü kesiyorlar.
 
Bunlar pozitif ve rasyonel hiçbir telkine kulak asmadan, örgüt gerekliliğini önemsemeden, her türlü değerlendirmeyi yapabiliyorlar. Yaparken de vicdanının sesini hiç dinlemiyorlar. Böylece delegasyon üzerinde baskı kuran bu hin ve cin politikacılar gelecek iki yılları peş peşe heba ediyor. 
 
Oysa iki yıl adına onaylama ve onama merciindekiler hin ve cin politikacılara karşı durarak kimin niye kazandırıldığını, sonuçta nelerin kaybedileceğini hesaplamaları gerekir. Hesap sormalıdırlar. Pratikte birlik ve dirlik kalmayınca, iş işten geçince bin kez düşünülse de nafile olduğu artık görülmelidir. Hatırlatılmalıdır.
 
Yani bu garip memlekette hin ve cin politikacı öngörüsüzlüğü ile emektar seslere ve yalnızlaştırılmış yüzlere siyaset kulvarının daraltılması ve kapatılması önlenmelidir. İleride karşılaşılacak mağduriyet ve kopacak kızılca kıyamet bu kez baştan önlenmelidir.
 
Şu garip memleketin cin politikacılar ve hin politikacılar için bir cehenneme dönüşebileceği de bir kez olsun hissettirilmelidir…

Hiç yorum yok: