ORUÇ GECELERİ

Duvar gazetesinde eski siyah beyaz bir fotoğraf
ışıklar saçıyor direkler arası aşık ile maşuklara
yıl bilmem kaç...
Bir tahta iskemle ve bir peşkire dayalı
orta oyunu hisli akla karadan
tuluat menşur Dümbüllü’den.
Şehzadenin başı niyetine geceler
oruç geceleri…
Geceleri
Kumkapıda bir yerlerde
kantolar cıvıldar platin pikapta.
Samatyadaki rumi mekanlarda
gramofonun iğnesi kırık plaklar inceden cızırtılı olsa da
rahvan gider hicazlar, uşşaklar.
Eski moda.
Muşamba masalı
koltuk değneğine yaslı Arnavut meyhanesi de
oruca açık sahurda da.
Börek, sucuklu yumurta, hıyar turşusu, şalgam suyu
İftar menüsü.
Sahuru da aynısı.
İsteyene fırsattan istifade mey karınca kararınca
masa altı şartlı
Yaratanın kudreti aşkına.
Köstebek gibi içiyorlar iki dünyayı
iki ataş arası ablukada faniler.
Kapı mandalı kırık ayvanlara
berrak gecelere susulu alışkanlık bulaşıyor
oruç yemeğinde ayılmak.
Duvar gazetesinde yazıyor kara duvarların meşki
Maslahatın marşı meşalesi.
Baharı bekleyen boğuk gecelerde açık kapılar
kahırla kilitli kalpler
oruç günlerine doğuyor memleket.
En oynağın, oymağın, kelaynağın gücü bu kadarmış
duruluyor bayrak yapılı tiz çığlıklar.
Vuruluyor kaşın ortası kalın taş duvarlar.
Kantolar sıvışıyor platin pikaptan
gönüller kırık ince sazlar gazelden harice
can canana amade.
Duvar gazetesinde eski aşklar seçkisi serpintisi
Damcı demlenip kıvırtır en işveli fonda
Kapanır oruç geceleri.
Bir ramansı yaşamak eskiden yeniye oniki ayda bir
sakat arabasına mahkum Arnavut meyhanesinde
sabahlamakla kesilir.
Duvar gazetesinde yeni rengarenk bir fotoğraflarla bezeli
su ve ışık gösterisinde çelebi lazeryan
ve balık istifi insan azmanı bir meydan.
Şahmerdanın şahı niyetine süslenmiş
oruç bozma geceleri…
o geceler ki kan damlar tezgahlanmış koltuk aslarının dilinden
astarı yüzü kalmamış yüzlerde an ve an
al kırmızı şarki çıban.
Daha var çok var fotoğraflardan taşan
Duvar gazetesinde köşe kıyı orta makul seviyede kazınan
ezber bozan oruç bozan geceleri
anlattıkça anlatan…