EĞİTİM VE EĞİTİM
Üç beş günü kaldı, memleketin tüm okulları tatile girecek. Eğitime yaz arası verilecek…
Tarihle sabittir, eğitim ve işsizlik temelinde can çekişen hiçbir memleketin ömrü uzun olmaz. Geçmiş on yıllardan beri düzeni değiştirme programı sona getirilmişse de iş güç halleri ve memleket gerçekliğine uygun eğitim hala ilerlemenin vazgeçilmezidir. İlerlemenin yolu iş, eğitim ve üretimdir. Eğitimin temel ilkesi ise bilgi ve gelecek endişesidir. Çocuklar ve gençlerdir…
Çoktandır iş çığırından çıkarıldı. Çağın gerçekleriyle tam uyum şimdilik zor görünüyorsa da bir an önce uyumsuzluğu gidermek gerekir. Uyum zorunluluğunu pekiştirmek şart. Çocukların ve gençlerin ileride toplumu bozan mensuplardan ve meczuplardan sayılmaması için çağdaş eğitim farzdır. Memleketin mevcut psikolojik sağlıksızlığından kurtarılması da ancak çağa koşut eğitim ile olasıdır. Ama Milli Eğitimin on yıllarca uyumsuzluk üzerine şartlandırılması ile bu olurluk da geriledi. Gericileştirildi. Elbette bir şeyler koptu. İlk fırsatta düşmanlaşma yaygınlaştı ve saygı sisteminin de canına okundu.
Bir ulusu ulus yapan değerler devrimlerle gerçekleşir. Devrim anında veya evren boyutunda ağır ağır gelişir. Devrim veya karşı devrim, işte eğitim bu her iki gerçeklikte de çok önemlidir. Toplumun gelişimine katkı verecek düzeyde ve değişen çevresel kurguda yıllara göre sistemleşir. Eğitim bir ulusun kendi amacını güder, amaçlar. Amaçlananlar ise topluma daima özgürleşmeye dönük etki yapar. İşte bu hiç istenmez.
Tersine yaptırımlar da ise ulusallık ile ulus hallerinden uzaklaşma başlar. Temel değerlerden sapma başlar. Planlı karşı darbelerle düzen bozulur. Şarki zihniyetin izinde neşeli elentiler ve beklentilerle ürünsel bir yozlaşma artar. Bütün çocuklara, öğrencilere aynı veya ayrı okullarda aynı eğitim yöntemleri uygulanır. Ulus kavramına dönük ne varsa okul kapılarından atılır. Özellikle eğitimde doğru yöntemler kullanılmasını bozarak devlet değil hükümet yansıması değişik değişik düzenlemeler uygulanır. Tek tip insan malzemesine yönelinir. Bu arada en ideal eğitim sistemleri çatışması da başlar. İktidar erki merkezi bir metodu devam ettirdikçe veya ettirmedikçe de hiç fark etmez. Eğitim dip, işsizlik tepe yapar.
Her gelenle eğitim ve iş alanında elden gidenler biriktikçe birikir. Ve de eğitim ferdileşir, özelleşir. Öğretmen adayları ağlaşır. Şehir nüfusu nüfuzu ellerinde tutanların eğitimi de gerdirmeleri ile bocalar. Otoriter bir sisteme dönüşen hâkim siyasi erk sözde eğitimi önemser. Önemser göründükleri eğitimin sadece suskun ve sessiz kimlikler yetiştiren bir modele evrilmesidir. Öyle ki modern eğitimden, demokratik girişimcilikten gittikçe uzaklaşılır. Ustaca işlenen uzaklaşmaktır. Denizler aşılır aşılmasına ama anlaşılır olmaktan çıkarılmış bir eğitim modeliyle geleceğin nüfusu yetişir. O nüfus kime hizmetçidir açık seçik bilinir.
Böylece on yıllardır mevcut iktidar etkisiyle ve korkusuyla, otoriter ve despotizm getirili her yaklaşım nüfusun çoğunluğundan onay alır, onaylanır. İstenen de odur.
Büyük fotoğrafı görmek için en başından başlamak gerek. Başında tarihsel köküne bakılmadan gerçekleştirilen antik organizasyonlarla geleneksel eğitim sistemi yıkılır. Eni boyutu değerlendirilmeden sosyal gereksinimleri yok sayan düzenlemeler baş tacı edilir. Aile, okul ve devlet arasındaki görünmez ilişki de bu sayede zarar görür. Muasır medeniyet seviyesine ulaşma bağı kopar. Koparılır.
Bağın kopmasıyla daha önceden baş tacı edilen dağcı ve bağcı kahramanları da yer değiştirir. Yer kayması yaşanır ve eğitim ve eğitimsizlik bağlamında kör inanca bağımlılık zirve yapar. Ve ziller çalmadan teneffüs biter. Eğitimin sosyal ideal yapısı çalındıkça Ulus ve memleket gerçeklerine uymayan ve çözümleri mezara açık bir eğitim modeli ile tanışılır.
Oysa eğitim ve öğretimin temel bileşenleri taze zihinlere haklı bir tutumla geleceğe dönük, ilerici ve sürekli gelişmenin birikimini taşımak isterler. Haklarıdır gerçekten. Ama nedense toplum farkında olmadan veya olarak yeni tanıştığı bu dinsi alışkanlıklara sevk edilir. Din ve siyaset temelinde çeşitlenen bir eğitim süreci desteklenir. Kurumları kutsanır.
Mevcut eğitim sisteminden lafta memnun olanların olmayanlara baskısı devlet destekli bir yamanmayla mahallileşir. Mahalle baskısı eğitim baskısıyla da güçlendirilir. Kayıt içi kayıt dışı boşluk hissi yaratılarak, zihinler iki cihanda mükemmel yaşam ve yaşama saplantısı ile doldurulur. Ve memleket tersine döner. Dönüyor. Çünkü bir memleketin eğitim sistemi bozulup, işsizleri artırıldıkça tek tip eğitimli veya eğitimsiz kadrolarca çok rahat yönetilir.
Üç ay sonra memleketin tüm okulları tatilden dönecek. Eğitimin yaz arası bitecek. Eğitimin bileşenleri okullar açılınca neyle karşılaşacaklar oda başka muamma…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder