DİRİLİŞ, KURULUŞ VE İRKİLİŞ…
O çok özenilen diriliş ve ardındankuruluş aşağı yukarı bin yıldır kafaya göre ulamalarla işlendikçe işleniyor.Ululamalar film içinde film ve işgüzarlıkla. Erinde geçinde işin özü filmin sonu ise ne yazık ki göz göre göre tarihten irkiliş…
Ürkünün sebebi besbelli. Belli çünkü diriliş ertesinde kuruluşlailgili tüm tarihi bilgiler hem çelişkili,hem düzensiz ve hem de herşey iç içe, karmakarışık.İç içe kanaviçe tarzı yıkımlarla bezeli başlangıç. Tümüsonradan uydurma veya sonsuzluğu zedeleyen yakıştırmalar rulosu.Ayrıcahiçbir çekiciliği olmayan şablonlarla,film arası reklamlarlaayarlanmışel yazmaları. Ayarlanmış, sayarlanmış. Bu kuruluş öyle bir süreçki, kuruluştaniki yüz elliyıla yakın zaman geçtikten sonra geliştirilmiş ve benimsetilmiş.
Bir durum draması. Histerik tarihçilerin tragedya kapışması.
O dramatik yüzyıllarda tarihe düşülen trajik kayıtların ne derece doğru olduğu ise tam bir muamma…
Hazin bir öyküdür ama ata babası kim olduğutam belirlenemeyen dört yüz çadırlık bir aşiret liderinin dirayetidir akıllarda kalan.Veyatam bir imaj hilesi ile imgelem cilası ilebetimlenen çağınayrıntılarında saklıdır tüm gerçekler. Gerçekleri incelemek ve irdelemek için ise ana kaynaklar oldukça sınırlıdır. Resmen çarpıtılmaya da açık davettir.
Abartılarlasüslenmiş bilimsel ciddiyetten uzak bir tarihi kaydırmacadırdirilişin peşine kuruluş hikâyesi. Ya da tarihe meraklı kendine insanım diyenin içini ürpertecek türden bir kayırmacadır…
Yazılmayacakları yazarak, yazılacakları ise yazmayarak kuruntular safında buluşmalara zemindir diriliş. Kuruluş ise doğruluktan ayrılmayacak çizgide bir oldubittiye getirilen ve hep birşeyler göz ardı edilmiş veya hakikatlerden uzak hayal edilerek yazılmıştır. Tarihin esrarlı perdesi kaldırıldığında dirilişin de kuruluşunda tarihi çok ama çok kanlıdır.Bu kandan beslenişin belgesel bir güncesi ve açık seçik netliği bulunsa da daima küllenip kapatılmıştır.
Kapıkullarınca kurgulanışın bir yönü de budur. Zatenanca yüz yirmiküsur yıl sonra elatılmış kuruluşun tarihine. Attırılmış...
Tarihide, tarifi de, tarihe not düşenlerin talihleri de açıkça belli aslında. Hayal kırıkları,marazalar, arızalar, azmalar, sızmalar, kıymalar, kızmalar, kara kanlı maziyegöz kırparken tortusu kalmış toplumsal normlar ayrı ve ayrıntılı bir görsellik taşır. Taşırama hükümranlık daima zaaflardan beslenir. Veya tarih hırs ve tutkularla karakterleşen kalleş çatışmalarla, dökülen kanlanetleşir.
On asır önceden bugünlere topal aksak taşınan, taşkın çatlak diriliş, kuruluş ve kuruluş destanının ayni ellerde destelenmesidir. Bestelenmesidir. Bilinen ise ikircikli irkiltici benzerlikler her dönem kargaşasında hep ayni değerleri benzetir. Kale devletçikleri de, site kentleri de hep ayni hoyratlıklar kuşatır…
Hırçın doğa ve bol dua eksenli bir tema. Temaşalar kuşanılır. Yitik, bitikve asla doğruya erişilmez bilgilerle donatılmış bir diriliş mizansenidir kuşa yüklenen. Kuşak dizgesi kuruluş ve kurulum dönemikaçkınlığıdır. O günkü dünyada var olmak elbet bilek cesaret gerektirir,sayısız göçler ve gözü pek uzun yolculuklar ister.Zavallılık ise o zaman yolculuğununbinlerce şüphe ve işaretler barındırmasına karşın yaklaşık bin yıldır on binlerce belgeye dayandırılamayış korkaklığıdır. Kör inan ve şüpheye şerbetlenmedir.
Oysa hep bu acı kızılcık şerbetiiçilir, içirilir.Dertler ve acılar muhatapsız muhasebesiz hep malum muskaya bağlanır…
Tarihten bir haber öykü mirasçıları da böbürlenilen bunca kör kara bağlanışı, ak kor dağlanışı detaylı bilgilere sahip olmasalar da defaten uydururlar.Tarihi öykülerin ve tarihi kahramanların tamamına yakını bu bayağılıktan asla kurtulamaz. Kurtulması da beklenemez. Tam yarım, eksik gedik tüm aktarımlar bu mahaldedir.
Ması, mayası, mahlası, mahyası diriliş ve kuruluş, kurtuluş bir yana hep eraya, doraya, saraya iğrendirici boyutta, köle düzleminde hizmettir…
Öyle veya böyle,belli zaman ve dönemlerde vicdan duygusunu kaybetmişlerin zenginleşme dürtüsüdür tüm kurumlanmalar. İrilişler. Dirilişler. Kuruluşlar.Altı üstü budur tarihin raflarına dolan. Küpleri dolduran. Ayatı, hayatı belirleyen ve düzenleyen bu üsluptur, bu ayarsızlıktır. Sarayı yönetenlerinsıralı sırasız ve arsız harsız kazıklı ibresine bağlıdır kurtuluş. Her çanlı diriliş ve çalımlı kuruluş. Hüllesi, güllesi, hülasası heybede, saralı ve kazıklı humma çarpıntılı bir özentidir saray duvarından aşan tüm tarihsel mana ve tarihin özeti.
Özetin özetitarihi kuşatan harcıalem hengamelere bel bağlanır. Özelin öznelliğidir harcamalar ve harcanmalar. Özetle kurum kurum kurumlanılarak abartılandirilişin vekuruluşun kılıç kalkan, ok mızrak, saz sadak getirisi ise tarihin arka sokaklarında başıboş gelenek aranmaktır. Boşuna insan olanı irkiltmeyecek film sahneleri taramaktır. Şapadanak avanak jargonlu tarihi şablon filmlerineçekicilik katmaktır.
Tarih filmlerden öğrenilmez…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder