19 Mayıs 2017 Cuma

ANTİEMPERYALİST RUH; “19 MAYIS”…

ANTİEMPERYALİST RUH; “19 MAYIS”…
 
Memleket meydanlarından resmi irade tarafından protokol düzeyine çekilen “19 Mayıs” aslında tarihe ışık tutan ve ilelebet tutacak olan antiemperyalist ruhtur…
 
On yıllar boyu çok uluslu paralı gurka, safi kukla kuşaklar ne yazık ki ‘19 Mayıs’ın antiemperyalist ışık çarkından nasiplenmeyip tatlı fesat gerici bir anlayışı egemen kıldılar. Kapitalizmin uşaklığında büyük sermayeye daima gece bekçiliği yaptılar. Her türlü ayak oyunlarından, sivil askeri faşist darbelerden medet umdular. Koca memleketi çağdaş aydınlanma yolunda sekterlediler.
 
Ve onca yıllar zarfında 19 Mayıs’ında içi boşaltıldı. Kurtuluşun ve inancın zaferiyle bütünleşmiş bayram temaşası meydanlarda stadyumlarda sürdürülen yılların birikimi fazla görüldü. Sil baştan düzenlenecek yılan hikayesi ile yeniden şekillendiriliyor planlanıyor derken 19 Mayıs hepten boşa çıkarıldı. Yıkma, sıkma, yarma, karma sıkılmalar vardı orta yerde, halledildi. Bedavadan taçlandırılan, kulelendirilen, saraylandırılan birilerinin bayram kleptomanlığı da tavan yaptı. Tarih ve kutsal kitaplar üzerine değil, şahsi hırslar üzerine davranıldı. Yığınla imreneni varken yalnızlığa mahkûm edildi şu memleket. 
 
Bugün geçmişi olmadığından yurtsuz yuvasız sabahlara yuvarlanan milletlerin hangi direnişe uyandığı ortada. Kapitalizm ve emperyalizmin kurbanı olan devletçikler ve devletler. Kampçılık, sığınmacılık, mültecilik. Ortada kalan milyonlar.
 
Oysa ezilen her millet için kurtuluş, tarihte bir yerlerde, kırk numara kırkayak unutturulmaya çalışılan “19 Mayıs” sonrasında gizlidir. Asil gerçekler bu günler de dahi “19 Mayıs” tarihinde karşılığını bulan antiemperyalistruhta bulur karşılığını.
 
İşte o 19 Mayıs 1919 antiemperyalist ruhu envai çeşit ruhsuzlar, bozuk ruhlar ve sahte ruh uzmanları çağı yaşayan dünyada ve şu memlekette daha nice mühür açar, ilelebet de açacaktır…
 
Kutsal direniş; 15 Mayıs 1919’da İzmir Karşıyaka’da işgalcilere atılan ilk kurşunla sembolleşir; Gazeteci Hasan Tahsin. 16 Mayıs’ta Samsun’a demir alan Bandırma Vapuru ile de ifadesini bulur. 19 Mayıs’tan sonra artık geriye dönüş, geri adım yoktur.
 
“19 Mayıs” ulusal direnişin ayni çatı altında toplanması, devamında devrimci bir yolda ilerleyişin ve Ulusal Kurtuluş liderinin Mustafa Kemal olacağının yedi düvele ilanı, Mustafa Kemal’in dünya kamuoyunda uyanışın ve dirilişin sembolü olarak tasdiklendiği gündür…
 
Yani vatan sayılmış bu toprakların yabancı güçlerden arındırılmasını sağlayacak ‘Çılgın Türkler’in ‘Kutsal İsyan’ı o gün, “19 Mayıs” günü fiilen başlamıştır.
 
O yüzden 19 Mayıs tarihin karanlık yüzünü ışıtan antiemperyalist bir ruhtur…
 
Fırsat bu fırsat diyen resmi yarı resmi dayatmacılar unutmamalı ki; ilk kurşun hala Karşıyaka’da patlamaya hazır ve Bandırma Vapuru ilelebet değişime yatkınlık, yetkinlik çağında ve mertebesinde hala dipdiridir. Mustafa Kemal’in idesi de hala yol göstericiliğini korumaktadır. O dirilişe tek bir cümle kâfidir; “Ya istiklal ya ölüm…”
 
19nMayıs 1919’ta saltanat sallanırken Yunan İzmir’e asker çıkarır. Ayni gün Damat Ferit de Sadrazamlıktan çekilir. Ve 16 Mayıs günü Mustafa Kemal ‘silik mühürlü’ bir yetkilendirme ile yedeğinde on beş subayı ve iki şifre memuru kırık dökük harap bir vapur ‘Bandırma’ ile İstanbul’dan Karadeniz’e açılır. İşgal İstanbul’una yaşlı gözlerle bakıp “Geldikleri Gibi Giderler…”diyerek…
 
Aynıyla beyandan; “3. Ordu müfettişliği ki; müfettişi bendim. Karargâhımla Samsun’a çıkmış bulunuyordum. Doğrudan doğruya emrim altında olmak üzere iki kolordu vardı. Bu geniş yetkinin beni İstanbul’dan sürmek ve uzaklaştırmak gayesiyle Anadolu’ya gönderenler tarafından bana nasıl verilmiş olduğu garibinize gidebilir. Hemen ifade etmeliyim ki, onlar bu yetkiyi bana bilerek ve anlayarak vermediler.
 
Ben bu görevin yerine getirilmesinin bir makam ve yetki sahibi olmaya bağlı bulunduğunu ileri sürdüm. Bunda hiçbir sakınca görmediler.
 
O tarihte genelkurmayda bulunan ve benim amacımı bir dereceye kadar sezmiş olan kimselerle görüştüm. Müfettişlik görevini buldular. Yetki konusuyla ilgili talimatı da ben yazdırdım.
 
Hatta Harbiye Nazırı bu talimatı okuduktan sonra, imzalamaya çekinmiş anlaşılır anlaşılmaz bir biçimde mühürlemiştir…”
 
Viran Bandırma Vapuru Karadeniz’in çılgın dalgalarına zorbihal dayanır. Yalı boyu üç gün ağır aksak ilerler. İstanbul’dan ayrılıştan üç gün sonra 19 Mayıs 1919’da Samsun’a varılır. Yorgun Vapur Samsun’da ahşap iskelenin açıklarına “Memleketin Kurtuluşunu”demirler. Zaman kaybedilmeden Mustafa Kemal ve yedeğindeki karargâhı hemen işe koyulur. O dakikadan itibaren üç yıl sürecek ‘Kurtuluş Savaşı’resmen başlamıştır. 
 
Başlamıştır; Memleketin yabancı güçlerden arındırılmasını sağlayacak dünya tarihini ve tarihin emperyalist akışını kökten değiştirecek ‘Çılgın Türkler’in ‘Kutsal İsyan’ı…
 
Tek bir cümlede gizlidir her şey, koca tarih; “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz…”
 
2017’nin 19 Mayısında tarihe ışık tutan ve ilelebet tutacak olan antiemperyalist ruhun simgesi; “19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı”memleket meydanlarında hakkınca kutlanamayacak olsa da kutlu olsun…

Hiç yorum yok: