DENİZİN DİSİ VE AYDEDEYLE YILDIZ -0-
DOM DOM KURŞUNU
DOM DOM KURŞUNU
Ve tanrı domuzu yarattıDomuzluk etme bre adam
Mealine bak oku
Yetmezse tefsirine bak
Daha anlamazsan sor öğren
Duymakla olmaz ki koskoca din
Bre akıllım domuzluk etme
Hiç duymamışsan da ömründe bilene uy
Ve unutma
En kolayı namaz niyaz edebiyatı
Yanına bi tutam oruç
Böyle niyetliysen her daim
Sanırım seni kurtarmaz bunca ibadet
Gel bre adam domuzluk etme
O sefili de tanrı yarattı
EDİBE
Zarar ziyandayız gene
Çerezliğimiz karımız
Cıvıdı kanımız
Sözde doğa aşıklısıydık
Çok geç kalmışız çok
Aşktan usandık
Zarar ziyandayız bu yılda
Sağlık olsun
DESİSE
Burada akşam ezanıyla
Gerçekten çakallar uluyor evet
Geyik karaca görebilirsin öğlende
Domuza rastlamadık daha
Ama varmış darı diplerinde
Ayı epey yükseklerde
Kurt her yanda
Burada yatsıdan sonra yatılıyor
Biz yine sabahçı
Ve deniz döndü seferinden
İstanbulda ağlamaklı
Karadeniz sabah ezanı dinliyor
Benim gözlerim kapalı
ZOR OYUN
Bir iftar vakti oradayım
İyi niyetliyim
Siz bozun oruçlarınızı gecikirsem
Benim ki bozulmazından
Beklemeyin boşuna
Eyiniyetliyim
DALGIÇ
Patates kızart yavrum bana
Yanına mamaliga
Ve tuzlu beyaz peynir
Tulum gibisinden olanı
İki de yumurta kır
Ve yanıma otur
Patlıyasıya özledim desem yalan olmaz
Deniz gözlü denizimi
Dalga dalga küçülüyorum
Midemde sevda
Ne hevesler harcadım gurbette
DİREK
Mendek çorbası istiyorum
İçi ala fasulyeli
Sıcacık
Ah memleket sevdam ah
Karnımı acıktırdı
Aklımı kurcaladı
Meğer nafileymiş
Torbamda akıl almaz günahkar
İBRETİ ALEM
Üç mermi hepisi kalan
Göz hapsindeyim
Gömleğimde çalınmış sanki
İpten alınmış
Yolsuz kalmışız kime ne
Aklı evvelliği düşmanım ilan ettim
Gönlüm rahatladı
DOST
Nostalji kasetleri protest
Dinliyorum hazla
Daha bi protest eskiler
Elbette arabeskten iyi dünyası
Kaset devri çoktan bitti
Tak kaseti Semra söylemi de
İçine ettiler ülkenin gittiler
Şimdikiler daha bi fena
Protest de kalmadı
Şiirler şarkılar ilahi formatlı
Kulaklar sağır
KAZMA
Kazan kaldıranda ahali
Nolcak ülkenin hali
Ya ülkeyi güdenlerin hali
Merak etmeye gerek yok
Olacaksa olur en alası
Kızma birader oynar çocuklar
Ebeveynler kızar kızarır
Kazan kalkmışsa eğer
Gül bahçesidir ülkenin ehvali
Çevresi dikenli teller
Ya ülkeyi güdenler
Kanımca arkalarına bakmadan giderler
A markalı müşkülpesenklikle
Kazın ayağı meseli
BEKTAŞ
Kabristanlara uğrar demiryolları
Haydarpaşada ölü vagonlar
Bela geri döndü
Leylekler gitmeye durur erkenden
Şeytani karaltılı gecelerden geldim
Hatıralarımın hatrına
Sayılı günler var göreceğim
Bilinmedik korkuları hadım ettim
Vezüz pompei ve herkülle
Ortak noktada uzlaştım
Kabristanlara uğrarım demir yürekl
BALAT
Zaptiyeler tutmuş kolundan yolun
Devir yirmibirinci yüzyıl belki yirmiiki
Yolcular yolsuz
Bekler her kavşakta yavşak ölüm
Arazi ormanlık ıssız mı ıssız
Hiçkokvari manzaralı
Ve film başlar ve film biter
Zaptiyeler girmiş koluna yolcunun
Devir on iki eylül sonrası
Yolcular onsuz
Bekler her dörtyolağzında yavşak evren
Ölüm püskürtür cariyeleri
Zabıtlar tutulmuş yalandan
GAİP
Patozların sesi ulaşır minarelere
Ayıklanmış insan
Ayaklanmış yine duygularım
Yağmur damlaları dövdükçe suratımı
İnerim dünyaya
Hiç ölmeyecekmişim gibi
Tekrar doğarım
SONDAN SONRA
Sondan bi evvel
Berat veya
Tabiri caizse ağır yenilgi
Sarmalına girilen çaresizlik acıtıyor
Artık peşin ödeme zamanı
Sezgiler ötesi yalın gerçek
Doğutsal karmaşa
Gelin hatunlar kısır
Kaset kaset başa sarıyor hayat
Aklımın derecesi çıldırmış
Dayanılmaz sıcak
Domdom kurşunuyla öleydim
Öleydim de dirileydim
Koptu kıyamet
SONRA SON
Edibe yaralanamaz tanrı kuşu
Desiseler bol ormanda
Yol gösteren yolcu
Zor oyunu elbet bozar
Ve dalgıçlar bulur en derinde
Uslanmaz edibi
Direkler arası gerilmiş derim
İbreti alem alemlerde
Öter durum edibe tanrı kuşu
Dostlar bağında söz düellosu
Kazma kürek yalnızlığında
Bektaşi kabristanlarda içer
Edibin sözlerini
Balatta eski bir konak
Gaipten gelen sese uyanıp
Geçip gitmek vardı kolayca…
ÜLFET
Üç gün sonra
Üç gün sonra otoyolun saklayamadığı deniz
Oturacak kucağımda
Babalar babası olacağım
Ardımda kara dalgaların savurduğu garabet
İnandım artık en iyisi gurbet
Sabret gönül üç gün sonra
Üç gün sonra iffet
İfrit olmaya gerek yok burda
Barda sazda cazda sevap
Namazda niyazda oruçta günah
En iyisini tanrı bilir elbet
Ama vallahi burdur gerçek
Sabret kanadı kırık doğanım
Üç gün sonra
Üç gün sonra kurtulacaksın ilelebet
BALKON SAFASI
Balkan harbinin başladığı gün döndüm
Balkanlara merhaba
Kırkbeş kalibrelik öfkeyim ve
Denizi tutuyorum gölgemde
Balkanlara uzayan köprüden düşmeyeceğim
Kötülüklerin anasını öpeceğim dudağından
Göz değmez ise eğer canıma
Balkon sefasından beter safa
Safa geldiniz dostlar
Merhaba balkanlar
ÜÇ BOYUTLU
Üç günlük küskünlük benimkisi
Sedir ağacı kesenler hariç
Dünya yükü benim yüküm
Taşımasını bilmesem ölürüm
Bir hamal vardı desinler
Dünyayı taşıdı sırtında da
Beli bükülmedi billa
Şu üç günlük dünyada saltanat benim
Sedir ağacından sedire uzanamadan
Gitmekse sanırım kaderim
Ve bu günlük küskünlüğümü betimler
DENGİ YOK
Evladıma duacıyım
Denizime
Sudan sebeplere tokum
Bambaşka kapılar açılır aklıma
Sülaleme davacıyım
Evladıma
Denizime duacı
KAVUŞMADAN ÖNCE
Kavim kavim dağılmışız buralara
Hurma tatlısı yiyerek
Bir cennet köşesi bulmuşuz
Oturup ağlamışız
Vatan vatan diyerek
Neresi ola ki o insanı içlendiren
Otağ kurulmuş çayırlık
Memesinden bal içtiğim ovalar
Kavlim kararınca yaşamak
DİLCAN
Dilimin yumuşağı kalmadı
Öğüt dinlemeye de kulağım
Yaprak yaprak döküldükçe ömür
Kulağımda denizin şıpırtısı
Derinden ayak sesleri
Eylül akşamlarındaki işkenceyi gizler
Dilimin kemiği kalmadı
Ağıt yakmaya da nefesim
Ah o facist darbe
Damla damla döküldükçe sabır
Evreni yırtasım gelir
Kulağımda denizin şarkısı
Ayaklarım elektrikli suda…
SAAT DURMUŞ
Ateşim öyle ateş ki
Söndüremez çağlayanlar şelaleler
Korkutamaz beni şekli bozuk yabaniler
Ayağı ters basan itler
Hırsım öyle hırs ki
DE FENERİ
Zavoya diye bir yer
Köy ki köyden büyük
Aklıma mukayyet ol tanrım
Zırvaya başladım içtikçe soykayı
Deniz feneri ılım ışık
Kıyıya yanaştıkça isanın meryemi
Al dudağından öpeydim birkez
Darağacında kurtarılmayı bekleyen fani
Artık zavoya diye bir yer yok
Vay ki vaydan büyük
Bakireye mukayyet ol tanrım
Aklımda incilden inciler
Kur an başucumda asılı
Deniz feneri bir yanıp bir sönüyor
Zavallı bir adam ölüyor…
YATIK YATIR
Horozlar ötüyor zamanlı zamansız
Haçın altında seromoni
Fenerler yanıyor saraylarda
Yıldızı sönük dinamosu ölü
Binlerce çığlık altında
Horozlandım yine ipek göğün altında
Açın bol olduğu yerde tok yatılır mı
İKNA TURU
Veledi yakınım diye yırtsam yakamı
Tutar belki ahım
Ne suçu var ki garibin
Suç babasının
Diğeri veledi zinasız
Ona da kırsam bana yakışmaz
Allahtan bulasınız gari
Vade dolduğunda görüşürüz
Dursun aklımın bir köşesinde o masal
Gün olur anlatırım
DERT KÜPÜ
Dört yanım Meryem isa
Fatiha ya sığındım
Haçlı kubbeler de yaradana
İnancım yetti de arttı
Vay aşıma imansız gurbet
Dindan imandan çıktık
Yarım imamlar
DİYAR Dİ
Duvarda deniz
Denizde duvar
Uykum var çok uykum
Ve sonbahar
Yaprak yaprak savruldum
Çıldırık dalgalarla kız kulesine
Deniz duvar
Duvarda mavi bir göz
Tam öpülmelik
Can kızım en tatlı uykusunda…
ÇAYDA ÇIRA
Çinili sobada mısır koçanları
Çıtır çıtır hayatım
Tutuştu son deminde
Çay kuşu öldü avuçlarımda
Aklımda binbir hayal
Ve sesin çınladı kulağımda
Bir sen bir ben ve Allah
Yani sadece ikimiz
Ve dünya İnönü gibi sağır
Çatır çatır çatlasın yıllar
Hikayemiz gepegenç
ÖZLEM ÇARKI
Rakının gözünde denizi aradım
Masmavi yemyeşil
Vurdun sineme köpüklü köpüklü
İki dünyalık ayıldım
Evelallah artık sarhoş olmam
Rakkaseler döndürse de başımı
Denizin ayakları dibine yatarım
Masmavi yemyeşil
Düştü rüyama bizim oralar
ISLAMA KÖFTE
Sinekli bakkallar var burada
Bomboni şekerler renk renk
Ulan cumhur seninle olmak vardı şimdi
Masamızda Boşnak rakısı
Ve birbirinden güzeller
Mezemiz senin eskiler
Sineksavarlar var burada
Pomponlu şekerler renk renk
Ulan tekin durmak lazım şimdi
Necatımız er kişi niyetine dinçlik
Elbet doğduk öleceğiz
Sinek ufak ama mide bulandırıyor birader
ISMARLAMA TAKIM
Pilav gününe yetişemedim
Sabri sabrı da işe yaramadı
Mamaliga ile beyaz peynire talim
Nurdan bir gecede galipleri aradım
Bulamadım kaşığı kırıkları
Gönlüm kırık benim kanadım
SALI PAZARI
Her öğleden sonra deniz
Aklım kor
Suya yazdım aşklarımı
Artık hangi limanda kimle buluşursam
Ben şehir şehir dolaşırım
Her ne gizim varsa denizde
Vesselam öğleden sonralara selam
Dünya boş
Ver öğleden sonraları beni bana
Aklım dursun
DEYİŞ DEVRİ
Ağzımda her tat sen
Nasıl ve kimleysen boşverdim
Benliğim senlen
Deliliğim şimdinin eseri değil doğuştan
Sırat köprüsünde beklerim
Ağzımdaki tat nar ekşisi
Nasıl ve kimleysem boşver
Senlen benliğim
Ağzımda buruk bir tat
KASIRGA OTU
İç beni her daim
İç ve sarhoşla
Ben zaten sarhoşum
Nolur niye diye sorma
Öyle işte…
Ta o zamandan kalma
Kalık isyanı benimkisi
Ondandır kalabalıkta bile yalnızlığım
Yalnızlığım bilsen ne kalabalık
SARDI GERİ HAYAT
Vardır bi nedeni
Bekleyin ve görün
Birlikte söyleyeceğiz o yasak şarkıları
Aşka en uzak
Ebedi sevgiye layık
Hardır yakar ki bedeni
Söyleyin ve duyun
Birlikte ağlayacağız o yasak şarkılara
Aşka en yakın…
SANDIK ÖRTÜSÜ
Susadım
Adım unutursan bi gün
Bil ki yaklaşmışım sana adım adım
İsimsiz mekansız bir ortamda
Bi bakarsın buluşmuşuz
Susadıysan
Ilık ılık içersin bedenimi
Buzlu şerbet gibi dişe çalan
Zamansız mekansız bi limanda
Bi bakarsın mendil sallarım
Hoş geldiysen
Susarım…
ADA
Ağzımdaki lezzeti aldın ölüm
Bende senin
Bende senin ananı
Ne güzel seviyormuş meğer
Cehenneme direk misali
Dudağından bal damlıyor
Diller zehirli
SU TANRISI
Sular soğudu
Sallar delik deşik
Aralardan bakıyor alabalıklar
Karşıyaka buzdan kale
Kalede bir
Bir suya tapar
Perisi pilli bebek
Tanrısı uykucu
Sular soğudu soğudu
Benim ciğerim yanıyor…
İLKE SON
İlk renkli televizyon ellibirde
Biz de otuz yıl sonra misafirlikte
Of ulan şu gerilik of
Karşıki dağlar bile yıkıldı
İzledik cümbür cemaat renkliden
İlerisi gerisi ortada birleşti
Lakabım artık dinozor
Renkli gözlerde lens travması
Şeytan uçurtması otuz yıldan sonra
Kuyruğunda of ulan şu gericilik masalı
Anne bi masal anlat bana
İçinde kırmızı gözlü dinozor bulunsun
FASIL HEYETİ
Fahiş sözler var havada
Israrcı ve yalancı
Soluklanmasam diyorum ama nafile
Biliyorum öleceğimi
Her nefesle yeniden doğuyorum
Dimdik ve dosdoğru
Banane fahiş sözler var havadan
İddialı ve yalansızım
Solaklanışımın seneyi devriyesi…
Biliyorum pusulanacağımı
SUDAN SEBEP
Öğrettiğime de öğrendiğime de
Dellenmeyeceğim
Ve binalar asil kalacak
Şerefeler huzurlu
Asılsam da suçsuz üretilerim kalacak
Anadan üryan gömün o zaman beni
Doğduğum gibi tertemiz
Kefen bana lazım oralarda
Yazacağım kefenime bir bir suçluları
Şerefine hey özgürlük
AYILMAK
Taşımak ne zor seni evlilik
Kazançların en karışığısın
Kaçak köle gibisin
Bir halkası burnunda
Bir halkası bileğimde
Tencere yuvarlanmış kapağı kayıp
Sarsmak ne zor seni evlilik
KAZAN KALDIRIŞ
Ayıplama yoksulluğumu
Gücüm yetmese de yetecek
Yüreğim var
Bilsen en zenginden zengin
Kayıklar sultan kayığı
Kürekler denizde
Bir dileğim var
Gökten düşen üç elmadan biri
Kınama yoksulluğumu
Ayıplananların başına
Bilsen ne güzeldi her şey
Onca yoksulluk varken
Asıl şimdiki ayıp
KULAÇ
Az güldüm çok ağladım
Kalbim genç kaldı
Bi o kadar da yorgun sanki
Durgun sular yolcusuyum ben
Sırt üstü ölü denizde çimen nilüfer
Feracesi ejderha desenli
Gülen ayva ağlayan nar
Bir ihtimal daha var
O da inadına yaşamak…
MÜNAFIK TARLASI
Münakaşacıydım yıllarca
Artık müzakereci
Teskereci
Yürüdüğümüz yollar aşındı
Aşımızda bin kepçe hırsızlığı
Müdahaleciler askerlikten düştü
Akıllarda hala o adi darbe
Testereli…
İTİRAZ KALEMİ
İhtiyaçtan gidiyorum
Zevkten değil
İhtiyaçtan satlık tabelası
Gerçek değil
İstanbul hatırası perdesi ihtiyaçtan
Gidiyorum yıllar yıllar öncesine
Lastik pabuçlu çocuk tanıdık
Acı bal gibi gerçek
DENİZİN DE’ Sİ
Kurudum yeşillendin kurudum
Hep kırmızıyı korudum
Kızıl komonist dediler yıllarca
Korkuldum korkutuldum
Denizim inan
İyi ki sosyalist olmuşum
Ara araştır öğren
Dilersen sende belki
Bakarsın ben olmuşsun
Yine yeşillendi fındık dalları…
KIRMIZI BALON
Sadakasız toplum özlüyorum
Sadakatsiz toplum ölsün…
Topu sadakatsiz olmuş tüfeği fişeksiz
Bağımsızlığı özlüyorum
Kasatura ucu zaferleri
“ Ordular ilk hedefiniz Akdeniz “ i
Ve illaki İzmir’i gavur İzmir’ i
Anasını da alıp gelen Karşıyakalıları
Sevdasız adam olmaz
Seviyorum Deniz’ i ve özlüyorum
İzmir’in dağlarını da…
EVREŞE YOLLARI DAR
Emrim geldi
Direğim orta yerinden kırıldı
Evrime inat
Evrildik…
Devrimciydik devrildik
Ve acayip sevdik o rüyayı
Evrene inat…
Her gece ayı rüyaya yattık
Dirildik…
Ve emri vaki
Hala burun direğim sızlar…
Sol tarafım felçli
KUŞLUK VAKTİ
Ey şanlı tarih
Jurnallerle şahlandı tarih
Kösem sultan rastığı çekti raksetti…
Ne itiraflar saklı yastık altında
Yabancı elçilerin kaleminden acı zaferler
Her hal Osmanlı fıkrası tadında
Abdülcambazlar taht kavgasında
Ey şanlı tarih uyuma…
Ey şanlı asker nokta nokta
ZEBANİ
Zembilli efendi başını verdi
Köprülere asıldı canı cananı
Valide sultan hayır hasanat peşinde
Aksarayda pertev sebilci başı
Korsan miting koydu tek başına
Ve valideler valde mektebine doluştu
Bir tombalak kadın seslendi oğluna
“ Memet memet sen uyma onlara “
Önce memet sonra biz sonra valde mektebi utandı
Ve pertev nihale aşık oldu
Gökten zembille indi hürriyet
Kırmızı kurdalelerle bağlandık korteje
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder