9 Kasım 2020 Pazartesi

CENDERE, YÜZYIL

YÜZYIL, CENDERE...
İki yüz yıl önce yeni dünya kurulurken, çok uluslu büyük devletler veya dev imparatorlukların yıkılması gerekiyordu. Zaten sömürgeler isyan içindeydi. Çıkan ayaklanmalara destek olunarak veya ayaklanmalar çıkartılarak, parçalanmalara hız kazandırıldı. Azınlıktan uluslaşmaya geçişin önü açıldı ve beklenen son. Çok uluslu büyük devletler veya dev imparatorluklar yıkıldı. Yerlerine küçük ulus devletler kuruldu...
Tam 200 yıl sonra yeni dünya düzeni kurgusu, dünyaya tam hakim olmak için ulusdevletlerin yıkılmasına karar verdi. Çünkü emperyal yayılmaya bu ülkeler engeldi. Engelleri ortadan kaldırmak için göstermelik reformlarla denetim ve yönetimin yıkıcı unsurlara geçişi sağlandı. Sonra merkezi devleti güçlü kılan ordular zayıflatıldı. Gereken modernizasyon ertelendi. Bürokrasi abartıldı. İdari ve adli eksiklikler çoğaltıldı. Dinsel ve mezhepsel yaralar kaşındı. Planlı biçimde, tarihte iptal olma denklemini çözecekler, hiyerarşik biçimde tırpanlandı ve beklenen son...
Ulus devletlerin dünya enerjisi üretenleri başta olmak üzere, örnek olmak babında ayakta kalabileceklerin yıkılması için düğmeye basıldı. Dünyanın jandarmalığına soyunmuş gelişmiş ülkeler, yeni dünya düzeni ve işbirlikçileri daha ulus devlet olmaz tavrıyla, süresini tamamlamamış olanlar dahil tümünü tarihe gömmek için yarışa girişti.
Sosyo ekonomik tüm krizleri asla hafifletmeden, bölgesel yıkım bataklıkları oluşturarak, yapmak istediklerini yapmak için, ulus devletleri bu bataklığa çekti. Egemen dünya, mikro milliyetçi ve dinsel şiddetli akımların kullanılmasıyla ulus devletlerin ayakta kalma şansı azaltıldı. Görünen o ki yarınların 100 veya 200 yıllık dünya düzeni programı işleme koyuldu...
Ulus Devletler yerine, direnç göstermeyecek taklitçi, nüvesi ısmarlama devletçikler kurularak yeni dünya şekillendiriliyor. Dünyanın çöllerine göllerine bozuk maya çalınıyor. Tutarsa, tarihle sabit tutarlılıkta dünyayı kapsayan savaşlar gerektirmeyecek, bölgesel kirli ve kurgu savaşlarla güçler dengesi oluşturuluyor. Umduklarını bulamayanlar başta olmak üzere, bu yeni dünya düzeninde, düzenin destekçisi olarak yaşama ümidini koruyanlar da kendi sonunu hazırlıyor...
Peki nereye ve ne zamana kadar bu korunma ve korumacılık sürer, onu da verilecek tavizler belirliyor. Zaten avantaj bir şekilde çoktan kaybedilmiş veya kaybettiririlmiş olduğundan, ne tür kurgu dayatılırsa kabullenmekten başka çare kalmıyor...
Yeni yüzyılın çilesi ya da acı gerçeği...
Senol Bas, Adnan Kaymakçı ve 2 diğer kişi

Hiç yorum yok: