16 Kasım 2020 Pazartesi

Büyük Kurtarıcı

BÜYÜK KURTARICI’YA, 82 YILLIK MAHCUBİYET...


Büyük Kurtarıcı, yüz yıl önce memleketi yakalandığı hastalıktan antiemperyalist reçeteyle kurtardı. Ama seksen iki yıl önce yakalandığı hastalığın pençesinden kurtaracak tıbbi reçete bir türlü bulunamadı. Ve Büyük Kurtarıcı, On Kasım saat dokuzu beş geçe ölümsüzleşti...


Büyük Kurtarıcı’nın kurtuluş reçetesi, tam bağımsızlık ve ulusal egemenlikti. İlacı ise; “…Hangi İstiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, planlarıyla, yükselebilsin. Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir..." Memleketin kurtuluş ve kuruluşundan, Büyük Kurtarıcının ölümsüzlüğe yürüdüğü ana dek uygulanan reçetenin özü bu. Sonradan millete hissettirmeden bu kutlu yolu terk ediş cilalandı. Ve on yıllardır uygulanan bin bir reçeteyle daha da gerileyiş tescillendi.


Ve kutsal emanete hıyanet ve seksen iki yıllık mahcubiyet, doğdu…


Kutlu doğan ve ebediyen yaşayacak olan Dünyaya ibretlik bir hayat, tarihe dahiyane liderlik hikayesi, göndere çekilen Ayyıldız. Uyduruk reçete simsarlarınca, on yıllardır provokasyonlara projektör tutularak yıkılmaya çalışılıyor. Gösterdiği amaç ve hedefe durmadan yürümeye ant içenler ise suskun. Zaten ant da kaldırıldı. Yeminsiz bir yaratı tasarımı. Yeminden dönmeyenler ise salt sevgi saygıdan gayrı silahı, yazdıklarından gayrı kurşunu olmayanlar. Ve “Birinci Vazife”ciler nöbette. Horlanan ve zorlanan Millet sessiz, fikir beyansız. Bir ölümcül hastalık. Oysa dünyada ölümüyle, ölümsüzlüğü tescilleyen tek lider, Büyük kurtarıcı...


Gariptir, on yıllardır asılsız iftiralarla yıpratılmalara rağmen, karşıtlığına zirve yaptıranlara rağmen, memlekette hiçbir dönem olmadığı kadar yükselen değer, tek lider konumunda yine o. Büyük Kurtarıcı. Devrimci yolunu izle yeter…


On yıllardır hiç utanmadan Büyük Kurtarıcı öyleydi böyleydi diyen vefasızların, millet için özveriyle yaptıklarını unutan ve unutturanların, 82 yıldır her 10 Kasım’da kendine özel kürsü kurdurup, altın mikrofonu kaparak göstermelik ajitasyonla, değme ağlamacılara taş çıkartacak denli gözyaşı dökümlü döktürenlerin reçetesi zehirli. Her seferinde on yıllardır lafta kalanlar gibi yeniden diriliş ve yepyeni reçete edebiyatı. Resmen emanete ihanet toptancılığı.


Müflis tüccarlık. Hırslı hitabet ve Büyük Kurtarıcı’ya 82 yıllık mahcubiyet…


Tam seksen iki yıldır her 10 Kasım’da günün mana ve önemine binaen yerli işbirlikçi burjuvazi ağzı. Emperyalizmi denize döken Büyük Kurtarıcı felsefesinden kopuşla ihanet, kapitalizm destekli zoraki hitabet. Eğer an itibariyle yükselen değer konumundaysa, ki her salise öyle olmalı övgü üstüne övgü. Kanmamak gerek ama her defasında sarsıcı kapılma…


Öyle ki kim gerçek, kim sahte belirsiz, at izi it izine karışmış. İşler arabsaçı. Zaten işler karışınca on yıllardır alışıla gelmiş viraj alma hali. Büyük Kurtarıcıyı düşman ilan edenler bir gün paçası tutuşunca, yine onun paçasına yapışırlar. Resmen siyasi rant ikiyüzlülüğü. Gizli amaçlar uğruna günü kurtarma seferberliği. On yıllardır böyle. Yeni bir şey değil…


Zaten yüzyıla erişmeden emperyal düzenekli gizli emellerin birçoğuna ulaşıldı. Büyük Kurtarıcının emaneti rejim değiştirildi. Adalet rafa kaldırıldı, özgürlükler kısıtlandı, laiklik yok edildi. Memleket zifiri karanlığa hapsedildi. Ancak o kadar değersizleştirme senaryolarına rağmen, şimdinin ve yarınların yükselen değeri yine Büyük Kurtarıcı. Onu yok etmenin imkânsızlığı bir kez daha görüldü. Yakında uluslararası patronlar ve patron payandaları da çark ederler. Çünkü toptan iflas kapıdan içeri, düşman başına...


Seksen iki yılda belki de ilk kez iflasa bu denli yaklaşıldı. Yaklaşılır elbette, milli ve yerli, mukaddesat emanetçisi, lafta devrimcilerin yaptıkları ortada. Bu ucube devrimcilik on küsur yıldır hiç beğenmedikleri Büyük Kurtarıcının kurduğu, bizzat elindeki avucundakini sermaye olarak verdiği, öncülük ettiği yüzyıllık birikimleri zevkle, sırf kendilerinden olanlara üç beş paraya sattılar savdılar. Beklenen oldu, beter bozulma, hep aynı terane ve sonuç sıfır…


Bu gibi bitik durumlarda sığınılacak tek liman daima Büyük Kurtarıcıdır. Tarih yazan, literatürlere geçen, manifestolara kaynak olan, başucu başvuru kitaplarına ilk sayfadan giren, Büyük Kurtarıcı yine yeniden yükselen değer. 


Doğru yanlış, 'keşke Yunan kazansaydı' da Büyük Kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk’e, onsuz geçen seksen iki yıldan sonra bunca pik yapan mahcubiyet yaşanmasaydı.


Her 10 Kasım’da, Büyük Kurtarıcı ’ya 82 yıllık mahcubiyet...

Hiç yorum yok: