17 Haziran 2018 Pazar

BEN BABAMLA İLK MİTİNGE GİTTİĞİMDE…

BEN BABAMLA İLK MİTİNGE GİTTİĞİMDE…
 
Seçimlere tam bir hafta kala, iktidar adına mitinglerin hiç de iyi gitmediği açık seçik ortada. Tüm devlet gücüne karşın, Mit, hit, git bağlamında kıyasıya kurgulamaya rağmen saray mitingleri gerilemiş, dağılma sürecine evrilmiş durumda. Ayrıca saat öğleden sonrayı vurduğunda dışarıda sel beklentisi yüksek yağmur sağanaklayacağı endişesi de katılımları kendiliğinden güdükleştiriyor. Kimsenin yağan yağmurda beraber yürümek derdi filan kalmamış gibi. Sözde büyük iktidar mitingleri sular altında mahsur kalacak görüntüsü veriyor. Zaten müşterisi de iyice azalmış.
 
Millet mitingleri ise kırk yıl öncesinin heyecanını yakalamış, inceden yıkılıyor. Millet tüm zorlamalara ve ağır baskıya aldırmadan sular seller gibi mitinglere akıyor. Benim uzun yıllar öncesi babam ile ilk mitinge gittiğim gibi. Yıl yetmişlerin ikinci yarısı ve soldan esen sıcak bir rüzgâra kapılmış Milletin mitinglere alıştığı dönem. Memleket kendini mitinglerde ifade edebiliyordu. Atadan, babadan partili babam, iyi bir Halkçıydı. Yaşım on küsurken ilk mitingime götürdü beni. Karaoğlan mitingi. Sanki Deniz kızım ile aynı yaşlardayım. İşte o gariban çocuk halimle ben, babamla ilk mitinge gittiğimde eşsiz masal kahramanlarını tanıdım. Sonsuzlukta bir yerlerde nadasa ve rüzgârlara bırakılmış maviliklerde kara tiran sarayına al tırpanını sallayıp, doru at koşturan kasketliyi. Ve kasketliyi dağlara taşlara yazan isimsiz kahramanları…
 
İşte o mitingle, doğruluk ve dürüstlük abidesi Babam ile klas duruşlu ve asil ruhlu kara bıyıklı kasketli sayesinde Sol oldum. Solcu oldum. Beynelmilel oldum.  Onlar Dinli imanlı bir beynelmilel olarak atlas maviliğe kanatlandıklarında iyice yalnızlaştım. Yüküm de ağırlaştı. Son yıllarda hayatın içinde debelenirken, zor anlarda hep babamın beynelmilel duruşuna rastladım. Bana onlar omuz verdiler. En dirençli, en samimi ve en güler yüzlü ‘Yolcu yolunda gerek yavrum’ dediler. Onlar sayesinde yolumdan hiç dönmedim.
 
Seksen başlarında 12 Eylül faşist darbesine kurban giden gençlik yıllarımızdan sonra da atadan babadan partili olduk. Yani partililiğimiz ata baba yadigârı. Ne yazık ki on yıllarca daraldıkça daralan, inceden yaralayan tam adaletsiz nice kısır döngüler yaşadık. Yılmadan nice mitinglere savrulduk. Havalı havai fişeklerle renklendirilen sahte atmosfer ve kuru gürültü dağıldığında, anlık parlayıcılar da bir bir söndüğünde mitingler de öksüz kaldı. Mitingciler de.
 
Yine de yıllar yılı hiç yılmadan çok, pek çok mitinglere katıldım. Ama o ilk mitingden aklıma, yüreğime perçinlenen beynelmilel babamın gururlu duruşunu ve akan suları durdurup tersine yol veren, toprağın susamışlığını gideren kara yağız delikanlıyı hiç unutamadım. Her mitinge gidişimde, babamla ilk mitinge gittiğim o özgürlükçü havayı soludum.
 
Yıllar yılı bin bir çile çekip, kırklara erdikten sonra tam solduk, soluksuz kaldık derken tünelin ucunda bir ışık görüldü. Kırk yıldan sonra nota ölümdür, rota gölgesinden korkmaktır misali zaman aniden tersine döndü. Bir yiğit çıktı meydana. Ve Milletçe yetmişlerin o ikinci yarısında meydanlara sığmayan mitinglerin ince hastalığına tutulduk. Eksik notayı aramak ve tuşlara kıvamında basmak için yollara düşüldü. Kaçak sarayında piyano başındaki karunun görevinin sona ermek üzere olduğunun bilincine varıldı. Zaten mitingler hakkınca ve usulünce işini görür ve gider. İşini hiç yarım bırakmaz. Pozitif inançlar ve hürriyet çıtası yükseldikçe uzatmaları oynayanlar da evrenin zerresine karışır. Tırpanın sivri ucu gelir onları bulur ve inceden çizer.
 
Yani seçimleri kim kazanırsa kazansın bir hafta sonra ayni millet, başka bir memleket olacağı kesin. Az zaman var. On yıllardır kuyruklu yalanlarla milletin aklına serpilen vazgeçilmezlik, saklanan gerçeklerin mitinglerde ortaya serilmesiyle yerle bir oluyor. Millet işin iç yüzüne uyanıyor ve anlayacak.
 
Sanki altın varaklı saraylarda istiflenmiş ne varsa ince bir dokunuşla sapla samana dönüşüyor. Aklını sevdiğim beynelmilel babam, zamansız ve mekânsız o derin boyuta devrilmeseydin birlikte giderdik kırk yıldır beklenen o muhalifliği muhteşem mitinglere. Akıl yolunda iki yolcu, iki beynelmilel olarak. Olası dip dalgalarının nabzını tutardık birlikte. Dünyada, bölgede ve memleket de dönen dolaplara, azgınlığa ve başıbozukluğa birikmiş isyanımızı haykırırdık hep bir ağızdan. Hep dediğin gibi ‘geçer be yavrum’ çizgisinde, dönüşü olmayan gidişleri gözlemlerdik Milletin suretinden.
 
Babaların kralı babam, sanki tarih tekerrürden ibarettir tuttu. Sanki yetmişlerin ikinci yarısı yaşanıyor. Bıçak kemiğe dayanınca alay, kalay, saray, dinlemiyor hiç kimse. Millet yine mitinglere akın ediyor. Kara karanlıklar aralanıyor. Saray ittifakına inat Millet mitinglere doluyor.
 
Babam siyasete yirmi dört ayar çekilecek, siyasetin İnceldiği yerden kopacağı o son günün arifesinde Yeditepeli şehrin bir tepesindeki büyük mitingde buluşalım. Kara bıyıklı kasketliyi de getir. Ben de seninle ilk mitinge gittiğim gibi Deniz kızımla geleyim. Her günümüz düğün bayram olsun…

Hiç yorum yok: