5 Haziran 2017 Pazartesi

GEÇMİŞİN KİRİ

GEÇMİŞİN KİRİ 
 
Geçmiş, sahte bilimle lafta kinle, haşmet ve ümmet ilmi ile tedariklenince, tarihe pansuman tedaviler de eklenince ortadamaalesef tarih kalmaz. O tarih yarınlara nitelikli bir eser de bırakmaz. Kantarı tartan kitabı da bulunmaz. O yoklukta geçmişinkiri ve şakülsüz şiiri beyin yakar sadece
 
Geçmişekörü körüne bağlanma ve maziyi aşırı dozda övme tutkusu her dönem başa aynı arızayı ve marazayı getirir.  Nerelerdennereye gelindiğiniunutmak ve unutarak kişilere radikalleşme bağımlılığını da tetikler. Bu tiryakilik yarınları da bozar. Çünkü yozlaşı ve uzlaşıarasına hapis bir nesil herdem çöküntüye uğramaktan asla kaçamaz. Güncellenen ise kement menzilinde korkudan kulluğu yücelten mantalite ile kıyasıya mücadele olmalıdır. Ama kâfidir kaftanına bürünülür, direnilmez. İsyan edilmez. Kıyası da yok edenbu çemberdeeleştiri ve özelleştirme olmadan tarihi doğru yazmak da güçleşir.Okumak da.
 
Bin yıllık iktidar süresince sürekli değişimedirenen ve her daim gelişmeyi yok sayan bir tabloyu ilerici ve çağdaş saymak isesadece belirtilenve belletilendir.  Diğermodellere bakmamak ise geçmişin kirinden arınmayı kafadan reddetmek demektir.Kafalarda kıyaslamasürekli olmayınca tarihe kaydı düşülenler de hiç berrak değildir.
 
Başta iyiydisonra bozuldu tarih anlayışı ile meseleler çözümlenemez. Yanlışlar görülemez. Tarih önündtarihle övünme ve dövünme hastalığından kurtulmak olmayınca baştan sona başka yanlışlar hortlar. Yanlışlar giderek artar, artarak ileriye çok ileriye sirayet eder.Yıkımlar bir bir görülür ve doğru diye yapılanların mantığa asla sığmadığı açıkça bilinir. Her inanç ve düşünceyeters olduğu da görülür ve anlaşılır.Ama kör bakılır, akıllar kirlenir. Sümen altı yaşanır.
 
Yani sikkenin ayarı bozuldukça ucuz kahramanlık edebiyatı pompalanır. Veicraücra seferlere bağlanmış bir tariheodaklanılır. Anve an zarar ziyan düşünmeden aklı geri plana atan ve muhtelif masalların anlatıldığı, garip insanların telef edildiği bir tarihe yapışılır.Zaman ziyanolan her dönem için aynı manzarayı markalar. Hepaynı marka ve marazadır başa çalınan. Hep bulunmaz Hint kumaşı algısıdır yönetilen. Dayatılan. Aynı basmakalıp lakırdılar düzeyinde bir tarih tınısıdır akla resmedilen.Resmileştirilen.
 
Sahte âleme tapınmayla koşut, sel aldı götürdü dayatmasıve satamadan getirdi tarzı aynı baskıcı tavırlartarih kılınır.Seferöncesi ve sefer dönüşü arasında ip gibi dizilmiş bin birkıyımunutulur. Atanmış kayyumlar karunlaşır.Okuryazarbile olmayanların tarih birikimine verdiğikıymet ve uydurmahikâyelerle nispetlenen saraycılık kanunlaşır.Yalan yanlış olduğunu bile bile karşı koymayıştır tarihin kiri.
 
Karşı duruş cılızlaşınca tarih körlükle şekillenir.Şekillendirilir.Şekilleniyor…
 
Geçmişin kirini yıkamaya sevdalı, binyıla yakın bambaşka dünyaya açılacak tüm hayatlar karartılır. Karakter bağlamında manevi şemalar ile nefis tutanaklarına sapılır. Dehaveyahut iddia edilen yakut hevesi ölçüsünde geçmiş zaman tiplerine kapılanılır. Kirlenmeye aldırmadan tarihin rüzgârına kapılanlar sahipsizlik pozunda kapaklanır. Sami pozunda, sahabi mayasından sporlanılır.  Spor babında mayalanışın mayı mecrası da kurur. Öyle sakince her şey geçiştirilir sanılır ama tarih asla affetmez.  
 
Öyle safsatacı bir geçmiş perdesidir ki, nesi varsa yalan yoksa talandır. Suçsuz günahsız asılanlarıngölgesinde ne kıvılcımlı divanlar kurulur. Saksılarda saklıdır Bizans oyunları. Veöyle orta oyunları vardır ki oynanan geçmişe geçmişten bir haber okur. Canlara okur. 
 
Beterce bağlanmaveya maziyigazi rütbesinde aklamalar, ceza ve cazibeyi ıhlamurlar altında paklamalar hep geçmişin kirini oraya buraya bulaştırmaktır. Başka bir şey değil. Saklanan satır araları ise en sade biçimiyle manzarayı süsleme sanatıdır.Satırlar çekildiğinde ise koparacak kol, indirecek baş arar. Ve iyice kirlenen geçmişe nice arabeskler bezenir. O kadar.
 
Geçmiş geçmişte kalsın yeter. Geçmişin kiri süsünde püsünde, küfünde küfründedir.Şimdilik paçalardan akan da bu bulaşmadır…

Hiç yorum yok: