9 Haziran 2016 Perşembe

TAŞ FİNCAN

TAŞ FİNCAN

Kim kalmış ki ben kalacağım.
İlerisi gerisi
ölürsem bir gün eğer
sizden uzaklarda bir başıma
Nazım’ın yanına defnedin cansız bedenimi.
Anadolu’da bir köy mezarlığına
kuzeyde olsun uyarsa
Karadeniz’de.
Karadeniz kıyılarında yüksek bir rakıma emanet edin.
Nasılsa çağlayan çamları vardır
veya yemyeşil fındık ocakları
yanı başımda sonsuz serinlik.
Nazım taş maş istemezdi başına bilirim
küçük bir mermer parçasıdır tek dileğim
Marmara damarlı gül desenli.
Adım soyadım kazılı olsun ayıp olmaz ise
kırmızı mürekkepli harflerden taşmayan.
Tarihli tarihsiz.
Tarihsiz rakamsızlığı size kalmış
doğmuş ölmüş yeter
talihsiz…
Kim kazık çakmış ki ben çakacağım
öleceğim bir gün evet
asla korkmayacağım ve kaçmayacağım.
Ahret yoldaşım emin ol kalmam uzun süre yapayalnız.
Bir başıma ışıklarda deniz’e aşık
sayın Nazım’dan başlayarak
daha niceleri de var.
Gelirler taş fincan kırılmaya yakın
susar canlar
sadece finnuriler yanar cılız canbaz.
Hani insanın vadesini beklemeden ölesi geliyor
kim kalacak ki zaten.
Hiç kimseler…

Hiç yorum yok: