27 Nisan 2016 Çarşamba

İNCİ İNCİNMİŞLİĞİ VE LAİKLİK...

İNCİ İNCİNMİŞLİĞİ VE LAİKLİK...

Yıllardır inci koltuklardan sarf ile nice incinmişlikler var. İnceldiği yerden kopsun tarzında olduk olmadık yerde, yerli yersiz zamanlarda nice indirmelere, bindirmelere indirgenirse politika incinilir elbet. Ya politikacılar. İnciler dizmenin nice örneği var ama bu kez biraz değil acayip ayıp kaçtı. Büyük ayıp kaçtı Büyük Meclis’in vekâleti elinde tutanınca tutturulan yaygara.

Ülkede her türden, dinden mezhepten özgürlüklerin sabit kalmış tek güvencesine de dil uzatıldı. Yakında mutlak el de uzatılır. Elden de gitti gider.

Bu yüzden gargaraya getirilemeyecek kadar samimi ve sahici bir itiraftı tepeden dökülen. Böyle okumak gerek iki cümlecik sanılan saltanat aşkının derinliğini.

Oradan buradan çalımlarla “Yeni anayasada laiklik tarifi olmamalıdır. Dindar bir anayasa yapmalıyız…” buyurganlığı ile kabardı, kabaracak, kabarmalı siyaset. Bu yalan dolan siyasetinin içine din karışmışsa da karışsın, aldırmalı gönüller…

Geri çekilir, özür dilenir ile geçiştirilemez kadar yoğun anlamlar yüklü kararan öfke yüklü bulutlara.

Nasıl kabarmasın dalgalar?

Denizlere döküldü aksular…

Ya sabır…

 “Ol deriz olur” mealinden, adı konmamış “biz yaparız olur” tarifler misaline devrilen bu makama da yazık. Sorgusuz sualsiz ilahiden sayılıp verilen imkâna da. Dini muhafazarlıktan meclis buyruğuyla ormanyaya markalanışın ilk adımına da. Yazık.

Bu kez “ Biz Ol deriz olur” diyen kutsal İnci de incindi. İncinmiştir…

İncinsin ayrıca…

Vermeden almak mahsusatına aykırı biçimde sık sık din ve kutsal değerlere bulaşan iktidar ruhsatına sığınmalar da kurtarmaz zevatı. Kurtarmasın da. Doğru gösterge bu deyip inanmakla ters incilerden inci dermek kula zarar, millete zarar görülsün artık.

Akıllara zarar. Bu akıllara zarar ayıklanış ta ilk ve tek hatıralardan biri olarak kalır akıllarda. O kadar. Ama karşılığı tek kelimediri; İncindik…

Kutsalında “ Biz Ol deriz olur” diyen İnci de incindi. İncinmiştir…

İncinsin o da…

Din istismarında, dini istismarda Allah’ına kadar kamplaşmanın en yüksek rakımlı makamlarına kadar ulaşmasının delili bu zat.Ucuz kahramanlıklaveya kurbanlık mahlûkat hesabıyla kimlere yönelik olduğu apaçık açıklamalarla yepyeni bir kutuplaşmanın içine atmıştır tarafları. Atsın bakalım işkembeyi kübradan. Bu sarhoşlukta bir yere kadar.

Başarı sarhoşluğu insan eti tadına varmış uzun adımlı obez bir yaratıktır. Yer yer asla doymaz. Midesi doysa da gözü doymaz. Sonsuza dek görevlendirilmiş, gülmeyen inciten, ağız dolusu hayranlıklarla kükreyen, rahat rahat çift yönlü kılıcını da kullanabilen bir mahlûktur başarı sarhoşlaşması. Bu doymazlık ve açlıkla ilelebet incinir dünya.

En kutsalın katında “ Biz Ol deriz olur” diyen İnci de incindi. İncinmiştir…

İncinsin de…

Bu incinmenin vebali günahı sensizliği koltuklara mıhlayıp, sessizliğe inciler derenlerindir. Derkenar olsa da dermek tüm incinmelere açık kapıdır, bilmek gerek. İncinir, incilinir hepten. Dinden çıkılır maazallah.

Sanılmasın ki gün gelir unutulur. Unutulmaz. Koltuğun altında inci inci dizili kâğıtlar tomarında toplanır tüm incinmişlikler. Tamamında incilere inci derlemesi densizlikler kayıtlıdır. Zaten kul unutsa Yaratan unutmaz.

Allah vermesin, en kutsalın katında “ Biz Ol deriz olur” diyen İnci de incindi. İncinmiştir…

Ya incinmiş ise?

Derdin bir gün olsun ruhuma okunsun olmayınca, ben varmadan el varmasın olunca, helal haram karışsın olsun varsın olunca, hak hukuk bir yana herkesten çok yol alsın olunca elbet en ummadık anda şiraze kayar. Ve alınır elbet birileri.
 
Sevgi ve eser bırakmak sezgisiyle yola başlayan iddia sahipleri yoldan çıkınca her yol mubah olur elbette onlara. Onları esefle karşılamak da farz olur tüm incinmişlere. Evine dönenlere dönemeyenlere de.

Allah biliyor ki, en kutsalın katında “ Biz Ol deriz olur” diyen İnci de incindi. İncinmiştir…

Hiç yorum yok: