BOŞ
BAKRAÇ
Avucum yangın yeri
boş bakraca dolan hikâyeler
var elimde
balkon süsü
kara beton nevi
evhamlı.
Var sürgün hikayelerim
sürmeli gözlerden
süzülen
bakır adada fayton sürmelerle
hüzünlenen
ve bahçeli ahşap
evlerin mahzeninde
asma kilitlisinden.
Ruhları karalara da al
yazmalarım el yazmalarım.
Serinliyorken çıldıran
zaman alaçamlar gölgesinde
uydurmalar bahaneler
ve
azgın yanılsamalar
kızıl ateşe sürülmeler
var beynimde.
Aklım yangın yeri.
Gönüller şaşkın…
Kaç canlı fasıl senle
dolu bir bilsen
kaç
kaç fasılasız haykırış
silme sen.
Ölü kalplere doğduğunda
aşkın şavkı
şavkıma şarkılar
ve gökkuşaklı güneş
düşer.
içlendikçe fişlendim.
Fişlendikçe içerim.
Kaç fasılda yekpare canlılığa
öldüm öldüm
ve nasıl dirildim bir
bilsen.
Lakin artık tüm
zevkler haram bana
hitap etmiyor ruhuma
zaman
aşkla meşkle.
Aslında ruh da kaçmış
içimden sanki kıyı köşe
içim boş bakraç
içimde sulh.
Bedava yolculuklarla
sonlandıkça yolum
epey yoruldum.
Her göründüğünü
sandığım an bir kalemde yoksun
olsun.
Buruldum.
Yıllardır kırlara
düşerim
düşkünlüğüme karlar
her yaz kır düğünleri
özlerim.
Hayallendiğim zamanlar
da vardır andaçlık
apaçık durdu durur anılar
geç anlarım ve
durulurum.
Ve alnımın çatından tek
mermiyle
vurulurum.
Beklediğim son vapur azıcık
militanlarca kaçırılmış
sağanak yağmurlara gebe
mevsim
bir türlü doğuramıyor
beklem dizeyi.
Mintanımdaki leke kan
ağzıma dolan soğuk
barut kokusu
içimde boşluk.
Telli ablanın
torbasında eridi bütün mantar mermiler
bonbon şekeri tadında
ayaz
ayaldım.
Altın takılar da kayıp
gezegen narı cehennem
son kez ayni
faytondaydık
tunçtan adada
yani beraberceyiz yine
çıplak isyanın bam telinde.
Ayağından vurulan
garibi sevmesen ne yazar
o topal fakir seviyor
azar azar
sevmeye kıyamıyor
açılamasa da denize hiç
ser seni.
Yüzemiyor sana hiç
dalgalar külçe külçe rüzgar
ağır safari
ağarıyor zaman kış ikindisi
evinde.
İrkildim
hakkım olandan
fazlasıydın sanki diye
sakin zamanların
affedilenine armağan
tapınmadır inceden
şu kırılgan dizeler.
İncinmenden korksam da
derinden ey nazlı canan
kara bakır kaplı odada
hala izini sürerim
soldurtan sürgünlerde.
Dünya karanlık
bulutlar nemli
memleket karanlık ve
nemli
dil yeminli diller
yeminli susarım cellata karşı.
Bir tek yalan dolandan
korkarım
bir de yüzüme karşı öldü
öldün
öldüğümü
söyleyenlerden.
İkincisi üçüncüsü ve
sonsuza kadarı
Boş bakracıma dolan
hikayenin şart kipisin.
Dipsiz derinliğin
deniz tipi
Dalga dalga ve damla
damla
doyuran…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder