26 Şubat 2016 Cuma

DELİCİ SIZILAR…

DELİCİ SIZILAR…
 
Dünya evi puslu casuslu
paslı karanlığında
Deliklitaş tan içeri Kanlıhan
kervancılar birlenir.
Tamdere çıkınca baştan
Yapraklının şal yaprakları hışırdar ismini
Çiftegöze de yeşil gözlü dilber
düş yakamdan.
Bir başka parıldar bu göğün yıldızları
sukabağı gibi açılır tepeler
Kabaktepe de İnişdibi nde dorukta
savruk tomruk evler
soluklanır düş penceresinde yanık yavuklular.
Evliyalar gezer dolaşır büyüklü küçüklü oraları
sırasıyla keklik gözlü yar
seker yağmur ormanlarında
yardan uçar melek gibi.
Kekik kokan sevgililer
karanfil tüter bedenler
Tekada da yeşillenirler.
Düş dünyasında düşler
Deli zehir aynalarda üşengeç
kara bıçak bir duman
çelik grisi kaplar Ülper li ustayı.
Bakar geçerler vurgun yemiş yüzler
Kümbet lere dolar anılar yavaştan
bir nidadır oba oba dağılan dur oğul
davranma sakın çakaralmaza
kıyamam kızıma.
Kıyı köşe kapmacalardan sonra yılgın argın
Baltama dan pancar kızarığı dağlara
yolculuktur akla takılan.
Ak sulu dere tam baştan çıkınca
Denize akar kapkara
kararınca yeryüzü nefti yeşil
Aslı Keremi bulur.
Gelintaşı ndan kayınca zaman
Cintaşı nda sorgulanır.
Çatlayınca göbeğinden ayrılıklar
Akıllara dolar tepeden tırnağa yalnızlık
ve aykırılıklar.
O tepeler ki önüne geleni silme tepeler
en tumturaklı sevgiliyi saklar tulumlar
mavi çinkolu sabahlardır
oylumlu yorumlu
Sevenleri ayıran.
Şair tam baştan çıkınca
baştankara gecelere savar düşlerini
şeytan üçgeninde her şey ayni tas
ayni yas.
Gökkubbeli haram…
Manyetik dalgaların en yakınında
manolyalar süsler Kazangölü nü
kızarır Balormanı.
Kabuk kabuk acılar diriltir hancıyı
delici delirtici sızılardan şiir
Şair hancı Çavuşoğlu yolcu.
 

Hiç yorum yok: