24 Ocak 2018 Çarşamba

İLKE; YURTTA SULH CİHANDA SULH…

İLKE; YURTTA SULH CİHANDA SULH…
 
Kuş cıvıltılarıyla başlayan sabahları, günleri ve geceleri karartacak bu derinden sarsıcı, kurmaca savaşmaların bu günden yarına iyice incelenmesi gerekir. Tarihle sabittir ileride kişisel özgeçmişlere de sırım gibi işlenecek bu misakı milli ötesi hareketlenmeler. Mutlaka o kesin hesap zamanları gelecektir…
 
Aslında boyutu yüzölçümü, niteliği ve niceliği bir kenara şimdiden belli başlı hususları ve bilinen güncel gerçekleri ohal kapsamında suç sayılabilir olsa da gözden geçirilmeye başlanmadı değil. Başlamak insani bir gerekliliktir. Çünkü yaşamsal değerler ve değerlemeler açısından en önemli görülenler bir çerçeveye oturtulup, fotoğrafa ayni paralelden bakmamak normaldir. Zaten hale hazıra aynen, tepegöz mantığıyla bakmadıkça özde katılımcılığın veya karşı duruşun ilk nüvelerine ulaşılır.
 
Her şeye her vakaya her açıdan katılım, katılma veya karşı duruş yasalarla belirlenmiştir. Kuralları kaideleri olan bir eylemliliktir bu kavramlar. Ancak eylemsellik kısıtlandıkça ve yasal zorluklar çıkarıldıkça ilkeler de ülkeler de kilitlenir. İşte memlekette savaş ve barış katılımcılığı ve karşıtlığı tam bu merkezde seyrediyor.
 
Son günlerde “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” diyebilmek bile üstün cesaret işi. Savaş çığırtkanlığı yapmak ve afaki naralar atmak ise moda. Ve kolaycılık. Bu akla hangi sorun nasıl saptanırsa saptansın, yüzeysel ele alındığında sonuçta çözümlerde sapıtılır mı acaba sorusunu getiriyor. Veya savaş veya barış kavramlarının içini boşaltan hangi temel geçer yöntemlerdir kuşkusunu.  
 
Bilinen odur ki hangi yaptırım uygulanırsa uygulansın savaşçılık oynamanın genelde kabul görüp görmeyeceği meçhuldür ve çıkacak sonuçların sindirilmesi de zamana bağlıdır. Savaş üzerine tezler, kurulu veya kurulacak tüm platformlardan sızan değerlendirmeler gösteriyor ki, barış şarttır. Kararan geleceğin aydınlanması adına yeterince başka çare aramadan muhtemel tavır koymak olarak savaş tek yol görüldükçe elbette yalnızlaşılır. Başta destekten çekinmeyecekler sıraya geçse de zamanla çıkarlar, çıkarların sekteye uğrayacağı ihtimali ağır basar. Hiç umulmadık anda başka ekonomik çıkarsamalar olayın rengini değiştirir. Oluşan sakat siyaset savaşın gidişatını belirler.
 
O yüzden kendine demokratım, yurtseverim, solcuyum diyenler söylemlerinin ve eylemliliklerinin suç sayılabileceğini, vatan hainliği görülebileceğini de göze alarak kayıtsız şartsız barış istemelidir. Bilinmeli ki savaş en olgunluğa ulaştığı zamanda bile, en eğilmez bükülmez sanılan eğilimler tersine döner, tüm zengin destekçiler fırsatını arayıp bulup barışa kayar.
 
Kim ne derse desin realite budur. Dünyada gelmiş geçmiş tüm savaşlarda kazanan veya savaş yollu kısa süreli ağırlığını hissettirenler zamanla haksız duruma düşmüşlerdir. Tarihe bir onur sayfası olarak yazılan ve örnek alınan ulusal kurtuluş mücadeleleri hariç. Kutsal isyanlar hariç. Onun dışında durumu içte ve dışta içinden çıkılmaz duruma getirenler, durumu düzeltmek maksatlı geleceklerine savaş yoluyla asla dinamizm kazandıramaz, güven tazeleyemezler.
 
Eğer ülke dibe vurmuş ise ki grafikler öyle gösteriyor, memleket insanını başarı çatısında birleştirmeden, günü kurtarmaya yönelik milli heyecanlar yaratma peşine düşmek prim kazandırmaz. Zaman kaybettirir. Aslında uzun vadeli çözümler üretilemediğinden, yapay gündem yaratma kurnazlığıyla yeni cepheler açmak; deyim yerindeyse emperyalizmin, çok uluslu sermayenin tam da istediğidir. Emperyal dünya bu durumdan faydalanarak kısa zamanda yeni kendi kuyrukçuluğunu yapacakları da masaya sürer. Ve cephe daha da genişler. Bataklık yayılır. İşte o yüzden hemen şimdi barış güncellenmelidir. Çünkü yapılan yanlışlar, yanılışlar ve yanılgılar her defasında bir başka savaşı tetikler.
 
Son tahlilde beklenen sonucu, asla anaları ağlatmayacak, sorunların çaresini ciddi analizler neticesinde bulan ve meseleyi harekâtsız savaşsız çözebilecekler, cesaretle ““Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesine hizmet edebilecekler etkileyecektir.
 
Sonucu belirleyemeseler de şimdiki zamanı direkt etkileyeceklerdir…

Hiç yorum yok: