SİYASETİN ALFABESİNİ BİLENLER…
Bu kongre umuyoruz ve dileriz ki, 80 faşist darbesinden sonrakilere benzemez. Benzemeyecek de. Çünkü gelinen aşamada bu kongre doğru yapılanmayı, donanımlı, birikimli ve deneyimli kadro ve niteliğe göre planlamayı gerektiriyor…
Doğru yönetemeyen ve yönetemeyecek olanların, yerli yersiz yönetimlere taşınanların yıllar içinde yaptıkları ortada. Zaten bu kez herkes kendi payına hak ettiği yanıtı alacak ve bulacak. O yüzden partinin toparlanması için katılımcılık, dayanışma, paylaşımcılık, barış ve kardeşlik için bu kongre bir fırsat. Ele geçen bu son fırsatı da hakkıyla değerlendirmek şart.
Yılların alışkanlığı kısır yöntemler geri plana itilmedikçe düze çıkılamadığı ve benzer yönetimlerle çıkılamayacağı da açık. Değişim öngörüsü ile parti, kendi özgün kadrolarını yaratmadıkça bu kara düzen devam eder. Statükocu siyasilerce yarın unutuldukça halk unutmaz ve ilk seçimde yine keser cezayı.
Elbette iktidara gelen yönetimlerin her an altında kalacağı veya günden güne ağır yük taşıyacağı bir öyküsü vardır. Bu kez dillenen bu öykülere göre davranmak lazım. Yük ağır ama işleri kolay eylemek gerekiyor.
Bilinmeli ki, yönetimler yöneticilik oynama yerleri değildir. Arada bir yarınların güvencesi ve laik demokratik cumhuriyetin emanetçisi ve de bekçisi olunduğunu vurgulamak yetmez. Ayrıca İdeolojik eksiklik ve yetersizlik nedeniyle ilkelere uygun işleyen bir örgütsel ağ da kurulamaz. Mevcut anlayışlar dinamiğin ivmelendirilmesini ve partinin umut olabilmesini de gerçekleştiremez. Sadece taşra siyaseti mantığıyla çalışan ama tekleyen bildik mekanizma kurulur.
O nedenle belde, ilçe, il ve genel yapılanma düzeyinde yeni siyaset yapma biçimleri aramak gerekir. Geçerli öyküsü olanlardan yana tavır almak gerekir. Bu kongreye işte bu pencereden bakılması şarttır…
Yani bu gün yönetme isteğini makul düzeyde bile tutamayanların değil, yönetimleri kollektifleştirmekten korkmayan devrimci bir anlayışın egemenliği şarttır. Bu kongrede büyüme sürecine direnç katabilecek, aktif direniş gerçekleştirecek kadroların en önde yer aldığı bir yönetsel yapı kurgulanması gerekiyor. Ve parti içi seçimde birincil gaye sadece her şey pahasına seçilmek olmamalıdır. Seçilmeyi siyaset yapmaya temel neden görmeyen, üretkenliği esas alan ve siyasetin alfabesini bilenlerle yola çıkılmalıdır.
Özellikle son yıllarda piramidin tepesinden tabanına sirayet eden siyaset yapma türevlerine dur denilmelidir. Bu durum durdurulamadıkça olağan veya olağanüstü daha çok kongreler beklenir. Parti iktidarı daha çok beklenir. Beklentiler daha çok ertelenir.
İşte bu nedenlerden dolayı bu kez kadroların tepeden tırnağa gözden geçirilmeden listelendiği bir kongre olmamalı diyerek yola çıkıldı. Bu zorlu yolculuğa çıkanlara fazla geç kalmadan omuz verilmesi zamanıdır.
Duyanlara duymayanlara duyurudur; sınır çoktan geçildi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder