20 Ekim 2012 Cumartesi

“EN” BELEDİYE BAŞKANI “BİZİM” BELEDİYE BAŞKANI…

“EN” BELEDİYE BAŞKANI “BİZİM” BELEDİYE BAŞKANI…
Bizim Belediye Başkanı, Orc’un yaz ortası yaptığı bir araştırmaya göre başarılılıkta ilk ona girmiş…

“ Demek ki yetişkinlere üç boyutlu filmler devam ediyor. İster Büyükşehir Belediyesi olsun, ister ilçe, belde belediyesi olsun şu belediye başkanlarını anlamak mümkün değil. Kimi makam yetkisini kullanarak hacıya hocaya gider, kimi tatile, kimi kendini yılın “en” biçimli en verimli belediye başkanı seçtirecek filmler çevirir. Kimileri ise yetinmez, durulmaz bir yerlere kendini en büyük başkan seçtirir. Elindeki başkanlığın kıymetine kıymet katacakmış gibi. Bunları kütüğüne kayıtlı olduğumuz kentin belediye başkanının yakın bir akrabası olarak söylüyoruz.

Kime sorsanız “enlerin” belediye başkanı odur.

Halkın belediye başkanı olmak ise zordur.

Halkın belediye başkanı olan kaldıysa eğer ne mutlu ona…

Bu zorlukları, başarısızlık cenderesini aşmak ise kolaydır. Bastır parayı yaptır bir anket gerçekten başarılı görünenler arasında sınırda kıyıcığa yazdırıver ismini, ahali şaşıversin. Yok, canım başkana haksızlık etmeyelim. Bak ortada kapı gibi anket var. Birilerine acı gelecek söz söylemek, asla şiarımızdan değil ama “göğe direk, denize kapak olmaz” …

Suya yazı çaldığımız bunca sürede idari erkânla yakınlaşınca, siyasi bağı ne olursa olsun onları kendimizden görmemizdir işin aslı. Misafir de olsalar bizden gördük ama ayıp olmaya başladı, misafirperverliği su istimaller. Yoksa çağırsalar da gitmesem, çağırmasalar da sitem etsem değil niyetimiz. Görünen köyün Kılavuza ihtiyacı olmaz ayrıca.

Beldede, ilçede, kentte her yapılanın belediye başkanının inisayitifinden ve desteğinden geçtiğini görmemek akıl karı iş değil. Ancak başkanların dilden dile gezmek çabası da bir garip çelişki. Belediye başkanlığının siyasette en tepeye tırmanmanın basamağı, vekilliğe uzanan siyasi yolculuğun ilk durağı veya yeniden seçilmek olarak görülüp yaşanması başkanlar açısından doğru olabilir. Körler ülkesinde şaşılar padişah olur demek bize yakışmaz ama halktan biri olarak belediyenin sunduğu bütün donanımın siyasi ikbal için kullanıldığını görmek,  erken seçimlerinin yaklaştığı şu günlerde haksız rekabet oluşturuyor sanki.

Sayıp sevmediğiniz, üzdüğünüz, kırdığınız, bunalttığınız birileri çıkar zamanı gelince eteğindeki taşları döker…

Adı sanı bilinmeyen, biraz araştırılınca çok önemli bir yapılanma olduğu veya olmadığı hissi veren veya sade vatandaşa öyle olduğu dayatılan bu anketşörlerin-anketlerin kime ne fayda sağlayacağı ortada. Gizli düşler, yerelden başlayıp genele devam edecek bu uyduruk anketlerle sanki.

İşte o zaman bu anketlere bütçeden kaç para ayrıldığını sorar o birileri...

Sorular kime sorulur, hikâye nasıl yazıldı, kim kimi destekledi de bu düzeyde bir sonuç çıktı, ilerleyen günlerde göreceğiz. Artık, Küresel sorunlarla ulus devletlerin baş etmesi konusunda projelerin yarıştığı bir dünyada hangi evlatlık proje veya projelerdir bu başarıyı getiren anlaşılması güç olsa da.

O övündükçe övünülen Güzel şehrim projesi ülkede alay konusu oldu pek yakında ama elimiz dilimiz varmadı haklısınız demeye. Top yekun rezil olduk cümle aleme…

Dünya âlem biliyor işin özünü ama suskun. Yarım ağız telaffuz edilse de gerçekler ihale bir araştırma şirketinin üzerine kalmış olabilir, her zaman olduğu gibi. Başarılı ise eğer belediye başkanı, bakacağız Bizim şehir bu başarıdan nasıl ve ne kadar nasiplenecek. Yıllarca boş verilmiş şu garip ilçenin payına ne düşecek. Elbette hiç ama belki beşer şaşar…

Evet, “En” Belediye başkanları bizde, bizimkisi. “En” Siyasi parti genel başkanları, il başkanları, ilçe başkanları, üst yöneticileri, milletvekilleri, bakanları, başbakanları, cumhurbaşkanları, işadamları, sanayicileri, gazetecileri bizde. Enlemi boylamı derin ülkeyiz vesselam. Ama işler bir türlü düzelmiyor, sorunlar arttıkça artıyor.

Önümüz seçim; öyle Orc-porc anketleriyle bir yere varılamayacağını da, kaçılamayacağını da görecek tüm ahali…

Olmuyor en belediye başkanı ve başkanları, olmuyor; biraz olsun size o makamı verenler veya vermeyenler için de çalışın..

Zaten “Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır” mış...

Hiç yorum yok: