20 Ekim 2018 Cumartesi

TAŞLARIN SULTANI

TAŞLARIN SULTANI

Şu garip memlekette casus sanılan rahip efendi aklandı. Aklama peşine hemen apar topar Usa'ya uzandı. Artık dip dalgalanmalı bozulan ekonomi nefeslenmeye başlar. Altın başta olmak üzere, tüm döviz türleri de düşer. Düşmeyeceği belli ama milletin yarısında beklenti bu yönde. İllet bir algı şoklaması. Hal böyle olunca yatırım nerelere yapılmalı, birikimler nasıl değerlendirilmeli sorusu değer kazanıyor. Değilmi ki rahip efendi, efendi Turump ile buluştu ve reyisi yerden göğe övdü, döviz yükselmez artık. Yani bu saatten sonra başka maraza çıkarılmaz ise minik adımlarla iki ileri bir geri seyreder. Mehteran vaziyetleri. Böylece dolar arada tezgahlanabilir spekülasyonlara rağmen çok kazandırmaz. Altın ise milletin sigortası. Altın yastık altı. Garanti. O zaman değerli taşların sırrına ermek lazım. Değerli taşların sultanına varmak...
Yani şu kalburüstü millet rahip sonrası mücevher dünyasına açılmalıdır izlenimi yaygın. Layıktır da. Bundan böyle birikim sağlama rahip öncesi ve sonrası diye şekillenecek sanki. O yüzden gün mücevher taşları dünyasına yabancı kalmamak günü.
Kim ne derse desin taşların sultanı 'inci'dir. Mucizevi bir mücevherdir inci. Canlı üretimdir. Dört beş bin yıllık kültür deryasıdır. Köklü aile büyükleri mirasıdır. En bol bulunur ve değerli taştan sayılır. Ancak yapaydır onlar. Doğal inciler pek nadirdir. Zaten çevre kirliliği, aşırı av ve zehri bol sanayileşme doğal inci neslini de tüketmek üzeredir.
Taşların sultanına nedimeler yaraşır. Onlarda sırasıyla incinin paçalarına tutunurlar. Bakan gözleri tutuştururlar...
Nedimelerden 'tanzanit' Kilimanjaro'nun eteklerinde yatar. 'Tanzanit' nedir? meraklılarına zoisit mineral çeşidi olduğu söylenebilir. Zoisit ne denirse ufak bir araştırma yapılmalıdır. Tanzania rezervlerinin on yıllar içinde tükeneceğine dair bir izlenim de vardır.
Rezervleri kurumadan geleceğe yatırım malsatlı edinmek lazımdır.
'Yakut' ise üç bin yaşına yakındır. Burma'lısı en canlı ve parlak olanıdır. Burmalı yakut morumsu kırmızıdır. Yani deyim odur ki; güvercin kanı gibi parlak kırmızıdır.
Hele ki 'yeşim'. Yeşim imperyaldir. Saf yeşili yakar insanlığı. Yeşile çalar gözler ondan alır ilhamı. Maya ve Maori kültürlerinde kutsaldır. Sıradışı, sağlam ve dayanıklıdır. Derler ki; Altın değerlidir, Yeşime ise değer biçilmez...
Ural dağlarında sıklıkla renk değiştiren, bukalemun özelliğine sahip 'aleksandrit' taşına ul
laşılır. Gün ışığında tavuskuşu mavisi, bol ışık alınca da mora doğru renk verir. Çar mücevheridir.
Nedimelerden 'Paraiba' ise Brazil'dir. Mavi yeşil canlı doğurgan ve dolgun renkliliği dünyayı da şaşkına çevirir.
Rocky sıra dağlarında ise 'amolit' saklanır. On milyonlarca yıllık deniz yumuşakçalarından daha parlaktır. Gökkuşağının tüm renklerini alabilir, yansıtabilir. Yanardönerdir.
Himayalar'da 'Kashmir Safiri' safiyane sahibini bekler. Rezervi bitmek üzeredir. Bitince müzelik değer olacaktır. Olmuştur da. Bu günlere izine ancak koleksiyoncular ve müzeler de rastlanır.
Akla zarar 'Zümrüt' akuamarin ve margonidin akrabasıdır. Kızıl Berildir. Vah Vah Dağları'nın kırmızı çiçeğidir. Ham minerali en çok ilgiyi çekenidir.
Sanbenito Nehri'nin 'safiri' mavidir. Gökkuşağı renklerini ateş gibi yansıtır. Resmi taş ilan edilmişlerdendir...
Sultanlık sultasının mücevherleridir bunlar. Daha niceleri vardır. Ancak değerli taşlar ailesinin en mükemmelleri bunlardır. Bu necip millete en yakışanlardır.
Şu garip memlekette casus sanılan rahip efendi aklandı da allanıp pullanma dünyasına, taşlar dünyasını kristalize kesmek şart oldu.
Bu dip boyası gelmiş piyasanın şartı kaç? Kime kaça? Kaçan kaçana.

Hiç yorum yok: