28 Ekim 2018 Pazar

GÜNOLA AFFOLA...

GÜNOLA AFFOLA...
Politikanın ustaları ve çırakları sanki yeni bir toplum tasarımı peşindeler. İşbirliği içinde ve işbilir dilinde hangi ulaşılmaz fırsatları dizayn ettikleri nereden ilham aldıkları da çok karışık. Belagatlı ortaklar bu kez toplumda hiçbir zaman karşılığı bulunmayan af, affetme sarmalına sarıldılar. Bu girişkenlik tutmayınca da araya başka gündemler sokularak ya uygun zamanı bekleniyor, ya da kanun hükmünde kararname yumuşatılıyor. Bir şeyler oluyor ama kimseler farkında değil. Yani af kapıda bekliyor...
Şu garip memlekette on küsur senedir kesintisiz iktidar tüm kurum ve kuruluşları birleştiren proje yerleştirme sürecinde sonlara geldi. İhtiyaçların ötesinde başka bir anlayışın erkini oluşturmaktı maksat. Maksat hasıl oldu. Şimdi yetmezmiş gibi adi hırsızlık, organize hırsızlık, her türlü silahlı silahsız gasp, soygun, sahtecilik, cana kast ve benzer hükümlülerin af yollu topluma tekrardan karışımı güncellenecek. Olur mu olur. Bir kısım politik cenah ve organize suç örgütleri de ağzını açmış çıkacak affı bekliyorlar.
Peki siyasi suçlar, yazın dizin, düşünce ve fikir beyanı suçları ile benzerleri ne olacak? Cevabı hazır; Devlete karşı işlenen suçları Devlet affeder. Vatandaşa karşı işlenen suçları da devlet affetmiyor mu? Ediyor. Bu beklenen af ile beraber affetmiş olmayacak mı? Olacak. O halde...
Zaten devlet güçsüzleştikçe içte ve dışta stratejik hatalar istenmese de bir şekilde olur ve bazı şeylerde dayatılır. Af gibi mesela. Hele üretim zayıfladıkça kanayan yaralar popülist söylemler, etkiler ve yetkiler ileri sürülerek vergisel tabanlı af ile sarılmaya çalışılır.
Bu af paketi ile asla iyi niyetli gözükmeyen karşılıklı çıkar ilişkileri masaya yatırılıyor. Öyle yol almaya çalışılıyor. Tıpkı af üzerinde anlaşmak başka anlaşmaların da ölçütü olacak gibi.
Tüm bu çaresizlik kapsamlı politikalar günlük ve zoraki devreye girer. Dönem maliyeti de her zaman en ağır olur. İşte öyle bir bir sona yanaşılıyor.
Hukuk ehline göre bu af programında haddini aşan ve istismara açık bir yörünge söz konusu. Nitelik kazandırmaz bir vizyonu sürdürme gailesinden başka bir şey değil. Ayrıca toplumda yerlileşme ve millileşme moduna da açık darbe. Bu yolla toplumla kurulu köprülerin yıkılması söz konusu. Buyurduk oldu çizgisinde tarihi kampanya yürüterek zümrelere has gelecek yanlar öne çıkarılıyor. Ama nafile.
Bunca ağır bir çıkmazda iken bu af tasarımı hiç çözmez birikmiş meseleleri. Af çıkarmak da zaten bu değildir.
Öyle gün ola affola tarzında olmaz bu iş. Gücüne güvenen milletin gücüne gidecek bu kısmi af yerine genel af çıkarma tasarısını gündemine almalıdır. Alabilir mi? Alamaz elbette.
O zaman da geçmişte kader mahkumu canım ne var denilerek çıkarılan ve topluma olumsuz etki yapanlardan hiç bir farkı kalmaz...

Hiç yorum yok: