20 Ekim 2018 Cumartesi

KUYUM KAZILI...

KUYUM KAZILI...
Sayım suyum yok, kuyum, kıyım, kırım yok tekerlemesi ile terk edilmeyecek derecede hassas günler yaşıyor memleket. Öyle ki tüm ekonomik krizler maddi sapması manen acıtan ölçüde yörünge takip ediyor. Son yıllarda kuyu var yandan geç hesabıyla huyumuz iyice değişti. Huy ve can çıkarma sarmalında derin kuyular kazıldı. Ta ki cansuyu tabakasına varıncaya dek. Toprak didiklendi. Kuyu içerisinde etrafına çepeçevre taş beton duvarlar örüldü...
Düşeye doğru kesit boyutları iyice daraldı. Kuyuların vurgusu, burgusu en delici kuydan kurgulandı. Bileziği en bilenmiş yontma taş devrinden emanet üzeri kapaklandı.
Kuyu kazmayı kendine vazife sayanlar elbirliğiyle önce sinkerleri, sonra tüm çemberin içindekileri sıtasıyla çıkrığa sardılar. Çember dışındakiler için kuymak başlıca sorun olmaya başladı. Kuymak bulmak kaymak tadında, bal şeker kıvamında harcanışlara eşitlendi. Yani kuyular açıldı, açlık yayıldı, kavimler uyudu. Bu çerçevede ortada kuyu var yandan geç yolculuğu uzadıkça uzatıldı.
Yol uzun ve korku da dağları beklediğinden herkesin bir kuyusu olduğu anımsatıldı. Vardır elbette. Ama hazırlanan kuyular hem de herkesin işte benim kuyum diyebileceği kıvamda kuyum bezeli hale getirildi. Kuyular en cazibeli halde döşendi ki, yeter bazlı uyum sorunu yaşanmasın. Yaşatılmasın. Uyumsuzluk akıllara kazınmasın. Karşı karşıya kalınmasın.
Kaşır mısın koparır mısın arası kolay kolay geçip gitmez getto ile ölçülen ağır ve beter günler. Kuyular kuyumlandı bir kere.
Her cevahir yürek taşıyan gevherler zamanında gold simitlerin tuzağına düştü. Düşürüldü. Vitrinlerde Zümrüdüanka teşhir edildi. Elde avuçta ne varsa mekanik işlemler sonrası iç edildi. Hararet tomruk sıcaklığına bırakıldı. Ateşin gözü ıslak kuyulara atıldı. Kuyuya düşme sırasında ise yeryüzü sıcağı tomruk sıcağına eşitlendi. Ve nice cevher bu sebeple kalleşçe teşhis edildi. Tespit edilenler kuyulu tesislerde kuyyumculara teslim edildi. Onlar için işlemez oldu artık ortada kuyu var yandan geç tekerlemesi. Tek elden, bir ağızdan çoğu kuyu çeperini yaşamaya mahkum edildiler. İşte ondandır bugünler, son yıllarda başa gelenler. Kazılan dipsiz kuyular da gizlidir köz gibi yakan yanıtlar. Kör ve kara kuyuların esrarı içine aldığını anında yuttu. Tam eritti. Kuyu tanımazlar yalandan kaydı kuydu tutularak ondan bundan sayıldı. Ve sayım suyum yok kuyum var cehennemi gerçekleşti...
Hey millet nedense uyanamadın, hiç bağırmadın, hep derin uykulara yenik düştün. Sen sağ ben selamet misali sığ kuyulara fit oldun...
İfrit olmak da daima bize kaldı. Yolculuğun hayli ilerlemiş aşamadında şimdi benim de epey gecikmiş uykum var. Kaygım da var. Kuyum da var. Yakında en derine gömüleceğimi bile bile güleceğim bu eşsiz manzaraya. Kuyular aleminde halinize asla yerinmeyeceğim. Acımayacağım. Keyim, keyfim, kuyum hazır. Ezelden uyum sorunum da var zaten. Dibine dek uyumsuzum da. O yüzden uyarına gelirse de gelmezse de tavrım net. Herkesin kuyusu kendine.
Ortada kuyu var müsaadenizle ben yandan geçeceğim...

Hiç yorum yok: