SİYASETTE RUHSAL KARGAŞA KÖRLÜĞÜ...
Siyasal kargaşa bazen kader, bazen tesadüflerle şekillenir. Bazen de ruhsal kargaşa körlüğü siyasetin önüne geçer veya siyasal kargaşaya aksi yön verir. Eğer siyasette yer yön bunalımıyla ruhsal kargaşa körlüğü içine düşülürse başta kimlik kaybı başlar. Sonra arka dayı arayışı çıkmazına düşülür. Ve resmen ve anında hafızalar sıfırlanır. Akıl kiralanır. En sonra tekdüze davranıp siyasi gaflet içine düşenler bocalar ha bocalarlar. Bu bocalamalar ise açıkça siyasal kargaşadan çare bulan ve çetele tutan kurnaz tepe siyasetçilerinin işine gelir. Gerilen atmosfer içten dışa yaşanan ruhsal çatışmaların tipik ürünüdür.
Üstünlük taslayıp aşırı yönlendirmelerin etkisinde kalan ve bir şeyler ve birilerinin uğruna çabalayan tüm güdük yönetimler her zaman çalkantılı dönemler yaşar. Yaşadıkça yaşarlar. Birilerinin arzularına göre sağa sola savrulan içi boş yaratıklara dönüşürler. Yaratanın kurucu ayarlarının bozulması ve o bozukluğun siyasete bulaştırılması durumunda kandırmaca, yalana kapılma, ilahi gerçeklerden uzaklaşma hızlanır. O uzaklaşma ile bir arada nasıl olunur, siyasal kapkaç nasıl oluşturulur ve hâkimiyeti alınmış hâkimiyet nasıl sürdürülür üzerine uzmanlaşılır. Uzmanlıkla azmanlığı karıştıran, azmanlığı sürdürme kıskacında kıvranan yanar döner ruhlu bozuk siyaset ve siyasetçileri mucizevi boyutta kör ve itaatkar tavra bürünürler.
Öyle ki yüce ve itibarlı varlık mertebesine çıkarılan bir aşağılanma ruhu bozuk siyasal sürecin ve dünyanın hâkimi hakimleri, yönetilen yönetenlerin gözünü kamaştırır. Hak kazanılan platformda işveli başıboşluk ve başıbozuklukla önce etkin ve değerli görülenlere tasfiye hareketi başlatılır. Siyasal ve ruhsal farklılığa dayalı her kazanımın önü kesilir. Siyasal yağmaya ve bildik yığılmaya yol verilir. Özgürlüğün ve özgürleşmenin çemberi daraltılır. Ve içerde biriken sebebi nefti ruhsal çaresizlik, dışarıdan müdahalelerle giderilmeye çalışılır.
Bu öyle bir ruhsal kargaşa körlüğüdür ki Ben şu fakir memleketin Lokman Hekimiyim böbürlenmesine dek gider. Hâkimiyet tahta çıkmak ve günah çıkarmak babında tescillenir. Hak ve hakikat tecelli eder sözü unutulur. Sekterleyen Mirkelam bin kelam edebiyatının ipine sıkıca tutunulur.
Tüm tutum ve tutunmalar yetmez, yalap çalap yapılanlar mubahtır ve elbette dahası var ruhsal kargaşa keskinliğinde; kuralsızlık iç çalkantıları artırırmış, iç çatışmalar dışa vururmuş, ak kara aleme aksettirilirmiş, tebaa utancından kavrulurmuş, tabansız dayanıksız kondurmalarla egemenlik bireyselleştirilirmiş hiç umursanmaz. Varsa yoksa programlanan ruhsal çelişkilerin ve ruhsal garabetin siyasi çıkar devşirmeliğidir. Delegasyon derebeyliğidir. Elde kalan ise her zamanki gibi karanlık ve korumalık şaşasında, krallık ve kodamanlık aşamasında beliren ruhsal şaşkınlıktır. Tüm çatışmalar da işte böyle zamanlarda anında zirve yapar. Belki de arzulanan odur.
Bu siyasal kargaşada ruhi eziyet yeni kurbanlarını hemen bulur. Ve o bir arayıp hiç tartıp bulunan binbir suratlar siyaset dünyasının başına bela olur. Duvarlar örülür ve ben dünyanın tek hakimiyim zırvasına payandalık başlar. Peki, bu siyasette ruhsal kargaşa körlüğü ne kadar gider; dereler tepeler aştığını sanılır ama bir arpa boyu.
Aslında oynan oyun milyarlarca yıl milyarlarca insanı feda etmenin bu güne denk gelen izdüşümüdür. Yolu oradan buradan geçenler bu gerçeği çok iyi bilir. Bilgiçliğin alevi toprağı saçılır ve yakar. Hazırlanan süreç fikirler kirlenir, ideolojiler bozulur ve gerçek yoldan sapılır sürecidir ama çoğu kere ideolojisinden sapmayanlar sayesinde planlar tutmaz.
Ben siyasete tapulanmış, insanlığın bey efendisiyim pozunda ruhsal bozukluk evresine geçerek aymazlıkla plan program, polim kurgulamak kusursuzluğa tapınmaktır. Son on yıllarda dikilen cam evlerde, cam şehirlerde ve camdan bir memlekette yaşandığını unutmaktır. Unutmayla beraber doğruyu yaşadığı hissiyle inancı boş veren ve kırıp dökme arzusu ruhu sarar. Bu siyasal ruhsuzlaşmaya neden ise pek yok gibi gösterilen derin fikir ayrılıklarıdır .
Sonra sonrası malum parasal terazide ağır basan ruhsal kargaşa körlüğü yaşayan siyasal portreler. Ve o portrelere piyonlaşma. Yıllardır tüm isimler ve olaylar birbirinin benzeri. Envayi çeşit bir aynılık. Sıradan manevralar. Yıllar içinde benzeşilmiş bir ruh körlüğü.
Ben efendilerin efendisiyim, buraların tek geçilen yöneticisiyim at cambazlığı baş edilemez sayıda düşmanlığı da yaratır. Bu kurgusal öyküler asla şaşırtmaz. Çünkü her seferinde siyasette aynı grift ruhsal kargaşa ve ruhsal kargaşa körlüğüne kölelik prim yapar.
Sürdürülmek istenen işte budur. bu siyasal kargaşa ruhsal körlüğünün sadık takipçilerine duyurulur; asla aldanmayın siyasette ruhsal kargaşa körlüğü içine düşmüşlerin kitlesi kütlesi bulunduğu kadar yer yakar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder