20 Eylül 2017 Çarşamba

EĞİTİM SİSTEMSİZLİĞİ…

EĞİTİM SİSTEMSİZLİĞİ…
 
Eğitim sistemi değiştikçe, değiştirildikçe can çekişiyor. Sanki sonu geliyor. Getirilmek isteniyor. Sistemsizlik sahne alıyor. Sistem, istem dışı olmadığı açık dini ritüeller ve siyasi kurumsal yozlaşma dizgesinde biçimlendiriliyor. Bu biçimlenmeye içten dışa direnenler direniyor. Ancak yine de anlamsızca bir istila ve istifleme dizayn ediliyor…
 
Bu ruhsuz değişim kendi malı mülkü üzerine oturmayan bir çizgide sınırları zorluyor. Başka kuş tanımam tarzı yanılsamalarla sistem tırpanlanıyor. Dur durak tanımayan güçlüye yazılmalar ile başlayan bireysel kurtuluşlar canlandırılıyor.
 
Ve eğitimi bu sistematik yavan anlayış geriletiyor. Gerisingeri ilerleyişin vazgeçilmez koşulu ise din odaklı olacak bicimde ayarlanıyor. Özellikle ortaokul yabancı dil ağırlıklı bir deneme sınıfında bile haftalık dört saatten fazla din dersi koyuluyor. Hafta sonları ise ücretsiz verilecek Kutsal Kitap kursu. Resmen fırsatçılık. Zamane ayıbı.
 
Yaklaşık yirmi milyona direkt, altmış milyona dolaylı hükmeden bir sistem eğitim sistemi. Sistemle mütemadiyen oynanarak zihinler tutsak ediliyor. Bu tutsaklık artan dozda eğitim yoluyla katmanlara yediriliyor. Başkası ve başka imkânı yok sarmalında biçareler yaralanıyor, örseleniyor. Ve içsel yolculuk sistemin efendisinden evrenin efendisine devriliyor. Devrilince de zihinsel bağlılık ballanıyor, al bayrak dalgalanıyor. Öğrenciler ulusu ulus yapan devrimlerden evrimsel sürece inat ders ders uzaklaştırılıyor. Amaçlar ve amaçlananlar tek türden sıralanarak özgürlük karşıtı bir örgü planlanıyor. Ve sistem özsüz sözleşmesiz dayatılıyor.
 
Bu sistem son yıllarda özgür bir dünya kurmanın engeli olduğu gibi ütopik dünyaya heveslendiren bir formata da bürünüyor. Uzaktan yakından herkesi binlerce yıldır süren sarmala hapsediyor. Tüm evrensel değerleri yok ediyor. Öğrencilere verilen aynı ekol aynı tür eğitim iflas etse de sistem iktidar merkezli bu metodu hala yönetiyor. Dayatıyor.
 
Yani nüfuzu elinde tutanlar nüfusun yarısına özel veya devlet okullarında ayni pencereden hükmediyor. Bu model; aile, okul ve devlet üçgeninde gittikçe bilimsel ve demokratik temelden uzaklaştırılıyor. Çağdaş eğitim resmen hayal oluyor. Zaten sistem bilimden ve estetikten yoksun. Varsa yoksa dinbaz takipçisi bir silsile. Bu gericileşen sistemin uyurgezerleri ise iktidarın tetikçiliğine soyunuyor. Düğün dernek kışkırtıcı bir role bürünüyorlar.
 
En vazgeçilmez sanılan değerlerden kopuldukça da ucuz kahramanlar yaratılarak onlar bileyleniyor. Veya geçmişin en karanlık, iç hesaplaşması halen süren dönemleri yeniden bileniyor. Topu ders kitaplarına giriyor. Dizelere, şehirlere, şiirlere konu olacak bir eğitim sistemi. Zamanda yolculuk hissi veren sistem yıllardır aynı sistem. Ama sözlerle, değiştirilen sınavlarla gizleniyor.
 
Yetmezmiş gibi memleketi tersine döndüren otoriter bir modda her üç beş yılda kökten değiştiriliyor. Öğrenciler resmen kobay görülüyor. Eğitim sisteminin çözülme riskine karşılık din dışına taşan ritüeller ve sürükleyiciliğini çoktan kaybetmiş sosyal siyasal kurumlarla bütünleşiliyor.
 
Mevcut düzene kökten bağlı ve bağımlı düzenlemelerle ziller çalıyor. Ziller kimin için çalıyor, ders teneffüs zilleri ne zaman birbirine karışıyor hiç anlaşılmıyor. Sistem eğitim ve öğretimin tüm resimlerini iki cihanda muhteşem bir boşluğa sürüklüyor. Genetik inkârcılık modası ruhen yaygınlaştırılıyor. Sonuç sistemsizlik.
 
Hem de eğitimde…

Hiç yorum yok: