17 Ekim 2016 Pazartesi

OKUL, EKOL VE PERTEV…

OKUL, EKOL VE PERTEV…
 
Çağdaş ve bilimsel eğitim insanlık tarihinin binlerce yıllık deneyimlerinin en belirgin ve zerre şaşmaz doğrulukta kazanımıdır. Edinilmiş tüm kazanımlar kendi ekolünü yaratmış köklü eğitim kurumları, yüz yılı aşkın geçmişi olan okullar sayesinde çocuk, genç, yaşlı bilgiye aç beyinlere aktarılır. Evrensel ilkelere dayanmayan, akla ve bilime aykırı kurumlarla çağdaş eğitim düzeni kurmak hayaldir. Ekol ve okul kavramlarının da içini boşaltarak hepsini mektepleştirmek ise eğitimde yeni vizyona sokuldu. Bu film hayal bir yana hayal ötesi…
 
Öyle okullar veya ekoller vardır ki tüm baskı ve dayatmalara karşın sessiz, renksiz ve tektip bireyler yetiştirmeye bir türlü yanaşmazlar. Karşı dururlar. Düşünen, düşündüğünü korkusuzca ifade eden, ülke sorunlarını bir bir irdeleyen ve siyasetle çok yakın olmasa da illaki ilgilenen profilde, sorgulayıcı genç beyinler eğitirler. İktidar kaynaklı tüm direktiflere rağmen bu genç dinamikleri baskı altına almazlar, katı disiplin potasında sindirmezler. Ayrıca bu ekol okullar yazılı olmayan özerkliklerini korur ve her ne pahasına olursa olsun devam ettirirler. Şu fakir ülkede arsızca yapılan din, mezhep, kör inanç ve etnisite eksenli kışkırtmalara katılmazlar, yangının yaygınlaştırılmasına da direnirler. Nitelik ve nicelik açısından çok az kalmış olsalar da henüz fethedilmemiş tek tük eğitim kaleleridir. Ve her zaman eğitimin temel taşlarından, yükselen değerlerinden, eğitim kurumlarının en gözdelerinden sayılırlar. Bir cevher, bir Pertev gibi gençleri hayata hazırlar, bilgi toplumuna kazandırmaya çalışırlar.
 
Öyle bir hazırlanıştır ki bu gelenekten geleceğe cesaret ve direnç gösterenlere, özgür beyinli bireylere, korkmadan muhalif olmaya, yasal ve dinamik örgütlülüğü kuranlara, ülkenin temel ve değişmez dayanaklarından olmaya, çağ dışı hiç bir iradeye onay vermeyenlere,  yaşamın doğurganlığı ve üretkenliğini kutsayanlara dönüşür kapısından bir kez girenler.
 
Bu okullar ve ekoller yüzlerce yıl olduğu gibi uzun yıllar boyunca adı Türkiye soyadı devrim olan nice erler, Pertevler, gevherler ve devrimciler yetiştirmiştir. Bu okullar yüz yıldan fazladır yol yordam olmuştur eğitim yolcularına. Özellikle 12 Eylül faşizmine ve diğer benzer faşizan dönem uygulamalarına karşı baş eğmeden dimdik durmuşlar, direnmişler ve o yüzden hala ayaktadırlar. Öyle ki yıllarca evlerinden, yerlerinden, yurtlarından sürülmüşler, yılmayıp mücadele ede ede yine yuvalarına geri dönmüşlerdir. Türkiye’nin faşizm ve gericilikle mücadele tarihinde her biri ayrı ayrı anılır.
 
İşte kendi kendine kendi ekolünü yaratmış okul olmak, okullardan olmak budur. O ekollerin sınıflarında tebeşir tozu yutarak, mürekkep yalayarak büyümek ve o okulların mezunlarından olmak ömür boyu sürecek bir sevda, farklı bir onur ve gururdur.
 
Son on yıllarda kötü gidişe eskiden olduğu gibi tek ses haykırmadan, pek ses çıkarmadan, işlerini hakkınca yapmış olsalar da şu fakir ülkede öyle maharetli işgaller ve istilalar yaşanıyor ki bir ilk olarak onlara da dayandı haşmetmeap sopası. İleriki yıllarda asla övülemeyecek, savunulamayacak, haklılık payı hiç sıfır noktasından hareketle oynak rotada her alana yayılıyor istila ve işgal. İşte sıra iki elin parmakları kadar kalan ekollere, okullara geldi.
 
Eğitim yolundaki en erdemli yolcuların kapısına dayandı değersizleştirme projesi. Elbette dört koldan içlerine sızıldı ancak ekolü yıkmak gerçekleşmedi, becerilemedi. O yüzden akla zarar bir projeyle bu ekol okulların zarar görmeleri yeğleniyor. İstanbul Erkek, Pertevniyal, Kabataş, Vefa ve diğerlerinin pertevi vefasızca söndürülecek gibi bir durum var gündemde. Pertevin sönmesi, gevherlerin körelmesi, karşı yakalılığın ağır hasar görmesi amaçlanıyor sanki. Bu öyle bir hasar ki çok yakında ortada ne okul, ne ekol ne de yol kalır. Topu kul olur.
 
Dini de alet edip iktidarda kalarak, kapitalizmin her türlü enstrümanlarını kullanarak emperyalizmin kurulu köhne düzenine hizmet için nice değer ve kazanımlar bozuk para gibi harcandı. Bu kötü emellere şimdi de halledilecek hiç başka mesele kalmamış gibi ekol okulların kapılarını çalmak eklendi. Her biri başlı başına bir ekol olan bu köklü eğitim kurumlarını durduk yerde imam hatipleştirmeye çalışmak resmen bedevi bereketsizliğidir. Açıkça belirtilmese de istenen cazı duası bir yana sorgusuz biat eden, kader kölesi, hilesi hurdası mubah kimliksizliği bu okullara yerleştirmektir. Bu ekol okulları ve eğitim yolcularını resmen doğru yolundan saptırmaktır.
 
Çünkü bu okullar ve ekoller korkuların verildiği, umutların mezara gömüldüğü ve kısır kara dönem egemenliklerinin normalleştirildiği ve öğretildiği yerler değil. Öğretmezler de. Gelenekten aldıkları cesaretle kendi yolunu ekolünü yaratmışlardır. Gelmezler oyuna. O yüzden malum zihniyete göre değişim şart, şimdi dönüştürülecekler. Dayatılan dini bir eğitim kurgusuyla sistemin ancak böyle işleyeceği işletileceği bilgisidir genç beyinlere perçinlenmek istenen.
 
Gençliğine ‘esaret ve sefalete’ başkaldırı özgüvenini kazandıracak bir eğitimi verdiremeyen toplumlar geleceklerini tehlikeye atar. Son on yıllarda eğitim politikası neredeyse her yıl değiştirilerek ‘dindar bir nesil’ yetiştirme uğruna programlandı, kindarlığa teğet neferler yarattı. Bu difüzyon kala kala elde üç beş tane kalan eğitim kurumuna da ulaştı. Bulaştı. Ülkenin kuruluş felsefesinde var olan ‘fikri hür vicdanı hür nesiller’  yetiştirme gayesinden kurgusal dini ideoloji doğrultusunda kıvrak manevralarla resmen uzaklaşılıyor. Sözde tüm okulların imam hatip olma zamanı gelmiş. Gelmiş de geçiyor. Gelmişini geçmişini sildiren ayrıca bu ekol okulların mezunlarından olmayışın hırsı ve hıncıyla ve genetiği bozuk kurmaca dinin mensubu olmanın hezeyanıyla yeni bir işgal ve istila süreci başlatıldı. Süreç işliyor.
 
Başlatılmasına başlatıldı ama bu tutucu istila ve işgal döner dolaşır aklın duvarına toslar, bilimin kalkanına çarpar. Zoru görünce de gerisingeri seyreder. Ancak okutanı, okuyanı, velisi, mezunu, derneği, vakfı var, var oğlu var seyretmemek lazım. Ekol, okul ve Pertev olmanın gereği biraz akılcı cesaret, biraz direnç ister…

Hiç yorum yok: