5 Ekim 2016 Çarşamba

ELEKTRİK ENERJİSİ SAVAŞLARI…

ELEKTRİK ENERJİSİ SAVAŞLARI…
 
Enerji dünya uygarlık tarihinin başlangıcıdır. Tarihsel sürece hem iyi bir zemin hem de kıtaları bağlayıcı bir yol ve en sarsılmaz köprüdür enerji. Yine tarihle sabit uygarlığı ve uygarlaşmayı tehdit eden ve yok eden, lokal veya büyük savaşlara temel neden de enerjidir. Dünyayı şekillendiren, siyasi veya ekonomik açıdan bağımlı veya bağımsız tüm ülkelerin ekonomilerini ve yönetimlerini belirleyen de emperyal konumda işleyen ve işletilen enerji şirketleridir. Yani enerji dünyayı yöneten en büyük güçtür.
 
Enerji ayni zamanda insanlığın gelişiminde ve yaşam kalitesinin yükselmesinde, yükseltilmesinde en temel girdi olarak aktif rol oynar. Günümüz yaşam standardını belirleyen birincil ölçüdür. Ayrıca üretiminin yanı sıra tüketimi ve kullanımındaki özen ekonomik yaşam için çok önemlidir.
 
Çünkü diğer tüm enerji kaynaklarının elektrik üretiminde hammadde olarak kullanılabileceği ve kullanıldığı bir gerçektir. Ve bu günden yarına elektriğin çok önemli ve başta gelen bir enerji kaynağı olacağı da açıktır. Son yıllarda modern yaşamda elektriğin payı en yüksek seviyededir. Öncellikle bir ekonomik olgu olarak elektrik enerjisi üzerinde ciddiyetle akıl yorulmalıdır.
 
Enerji alanında yapılan istatistiklere göre özellikle son 25 yılda dünya enerji tüketimi % 56 artmıştır. Bu veriler ışığında yapılan hesaplamalara göre gelecek 25 yılda dünya enerji tüketiminin artı % 33 oranında bir yükselme göstermesi olasıdır. Bu enerji tüketiminin en yaygını ise elektriktir.
 
Dünyadaki toplam enerji tüketimi içinde elektriğin payı %19 civarındadır. Bu oranın 25 yıl sonra %76 olacağı öngörülüyor. Bu saptamalara dünyada hala 1,3 milyar insanın elektriğe ulaşımı olmadığı da eklendiğinde rakamların nereye varacağı ortadadır. Tüm dünyanın elektrik enerjisiyle buluşması dünyayı yöneten yeni bir ekonomiyi de ortaya çıkaracaktır. Elektrik enerjisi.
 
Elektrik üretiminin yanı sıra elektrik tüketiminde verimlilik üzerinde durulmadıkça, hassas olunmadıkça makas açılır. Kişi başı enerji tüketim hacminde dalgalanmalar, boşa harcamayı özendirme ve israfçı bir tüketim politikası geleceğin dünyasını toptan enerji kaosuna sürükleyebilir. Şimdiden enerjiyi üreten ve tüketen bağlamında ulusal ve uluslararası bilinçli yapılanmalar kurulmadıkça yarınlarda bölgeler değil tüm dünya savaş içine çekilebilir.
 
Bu gün petrol için petrol bölgelerini kana bulayan savaşların ve diplomatik oyunların, yarınlarda elektrik enerjisi üzerine çıkabilecek savaşlara, kaotik ve ekonomik yaptırımlara dönüşeceği de açıktır.
 
Yakın gelecekte tüm dünyayı bekleyen yeni enerji paylaşım savaşı komplo teorilerini boşa çıkarmak için enerjiyi polarize etmek, enerjide küresel dönüşümler sağlamak için çalışılmalı, yeni enerji sistemleri ve yenilikçi fikirler doğrultusunda pratikler denenmelidir. Enerjide kaynağın yeterli olması için, üstün teknolojiler kullanılması ve enerjinin ucuza mal edilip insanlara daha ucuza sunulması yönünde çözümler geliştirilmelidir.
 
Bu yüzden enerjide dönüşüm süreci dünya sathına yayılmalıdır. Aslında enerjide dönüşüm öyle kolay olmayacak, kolay alışılmayacak, maliyetli bir süreçtir. İlle de değişim aşamasında mevcut düşünce tarzında direnmemek gerekir. Elbette her ülkede yerli yabancı, küçük büyük boyutta yatırım yapmak isteyen ve yapan, risklere girip para kazanmayı arzulayan girişimciler mevcuttur. Bilinmesi ve gözetilmesi gereken serbest pazar ekonomisi içinde bir ülkeden diğerine aktarılan teknolojilerin verimliliği ve kalitesidir. Sadece kar amaçlı veya atıla düşen aktarımlar ile enerji kaosu çözülemez. Özellikle büyük sermayenin denetiminde ülkeler arasında işletilen uzun veya kısa vadeli kredilendirme sisteminin hayata geçirdiği projeler enerjide bağımlılığı iyice tetikler.
 
Bağımsızlık ise projelerin bedelini ödeyebilme ve kurulan sistemin çevreye verdiği zararların olumsuz etkilerinin minimize edilmesiyle olur. Dünyada doğanın korunması için bir duyarlılık oluştuğu asla gözden kaçırılmamalıdır. Üretilen ve tüketilen enerjinin iklim değişikliklerine direkt veya endirekt etkisinin olduğu yadsınamaz bir dünya gerçeğidir. Bu yüzden enerjinin tarzı ve arzı noktasında güvenliliği sağlanamıyor ve doğaya olumsuz etkileri yok edilemiyor ise sınırlandırılması gerekir.
 
Değişim odaklı gösterilen ancak doğayı tüketen, doğayı olumsuz etkileyen projelerle enerji gemisi yüzdürülemez. Enerjide kendi kendine yetme gayesi güdülerek, çözümler bulunması çok zor görünüyor ama bir yerden de başlanmalı diyerek cennet köşesi coğrafyalarda akarsuları can suyuna kadar sömüren HES kurmakla da enerjide dönüşüm süreci başlatılmış olmaz.
 
Bu günden tezi yok toplumsal ve tarihsel değerleri de gözeterek hayat kalitesini de yükseltecek öncelikle sürdürülebilir enerji kapsamlı, enerji değişim sürecine yön verecek tarihi hamleler yapılmalıdır. Enerji piyasalarındaki yenileşmeye hazırlanmak ve değişen çağa uymak enerjide yeni çözüm yolları arayışının ilk basamağıdır.
 
Tersine bekleyiş ise ileride çıkması muhtemel elektrik enerjisi savaşlarında zayıf halka olmak demektir…

Hiç yorum yok: