SİYASET TAHTEREVALLİSİ
Siyaset tahterevalli gibidir.
İsmine, resmine ve amblemine güvenip diğer uca üst üste oturanlar var ise yükseldikçe yükselirsin, civatalar izin verdiği sürece. Ama siyasette yükselmek karşı uçta adına namına oturanların can sıkıntısına, onları sıkmamaya bağlıdır çoğu zaman. Gün olur destekçilerin oturdukları uçtan kalkabileceği de düşünülmelidir ayrıca. Maazallah anında sertçe dibe vurulur ve bir daha beli, doğrultmak güçleşir ki güçleşir.
Onun için parsa ve paye derdiyle yoğrulup siyaset yaparak, üslup ustası ve zillet temsilcisi durumunda ilerlerken, kainatın tüm meyvelerinden tatmak tahterevallinin sırtından düşüldüğü gün nihayetlenir. Ve ardından siyaset müsveddesi defterine işlenir bir zamanlar tatava ile anılan isimler. Öyle dilde, akılda ve yürekte haset beslemek, kendi karanlığını gömülmek ve orada yaşamak siyaset tahterevallisinden acayip şekilde düşmeyi kolaylaştırır veya yakınlaştırır.
Alabildiğine gerinme ve yedekleme dönemi de ışık tutmuyor ise sırlı ince ayrıntılara siyasetin asansörü bir daha işlemez tahterevalliden düşenlere. Mekanik kol çekilmiştir çünkü. Siyaset damarlarında dolaşan enerji o emeksiz yükselme hırsına dur demiştir bir kere. O an her şey kifayetsizleşir ve tersine dönüldükçe, düşünüldükçe derman da eksilir.
Bilinen o dur ki; prensip ve inançlardır insanı insan, adamı adam, siyasetçiyi delikanlı eyleyen. Siyaset ve süreç iyi okunamadıkça, ayan beyana gözler kapandıkça tüm siyasi ajitasyonlar tutmaz, bazen de susturulur. O vakit denilen tebdili kıyafet dolaş da gör hakiki manzarayı olur, bin yıldan beri alışılagelmiş pencereden bir bak kendi haline.
Siyasetin tahterevallisi böyledir ya siyaset terazisi, terazi tartar durur, doğru yanlış eksik fazla demeden. Ama onunda ibresinin sabitleneceği bir nokta vardır. Tohum için toprak, hayat için umut azaldıkça siyaset terazisi de boykota durur, tartmaz. O dakikadan sonra tüm iyilikleri adına siyaset yapılanların, yapılmayanların ayaklarına dökmek de kar etmez.
Tam tamına dışa vurulmayan hınçlar ve hadi bakalım oradanlar, ben yaptım oldular akışkanlığını koruduğundan o alışkanlıkların ayıklanışını sağlamak düşkünlükten sonraya kalır. Zihinsel açıklarda beyin fırtınası yaratabilir belki tahterevalli gerçeği. Ancak siparişle laf yetiştirme telaşı, kürsüsü devrilmiş avizeleri dökülmüş saray salonlarında oturulan her masa ayni sonu ve rizikoyu taşır aslında. Düşme korkusu yaşamak siyasetin tecellisi olan kadrosuz kalpaksız varoluşçuluk hevesini anlayamamışlıktandır. Karanlık bir dünya ama ütopik bir memleket rüyası kurgulanırsa siyaset tahterevallisinden düşüş de hızlanır. Külahlarda şişme siyasi ömür, taşıyıcı bantlarda cüruflu bulutlar siyaset gemisini eninde sonunda karaya oturtur.
Zihinsel fukaralık her Allah’ın günü yozlaşan komplolar ve siyasi oyunları fısıldadıkça kulağa gerçekleri savunmak da zorlaşır. Kesif yüklü vukuatlar sızınca toprağa ayıklanmak ve zor sorunsalları açıklamak mahalle kültürü bağlamında ele alınmaya başlanır. Ama açıkça irdelenmediğinden en çizgi dışı savunmalar hazırlansa bile, sisteme entegre olmayanların genellemeleri haklılık kazanır ve düşüş devam eder. Suç kavramına odaklanmışlık gerçeği apayrı bakış açıları ile değerlendirilmedikçe sadece şeytanın ayak izleri takip edilir. Bu durumda varılacak son ise üç aşağı beş yukarı aşikardır.
Siyasette devamlı nefret tohumları ekelemek, aşırı kuralcı tutumları yasallaştırmak ile tahtırevan sürdürülemez, siyaset tahterevallisi kaydırağa dönüşür hiç beklenmedik bir anda. İşin en başında yürekten girilmiş sihirli arena, fiziki harcanışlar cemini toplar siyasi kongrelerle. Maalesef ziyadesiyle çocuklara ve torunlara kalır miras, reddi miras hakkı saklı bulunsa da.
Tahtalaşan baş ve ölü rengi vücutlar çimlere uzatıldığında siyaset tahterevallisi artık inmez ve kalkmaz. Kaptan bir kalemde ardına bakmaksızın kara çalanları ve terzinin hikayesi başka hikaye diyen sökük yamayıcılarını siler. Rakımı yüksek demokrasi canavarı kesilenler o gün geldiğinde kuzulaşır.
O nedenle fazla içli dışlı olmaya hiç gerek yok tahterevalliyle. Herkesin hayatında bir uğrak ve durak yeri vardır. Estetik ve etik dışı işgüzarlıklar her defasında siyaset tahterevallisinden düşmeye sebeptir. O sebep hasıl olduğunda ise ilerisi ve gerisine kafa yormadan atılmış her adım siyaset terazisinde milim milim tartılır. Derli toplu ve usulünce tartıldığında ise topluma nihai katkı sağlayacak rahatlamalara erişilir.
Terminolojik dengeleri alt üst eden bir yol suzluk fotoğrafı toprağa sızmış ve piramidin dev ölçeklerdeki gölgesine de bulaşmış ise denize batık buzdağının tepesinden erime başlar. Erimenin hissedilmesiyle sahalardaki toplu topsuz gösteriler de engellenemez. Yakın hedefe götüren takımada yol suzlukları ve yol bulma maharetliliği bittiğinde yalnızlık başlar ve tahterevalli düşkünleri kendi yarattıkları travmanın kurbanı olurlar.
Ve hiç istenmediği halde Siyaset tahterevallisinin diğer yolcuları ile yer değiştirilir.
Tahterevalli siyaset gibidir...
Siyaset tahterevalli gibidir.
İsmine, resmine ve amblemine güvenip diğer uca üst üste oturanlar var ise yükseldikçe yükselirsin, civatalar izin verdiği sürece. Ama siyasette yükselmek karşı uçta adına namına oturanların can sıkıntısına, onları sıkmamaya bağlıdır çoğu zaman. Gün olur destekçilerin oturdukları uçtan kalkabileceği de düşünülmelidir ayrıca. Maazallah anında sertçe dibe vurulur ve bir daha beli, doğrultmak güçleşir ki güçleşir.
Onun için parsa ve paye derdiyle yoğrulup siyaset yaparak, üslup ustası ve zillet temsilcisi durumunda ilerlerken, kainatın tüm meyvelerinden tatmak tahterevallinin sırtından düşüldüğü gün nihayetlenir. Ve ardından siyaset müsveddesi defterine işlenir bir zamanlar tatava ile anılan isimler. Öyle dilde, akılda ve yürekte haset beslemek, kendi karanlığını gömülmek ve orada yaşamak siyaset tahterevallisinden acayip şekilde düşmeyi kolaylaştırır veya yakınlaştırır.
Alabildiğine gerinme ve yedekleme dönemi de ışık tutmuyor ise sırlı ince ayrıntılara siyasetin asansörü bir daha işlemez tahterevalliden düşenlere. Mekanik kol çekilmiştir çünkü. Siyaset damarlarında dolaşan enerji o emeksiz yükselme hırsına dur demiştir bir kere. O an her şey kifayetsizleşir ve tersine dönüldükçe, düşünüldükçe derman da eksilir.
Bilinen o dur ki; prensip ve inançlardır insanı insan, adamı adam, siyasetçiyi delikanlı eyleyen. Siyaset ve süreç iyi okunamadıkça, ayan beyana gözler kapandıkça tüm siyasi ajitasyonlar tutmaz, bazen de susturulur. O vakit denilen tebdili kıyafet dolaş da gör hakiki manzarayı olur, bin yıldan beri alışılagelmiş pencereden bir bak kendi haline.
Siyasetin tahterevallisi böyledir ya siyaset terazisi, terazi tartar durur, doğru yanlış eksik fazla demeden. Ama onunda ibresinin sabitleneceği bir nokta vardır. Tohum için toprak, hayat için umut azaldıkça siyaset terazisi de boykota durur, tartmaz. O dakikadan sonra tüm iyilikleri adına siyaset yapılanların, yapılmayanların ayaklarına dökmek de kar etmez.
Tam tamına dışa vurulmayan hınçlar ve hadi bakalım oradanlar, ben yaptım oldular akışkanlığını koruduğundan o alışkanlıkların ayıklanışını sağlamak düşkünlükten sonraya kalır. Zihinsel açıklarda beyin fırtınası yaratabilir belki tahterevalli gerçeği. Ancak siparişle laf yetiştirme telaşı, kürsüsü devrilmiş avizeleri dökülmüş saray salonlarında oturulan her masa ayni sonu ve rizikoyu taşır aslında. Düşme korkusu yaşamak siyasetin tecellisi olan kadrosuz kalpaksız varoluşçuluk hevesini anlayamamışlıktandır. Karanlık bir dünya ama ütopik bir memleket rüyası kurgulanırsa siyaset tahterevallisinden düşüş de hızlanır. Külahlarda şişme siyasi ömür, taşıyıcı bantlarda cüruflu bulutlar siyaset gemisini eninde sonunda karaya oturtur.
Zihinsel fukaralık her Allah’ın günü yozlaşan komplolar ve siyasi oyunları fısıldadıkça kulağa gerçekleri savunmak da zorlaşır. Kesif yüklü vukuatlar sızınca toprağa ayıklanmak ve zor sorunsalları açıklamak mahalle kültürü bağlamında ele alınmaya başlanır. Ama açıkça irdelenmediğinden en çizgi dışı savunmalar hazırlansa bile, sisteme entegre olmayanların genellemeleri haklılık kazanır ve düşüş devam eder. Suç kavramına odaklanmışlık gerçeği apayrı bakış açıları ile değerlendirilmedikçe sadece şeytanın ayak izleri takip edilir. Bu durumda varılacak son ise üç aşağı beş yukarı aşikardır.
Siyasette devamlı nefret tohumları ekelemek, aşırı kuralcı tutumları yasallaştırmak ile tahtırevan sürdürülemez, siyaset tahterevallisi kaydırağa dönüşür hiç beklenmedik bir anda. İşin en başında yürekten girilmiş sihirli arena, fiziki harcanışlar cemini toplar siyasi kongrelerle. Maalesef ziyadesiyle çocuklara ve torunlara kalır miras, reddi miras hakkı saklı bulunsa da.
Tahtalaşan baş ve ölü rengi vücutlar çimlere uzatıldığında siyaset tahterevallisi artık inmez ve kalkmaz. Kaptan bir kalemde ardına bakmaksızın kara çalanları ve terzinin hikayesi başka hikaye diyen sökük yamayıcılarını siler. Rakımı yüksek demokrasi canavarı kesilenler o gün geldiğinde kuzulaşır.
O nedenle fazla içli dışlı olmaya hiç gerek yok tahterevalliyle. Herkesin hayatında bir uğrak ve durak yeri vardır. Estetik ve etik dışı işgüzarlıklar her defasında siyaset tahterevallisinden düşmeye sebeptir. O sebep hasıl olduğunda ise ilerisi ve gerisine kafa yormadan atılmış her adım siyaset terazisinde milim milim tartılır. Derli toplu ve usulünce tartıldığında ise topluma nihai katkı sağlayacak rahatlamalara erişilir.
Terminolojik dengeleri alt üst eden bir yol suzluk fotoğrafı toprağa sızmış ve piramidin dev ölçeklerdeki gölgesine de bulaşmış ise denize batık buzdağının tepesinden erime başlar. Erimenin hissedilmesiyle sahalardaki toplu topsuz gösteriler de engellenemez. Yakın hedefe götüren takımada yol suzlukları ve yol bulma maharetliliği bittiğinde yalnızlık başlar ve tahterevalli düşkünleri kendi yarattıkları travmanın kurbanı olurlar.
Ve hiç istenmediği halde Siyaset tahterevallisinin diğer yolcuları ile yer değiştirilir.
Tahterevalli siyaset gibidir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder