BİR GÜNLÜĞÜNE BEDAVAYA ‘HERŞEY’Cİ KESİLMEK…
Bu gün 10 Ekim 2013, bir arkadaşımın doğum günü. Nice nice muhalif yıllara can yoldaşım…
Ayrıca bu gün Esenler’de gazete bayilerinin tümünde Merkez medyaya dâhil bir gazete satılmadı. Satış yerine topluma açık her yerde, sabahtan itibaren duraklarda, parklarda, camii avlularında, meydanlarda belli ellerce yediden yetmişe bedavaya dağıtıldı…
Ve bu sayede Esenler bir günlüğüne de olsa bedavaya acayip ‘Milliyet’çi kesildi…
Dağıtıldı çünkü o gazetenin 14. Sayfasında; ‘Kentsel Dönüşüm Müzesi Kuracağız’ manşeti altında ‘Başkanla Başbaşa’ imzalı maksatlı bir haber vardı.
Esenler Belediye Başkanı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na da iletilen Müze önerisi hakkında bedava dağıtılan merkez medya temsilcisi bu gazeteye: "İlçemiz kentsel dönüşümle birlikte anılıyor. Bu sebeple bir Kentsel Dönüşüm Müzesi kurmaya karar verdik. Müzede, kentsel dönüşüm çalışmaları sırasında yıktığımız binaların nasıl yapıldıklarını göstermek için o binalardan çıkan malzemeleri sergilemek istiyoruz. İnsanlar yıllar sonra gelip görsünler. Ayrıca dönüştürülmüş mahallelerin eski ve yeni hallerini de bu müzede sergileyeceğiz.” Demiş…
İyi de demiş, iyi de yapar başkan. Kursun bakalım kentsel dönüşüm müzesini, müzecilik literatürüne yeni bir tür ve kavram ekleyerek. Kentsel dönüşüm beklenen olumlu sonuçlara ulaştırılamayınca da kentsel dönüşüm mağdurları ve zarar görenler açılan bu yoldan ilerlemek suretiyle özel-muhalif müzelerini kurarlar. Dünyaya reklam olmak, dünya çapında reklam yapmak asıl o vakit gerçekleşir. Övünürüz bilmem kaç milyarlık reklam bedavaya geldi diye, ayni bedavadan bir günlüğüne ‘milliyet’çi kesildiğimiz gibi.
Sayfada Kentsel Dönüşüm Müzesi kurma mucitliği dışında, başkanın bizce bilindik beyanatlarıyla süslü röportaj. Ama röportaja flaş bir köşe yazısıyla da destek verilmiş depremden dem vurularak.
Dört başı mağrur, yandaşını zevkten dört köşe eden bu habere her köşede bir mağdur mahlasıyla başlayıp sürecek bir diyeceğimiz yok. Bu yayın köşe dönmeyen, köşe tutmayan, köşelere sinmeyen muhalif duruşumuzu hareketlendirdi biraz, o kadar.
Reklamın iyisi kötüsü olmaz, reklam reklamdır. Biz işin orasında da değiliz. Ama bu bedava dağıtılan gazetelerin bir maliyeti ve bedeli olduğu da su götürmez bir gerçek. Kimse başkanın karakaşı kara gözüne hevesinden, vay ne güzel işler çevirmişsiniz diyerek bu yayını yapmaz ve bedavaya da gazetesini orada burada dağıttırmaz.
Esenler Belediye Başkanı beş yıla yaklaşan görev süresinde ‘yerel basın divanı’ adıyla yerel basın temsilcileriyle ancak iki defa toplantı yaptı. Bu toplantılarda da kamuoyunun yerel basın vasıtasıyla hep aşina olduğu şeyleri söyledi, yeni sunumlar gerçekleştiremedi.
Yerel basına beş yıl boyunca verdiği değer ve destek bu kadarla sınırlı iken;
Ayrıca Belediyenin 2012 yılında 960.000, 2013 yılının ilk altı ayında 480.000 dağıtılan ve 2014 yılı için 960.000 adet dağıtımı hedeflenen ve “ belediye hizmet ve faaliyetlerinin afiş ve tanıtım mecraları yoluyla duyurulması” kapsamında tahmini 2 trilyon bütçe içinde maliyeti gizlenen “kendi-m özel gazetesi” var iken,
Ayrıca açıktan veya örtülü desteğini esirgemeyen ayda bir, yerine göre on beş günde basılan birkaç yanlı yerel gazetesi var iken,
Her halde bunlar bu işleri yeterince yapamadığından olsa gerek ihale merkez medyaya kalmış…
İhale merkez medyaya kalmış mı verilmiş mi bir yana gazeteceyim diyerek yerel ölçekte ortalıkta dolaşanlara ayıp edilmiş pekâlâsından.
Ama bir şeyi iyi biliyoruz. Bu reklam işleri hiç de öyle kolay işler değil, işi bilmek gerek. Okullu, akademili olmanın yanı sıra alaylı olmak da lazım. Denildiği gibi sektörde yakın tanıdıklarımız var ile yürümez bu reklam gemisi. Vermek gerek ve verdiğince almak gerek. Esenler Belediye Başkanı da gerçekten bu işleri çok iyi biliyor.
Biz yazarız bencileyin, kendi halinde, karınca kararınca. Zaten uzun zamandır şimdi şu satırlarda olduğu gibi de etliye sütlüye pek karışmıyoruz. Ama uzun müddet bu tavrımızı koruyacağız anlamına da gelmesin. Ayrıca yerel seçimlerin yaklaştığı şu günlerde, yerel basın es geçildi, yok sayıldı, arpa başkalarına gitti babında da yazılmadı bu yazı, böylece biline.
Peki, niye yazıldı bu yazı;
Esenler bir günlüğüne de olsa bedavaya acayip ‘Milliyet’çi kesildi diye değil. Bizim derdimiz başka. İleride seçim atmosferi kızıştığında, bu ve benzeri metotlarla;
Esenler bir günlüğüne de olsa bedavaya acayip ‘Cumhuriyet’çi, yarım günlüğüne de olsa bedavaya acayip ‘Radikal’, üç beş saatliğine de olsa bedavaya acayip ‘Yurt’çu, dakikalarla sınırlı da olsa bedavaya acayip ‘Sol’cu kesilir ise;
Halimiz nice olacak diye yazıldı bu yazı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder