YAPAY DÜNYA ADALETİ...
Yapay dünya adaleti ‘yapayiruk olur mantığı çemberinde ve dünyalığı kurtarma rejimi’nde ortaya çıkar. Yapay dünya kurulduğunda ise başkana bağlılık veya tek yerden emir alırlık alımlı hale getirilir. En aykırılar ise bu yapay dünya potasında eritilir, eğitilir. Ergimezleri harcanır…
Yapay dünya projeleri ne hikmetse hep yeni sağ akımlarla birlikte hayata geçiriliyor. On yıllardır böyle işliyor düzenek. Dünyanın üst aklı hep sağcı. Washington Portakalı daima avukat, savcı, hakim ve ben merkezli portallar hep bunu dayatıyor. Mekanik ve elektronik portakal kollarını uzatmış her türlü yağmaya da utanmazca zemin hazırlıyor. ‘ Yağma yok birader’ diyenleri ise canı çıkanacak sıkıyor, sıkıştırıyor.
Sözde aydınların on yıllarca yapamazlar edemezler dediği ne varsa içi dışına çıkarıldı, ters düz edildi memleket. Lafazanların kimliksiz milletler, kilitsiz kapılar ve dikensiz sınırlar içeren küreselleşme hayranlığına takıldı memleket. Lakin adil dağıtım hep egemen güçlerin lehine sonuçlandı. Ancak lehim tuttu ve leylalar yenidünyayı yarattı. Yapay Dünya kolayca doğurtuldu. Öyle ki yapay modeli öğütlemek ile kalınmadı resmen ve cebren dizayn edildi. Unutulan tek bir nokta vardı, yapay dünyanın adaletinin olmayacağı…
Hep adalete güvenildi. Güven fos çıktı. Herkesin foyası ortaya döküldü ve coğrafyalarda ulus devletler ve kurgu devletçikler savaşları çıkarıldı. Böylece dincileşen sağın hegamonyasını iyice kurmasına yardımcı olundu. Vakti zamanında bugünler için kurulmuş o yapay devletçikler ve onların desteklediği mezhepçi militarist yapılar da bu filmde aktif rol aldı. Topu birleşip başaramayınca Atlantik ötesi evrensel saldırıları başlattı. Ve İlahi kurtarıcı devlet pozisyonu boş belleklere yerleştirildi.
Oysa elin yankisinden coğrafya lehine Adalet beklemek başka bir rüya idi. Karabasandı. Hele hele coğrafyanın bataklığına bulaşan her kimin despotizm bağlamında kendi içinde adalete açık ara fark basacağı da gözlerden kaçırıldı. Her alanda ilimden bilime, dinden dile, özgürlükten demokrasiye şablonvari bir yozlaştırma, kültürsüzleştirme, köksüzleştirme bu yapay dünyanın sacayağı idi . Gözler yumuldu. Sözde hiç beklenmiyordu olacaklar, olanlar oldu. Memleket bu hale geldi, getirildi.
Bilinmeliydi oysa Bermuda Şeytan Üçgeni nereye kurulursa altındaki ateş harlanırdı. Üflenir, köz karıştırılır ve bölünme ile parçalanma kaçınılmazlaştırıldı. Şimdilik birçok millet bu yapay dünya cehenneminden nasiplendi. Eğer bu adalet yürüyüşünden de bir şey çıkmaz ise şu garip memleket için ortadan iki meleği tırpanı elinde pusuda bekliyor.
Üstelik liboş küresellik tüm kültleri bir bir yok ederek dinciler ve ümmetçiler dengesizliğinde yeni yapay dünyanın yönetimlerini de onlardan inşa etti. Sanki yapay dünya projeleri sadece din ve mezhep kapsamlı ve coğrafyalara özel ittifaklarla tutturulabilir mişçesine. idareler abizan öneriler ile güncellendi. İşte o gerileyen sistematikte yapay dünyanın adaleti olmaz ve adalet aranmazdı. O yüzden şimdi arayan bulur belasını yaygınlaştırılıyor. Mevla arama yolları ise yapay dünyanın kurgu dinli dilli düdüklerince tutulmuş. Dört bir tarafta gurka dinciler yapay dünyanın yapaylığına hizmet ediyor.
Hikâye çok basit aslında. Su altından Atlantik ötesinin denetiminde etnik ve dini yapılanmalar özenle desteklenecek. Bunların topu önce özgürlükçü yenilikçi örgütler olarak lanse edilecek. Bunlar sözde ilahi Adalet dağıtacaklar. Sonra tümü terör örgütleri plasmanında sayılıp hepsinin canlarına okunacak. iki ateş arasında kalanlar candan canandan, toraktan vatandan olacak. Uygulanan yapay dünya projesi bu denli net. İstenen yapay dünya adaleti bu. Böylece geniş coğrafyalara tüm ezici kuvvetler yığılacak. Malı yapay dünya yaratcıları götürecek. Böylece sözde savaştan muzdarip olanlar da kurtarılacak. Çaresizler çapı çulu hesap edilmeden en yakın çevre memleketlere dağıtılacak. Tüm aktarım kurtarım bu kadar. Ama aynı zamanda ne yapalım dünyanın adaleti bu deyip de geçilmez bir acı gerçeklik bu.
Peki, yarın ne olacak; şimdi güzergah boyunca tek kelle dört parmak işaretiyle on binlerin gözlerinin içine içine cahil cesareti ile poster tutanlar, sövüp sayanlar ileride gün güneşlikte elde kandil kendilerine Adalet arayacaklar.
Resmen kurt kapanı bir yapay dünya Adaleti ve adaletsizliği…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder