29 Temmuz 2017 Cumartesi

‘BERABER YÜRÜDÜK BİZ BU YAĞMURLARDA!’ ENERJİ…

‘BERABER YÜRÜDÜK BİZ BU YAĞMURLARDA!’ ENERJİ… 
 
Bir fakir dışarıda, başka bir mahalde, benzer türden bizdekinden daha yıkıcı bir afata rast gelince ve cadde sokak gezinince ‘Beraber yürüdük biz bu yağmurlarda’nın anlamını ve aradaki farkı çok iyi anlar. İnsanı asla ürkütmeyen Doğanın diyalektiği ile yüzleşir. Çünkü oralarda doğru enerji üretimi ve tüketimi ağır basar. Tedbir tekbirlerle Yüce Yaratana bırakılmaz…
 
Bu günler işin gerçeği iyi günler. Elbette yakın gelecekte yakıt gereksinimlerini karşılayabilmek en temel sorun olacak. Yakıt ve yakıtsızlık güncel savaş nedeni sayılacak. Enerji kaynaklarını elinde tutanlar ile ele geçirmek gayesi güdenler her fırsatta delicesine kapışacak. Tabii doğa ve doğal afetler buna fırsat verirse…
 
Yine yakın gelecekte enerji üretimi ve tüketimi küresel ısınmayı artıracak. Mevsimler kızgınlaşacak, doğal denge değişecek, dünya cehenneme dönecek. Enerji krizleri arttıkça gelecek nesiller nice yaşamsal tehditlerle karşı karşıya kalacak. Ortak yaşam adına nasıl ağır sonuçlar doğabileceği ise yaşayarak deneylenecek. Yine iklim değişikliği, ısınma aşırılığı asgariye çekilmedikçe, insanoğlu önlem almamak da direndikçe ve geciktikçe önce şaşırtıcı yağışlar tüm kuytuları ele geçirecek. Bu gün şu fakir ülkede yaşanan, hayatı felç eden kısır-küçük doğasal felaketler gibi.
 
Ayrıca savunma ve güvenlik açısından tüm değerlemeler de dönem itibariyle enerjiye bağlıdır. Enerji doğal afetlerle uğraşırken de en gerekli olan değerdir. Yani can yandığında, mal zarara uğradığında da enerji gereklidir. O yüzden enerji üretimi ve tüketimi doğa ile uyumlu hale getirilmelidir. Dünyada var olan ve üretilen her şey enerji ve enerjiden doğan gücün birebir karşılığıdır. Isı, ışık ve hareket temelli keşiflerle gelişir, geliştirilir. Ancak kâinatın dengesini bozacak türlüsünden uzaklaşmak şarttır. Yoksa şimdilik sel su ile baş edilemez. Sonra ne denli güçlü barikatlar kurulsa da kısacık yağan dolu, resmen dom dom etkisi yaratır. Sonra, sonrası yok.
 
Zaten enerji sağlamanın mevcut ve alternatif yolları geliştikçe sadece geliştiren lehine güç ve enerji doğar. Duvar ötesindekiler için ‘Beraber yürüdük biz bu yağmurlarda’ esintisi yağar. Oysa önemli olan enerji ve gücün farklı biçimlerde nasıl kullanıldığı veya kullanılacağıdır. Dünyanın konuşlandığı uzaysal düzenekte bugünden yarına enerji üretiminin ve tüketiminin kara enerjileri de hareketlendireceği bilinmelidir. Çünkü yeryüzündeki tüm kapışma arsızlığı enerji üretimine, üretim sorunlarına ve gelecekte yaşanabilecek üretim değişikliğine bağlı olarak çeşitlenir. Karanlık boşluğa kadar uzar. Öyle ki acıyı yaşayanlar başta insanlar olsa da canlı cansız tüm organizmalar tehdit altında yok olma tehlikesiyle baş başadır.
 
Boşuna olduğu kesin, keskin tavırlı görüntüsüyle geçiştirilemez denli kapsamlıdır enerjisel kaçak. Evrensel delik. Kaçıklık derecesinde rahatlıkla küresel enerjiye yön veren egemen güçlerin dönem seçeneklerine göre aldığı yanlı tavır çok boyutludur. Ancak çokluk arasında en önemli görülen yığınla kar ve robotsal ranttır.
 
Hal böyle olunca çağın çılgınlaşan teknolojik gelişmesine koşut her yatırım eğer doğanın dengesi bozulduysa baş edilemez düşmana dönüşür. Ve doğa dolar dolar verdiğini alır, aldığını da kusar.
 
İşte bugün için koca kentin sık aralıklarla on dakikalık sağanağa teslim olması ondandır. Makina gibi işler görülen neyi varsa sular altında kalması ve aksaması da bundandır.
 
Ondandır bundandır velakin, ‘Beraber yürüdük biz bu yağmurlarda’ bazen can sıkar…

Hiç yorum yok: