5 Mayıs 2016 Perşembe

DENİZE HASRETLİK

DENİZE HASRETLİK

Deniz koptu geliyor.
Geç kalmış kavuşmalara
gökyüzü şahit.
Paha biçilmez sevinçlere ne kaldı
şunun şurasında kaç?
Kaç koca yıl…
Canımdan içeri saklarım hatıranı
öyle anlar var
unutulamayan
yürek sızlatan.
Ve kulaksız taş duvarları
o çılgın deniz tablosunu
ortasında yalpalayan mavi gözlü gemiyi
unutmamak da var.
Beyaz yelkenlerinde umut
saklı cennet.
Gökyüzü lahit…
Uğruna ölünür umutla
genzimi yakıyor her gurbet türküsü
tutkusu bir başka
doğulur.
Canımdan bezmişim sayıklarım
derin uykularda
ve kavuşmasız yolculuklarda.
Yaş dudakları
çılgınca öpmek arzusu var
akıl tutuşturan.
Deniz kokuyordu sokaklar
nane buğusu
buram buram ıtır…
Karadeniz mavi gözlü devi yutar
dalgalar devleri saklar.
Hazineye
mavi gökyüzü kanıt.
Uğruna ölünürse unutulmaz hiç
asla…
içmek isterim anasonlusundan
sona doğru
mentollü nefesini de.
Daha çekilmez üzüntüler var içimde.
Elveda anında
tez kavuşmalar.
Canımdan içeri saklarım hatıranı
ve duyarsız beton duvarları
ayrıca o yılgın deniz tablosunu
taş duvarlar.
Denizin ortasında yalpalayan beyaz yelkenli
gökyüzü şahit.
Gök kubbenin altında mayıstan mayısa
kapkara denizi içer içer
içerlerim.
İçerler ağlarım.
Masmavi gök yüzü şahit
Deniz koptu geliyor…

Hiç yorum yok: