8 Mayıs 2016 Pazar

ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN…
 
Anam, bacım, sevgilim, yarenim, kızım, evladım, dostum, arkadaşım, yoldaşım, eşim, kadınım ve dahi Canım Anacığım diye namlandırılan tüm Anaların; “Anneler Günü Kutlu Olsun”…


Bir kadın; bacı, sevgili, yaren, kız, evlat, dost, arkadaş, yoldaş, kadın, eş ve Ana’dır…
Yeri gelir babadan da babadır...

“ Masal gibidir Anne olmak, kadın olmak…

Bir kadın varmış bir kadın yokmuş diye başlar her şey. Ve zamanla en gerçekçi masallarda bir göçmen kadın teknesi boğuşur deli dalgalarla. Gözlerin karasında birçok şey uğruna aceleye gelmişlikler ve haksızlığa uğramışlık saklıdır. Kadınlığın hapsedildiği hücre duvarlarında ise beyaz tebeşir ile çizilmiş “anneliği” simgeleyen madalyonlar.

Acı çekme madalyonları, madalyaları ve çilekeş kadınlar… 

Onca, bunca, binlerce, milyonlarca, milyarlarca kadın ve ana. Ve her cinsten, türden baskılara, tecavüze ve zorbalığa kurbandır annelik. Oysa kadın anne olduğunda er kişi doğurduğuna en sevinendir. Kız doğurduğunda kadınlığı düşer aklına.  Ürperir ürker. İşte dünya böyle bir dünya.
 
Her kadın masalı ise şöyle biter; bir kadın varmış bir gün yokluk doğurmuş, insanlık yok olmuş. Dünya dünya olalı, daima ayni kriz aslında. Cümle âlemin bildiğini sandığı ama bilemediği.
 
Beylik yok oluşlar pazarında kahrolası berbat bir diktatör olmaya hiç mana yok. Tüm alçak gönüllü tanımların ve dünyayla tanışmanın ilki anne kucağında öğrenilir. Ve anne kucağında gizlenir şefkat ve masumiyet.


Ve o şefkat ve masumiyet söz meclisten dışarı ömür boyu arar durur insanlığını.
Hayal gibidir anne olmak, kadın olmak…”

Bir kadın; bacı, sevgili, yaren, kız, evlat, dost, arkadaş, yoldaş, kadın, eş ve Ana’dır. Hayatın ta kendisidir, çok boyutlu hayattır.  Koskoca dünyadır. Dünya ötesidir…

Hiç yorum yok: