Gerçek kulum
satılık köle değil.
Rabbın adıyla okudum
bilenim cahil değil.
Bilmeyenler çoğaldıkça arada bir zihnimin karıştığı da olur.
İşte o vakit
berrak denizleri özlerim.
Yüzemem balık gibi narin
hafızam da balık değil
Denize dalar bakar
Yaratanla yüzleşirim.
Yüz karam ondandır
İki yüzlülükten değil.
Yüz kere tövbeden sonra
Namazım kılınmaz değil.
Kale saray değil
gerçek kuleyim
Rabbın merhametiyle dopdolu.
Doldum mu akla kara
Sularıma vurdu mu mermi ayaz
söverim ağız dolusu billah
sövmeyen değil.
Arada zikrin alasını da yaptığım olur
kime neyse fikrim
kuvvetli nefesini özlerim
nefesinden nefesi.
Yazıya çiziye küsmeden ama
kara yazgım ondandır.
Günahlarım affedilmez değil.
Gerçek külüm
Ateş değil.
Rabbın gözünde bir hiçim belli
belki gül dalında bülbül
gülenim ağlayan değil.
Gerçek düşünenim
safi düşleyen değil.
Arada zevklerimin doruğu da olur
gökyüzüne hakim duygularla.
Uçamam ama
zirve altımdadır
kuşbakışı gözlerle gözlerim zırvaları
başkasına asla sevdalanmam.
Yüzakım ondandır
korkudan değil.
Bin kere düşsen de içime
namazıma saf tutulmaz değil.
Gizli ölçülerini ararım dünyanın
sahte ve gerçeklerini.
Hırsın eskitemediği saflıkla
bulduğuma yetinirim.
Gerçek tamahkarım
Günahkar değil
Peygamber de değil.
Ağaran başla kırk yaşımda
Kırklardan değildim
Şimdi ellerimde beş deste gül.
Bu saatten sonra
kulluk etmeden olmaz ise eğer
Gerçek kulum
satılmış köle değil…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder