11 Temmuz 2019 Perşembe

HADDİNİ AŞAN ŞEY ZIDDINA DÖNER...

HADDİNİ AŞAN ŞEY ZIDDINA DÖNER...

İnsanlık tarihinin hep ayni ayarda gitmemesinin nedeni hadsiz hesapsız popülasyon aktarımları, kişisel çıkarlar ve haddini aşan hırslardır. Sonucu daima savaşa veya savaşlara gebedir. Ne yazık ki barışçıl anlayış hiç bir dönemde tarihe yön verememiştir...

Yine de her devirde her toplum sözde birlikte yaşamayı kolaylaştırıcı kurallar zinciri kurmuş ve tatbik etmiştir. Böylece insanlar zincirlenmiş, prangalanmıştır, suçlanmıştır. Yani özenle süslenerek düzenlenen kurallar sus pus bireyler, kimliksiz kimlikler, duyarsız toplumlar yaratmıştır.

Ve bu eksi yoğunlukta her zaman suç hortlamıştır...

Çünkü farklı toplumlarda toplumun özüne dönük işleyen ve işletilen kurallar aynileşirse, üstüne demografik yapı dönüşürse her sorun suç teşkil edebilecek yöntemlerle çözülür.

Nedeni gayet basit, geleni gideniyle toplum bireylerinin eğitimsizliği...

Ezelden beri esas olan, düzenin sağlanması, korunması ve sürdürülmesidir. Bu nedenle uyması zorunlu çeşitli kurallar koyulur. Kuralların amacı toplu yaşam üretimi, esenlik ve rahatlıktır. Ancak hukuk, hukukun üstünlüğü ve  adalet işlemeyince göz ardı edilen suçlar reel yaşamı belirler. Ve giderek dinin, ahlaki normların, gelenek ve göreneklerin etkisi de azalır. 

Bir anda zorluklarla kurulan sistem yok olma tehlikesi ile baş başa kalır...

İşte o aşamada fazladan katı kurallar koymak asla çare olmaz. Yasaklar çiğnemek için vardır yazısız, sözlü ilkesi hayata geçer. Mevcut kuralları bozma ve doğruluktan sapma eğilimi kendiliğinden gelişir. Aslında bu çelişkili süreç alt bilinçte yeri olan, bireyin doğa ve toplumla savaşının, çatışmasının bir alt ürünüdür.

Bu patentsiz ürün ise milyonlarca yıllık acı bir lokmayı yutturur; suç...

Pek çetrefilli görünse de literatüre giren şekliyle, yeryüzünde farklı toplum kesimlerinde, farklı değer yargılarında yaşayan insanlar istek ve arzularına ulaşırken bir yandan da toplum kuralları ile çatışırlar. Ve çatışmanın şiddetine göre de suç olgusu oluşur.

İşte bu suç olgusunu neden sonuç, insan mekân, suçun meydana çıktığı yer, bölge ve coğrafya temelinde ele alıp irdelemek gerekir. Ancak mevkisi makamı ne olursa olsun her edimine, her eylemine fesat karıştıran toplumbozarlar, topun ağzındaki suçlular hariç..

Hiç gereksiz, nedensiz ve yanlış politikalarla kısa zamanda  arapsaçına döndürülmüş toplumlarda, kördüğüm edilmiş kurallarla, mıntıka temizliği yapılamaz. Yapılamayınca da zaman içinde suç ve suçlu oranları zirve yapar. Çünkü kayıtsız ve denetimsiz güç tehlike arz eder. Ve bu gücün yerli yersiz kullanımı ise oran moran tanımaz. Suç üçlemesini patlatır.

Ayrıca asla unutulmamalı; Haddini aşan şey, zıddına döner. Ve suç teşkilatlaşır. Haliyle her şey suça endekslenir…

Hiç yorum yok: