30 Nisan 2019 Salı

1 MAYIS, BAHARI GETİRECEK..



1 Mayıs emek günü, İşçi bayramı. Bir günlük. Tüm dünyada böyle. Serbest. Bir tek şu garip memlekette yasaklı. Dünyadaki karnaval havasının aksine şu memleketin sembol meydanları daima işçilere kapalı. Özellikle de Taksim. Her zaman işçilerin önüne kolluk güçleri seti ve demir barikatlar. Nedensizce...

Gerçekte, 1 Mayıs İşçi Bayramı'nın bu cendereye sokulması memleketin nasıl yönetildiği ile doğru orantılı. Gayri meşruluk…

Yüzyıl başlarında yıkılan büyük imparatorluklardan bu güne, faşist diktatörlüklerden her tip yasakçı cumhuriyetlere kadar başta 1 Mayıs, hep yasak. Hak aranmasına ve halkların demokrasi arayışlarına anında sert tedbir. On yıllarca baskı zulüm. İşkence. Ciddi hak gaspları ile toplumun cehalet ve şiddet, faşizm ve dinsel temelde yönetimi. İşte asıl onun için 1 Mayıs yasak.

Özellikle geri kalmış, geri bıraktırılmış ülkelerde 1 Mayıs hepten suçlu. Hele toplum, yönetim erkinin önüne geçtiyse veya toplumun kolay güdülenmesini erteleyen güçler belirdiyse fatura hemen 1 Mayısa. O yüzden on yıllarca sembol meydanlar yasaklı. 

Resmi iradeye karşı yasak meydanlara çıkanlara ise hazır kıta emniyet güçleri. Sonrası şiddet ve meydan savaşı. Peşinden kamuoyuna şırıngalanan, sol ve 1 Mayıs düşmanlığı.

Sözde izin verilmiş kıytırık meydanlara ve salonlara sıkıştırılan 1 Mayıslarda ise; daha ne istiyorsunuz feveranı. Lafta birlik martavalı.

Oysa 1 Mayıslarda içten dışa istenen daima kargaşa. Organize edilen hep kaos. Arzulanan hiç bitmeyen kavga. Kan ve gözyaşı. Dünyanın neresinde olursa olsun, en merkezinde dahi her dejenere yönetimde, usul ve yöntem hep ayni. Yani her yerde benzer kaotik manzara. Üstelik seçilmiş veya atanmış çapsız yöneticilere de çanta imkan; işte vatan hainleri ve yaptıkları... 

Bundan maksat; kapitalizmin çıkmazlarını, emperyal istilacıların yediği herzeleri, endüstriyel ve sınai geriliği, ekonomik darboğazı, emeğe zulmü ve vahşi kapitalizmin acımasız sömürüsünü unutturmak. İktidar erkini kullanmak ve işbirlikçi tutumla ehli keyif yaşam sürmek. Alternatifleri yok saymak. Karalamak. İşçiden, emekten yana her tavrı, her dik duruşu mevcut iktidara bariz ve galiz saldırı olarak toplumun belleğine kazımak. 

İşte o yüzden bir günlük de olsa işçilerin ve emekçilerin içinden geleni haykırmasından korkulur. Çekinilir.

Çünkü 1 Mayıs yurtseverliğin tepe noktasıdır, vatanseverliğin zirvesidir...

1 Mayıs tüm dünya ülkelerinde bahar tadında kutlanan bayram iken, İşçi bayramı iken; şu garip memlekette iplikler pazara çıkarılmasın diye özü mözü bir güzel boşaltılmıştır. Dünyanın neredeyse tamamında üreten el, harcanan emek, dökülen alınteri kutsanırken; şu fakir memlekette hep horlanmıştır.

Yani akıllara, akla zarar bir gün olarak kazınmıştır. 1 Mayıs emek günü, nedense herkese batan bir gündür. Batar çünkü en özgürlükçü geçinenler dâhil topu memleketi hakkıyla yönetemedikleri için batar. Salt o nedenle 1 Mayıslar yasaklanır. Simge Meydanlar 1 Mayıslara kapatılır.

Yeter artık. Memleket  hak, hukuk, adalet çerçevesinde yönetilsin de; 1 Mayıs'ta tüm acılar birkaç saatliğine unutulsun. Şu cennet memlekette 1 Mayıs; gülmek, eğlenmek, coşmak ve sorunları en barışçıl haykırmak biçiminde bayramlaşsın...

Elli yıldır, hele ki on yedi yıldır çekilen özlem bitsin...

Ayrıca iktidarlar ile birlikte iktidar yanaşmaları ve yavşamışlarının da tek derdi 1 Mayıs.

Dertlenirler çünkü 1 Mayıs; koca yılda tek bir günlüğüne haykıran sessiz çoğunluk hak ve adalet temelinde yönetiliyor mu, yönetilmiyor mu? Ortaya çıkaracak. 1 Mayısta tek yürek tek yumruk; Memleket kalkınıyor mu, batıyor mu?  dillendirilecek.

Elbette korku dağları bekler. Olur ya; Bir gün mutlaka, 1 Mayıs, baharı getirecek...

Hiç yorum yok: