8 Nisan 2015 Çarşamba

5 NİSAN, TÜM İKTİSADİ PAKETLER SAATLİ BOMBADIR…

5 NİSAN, TÜM İKTİSADİ PAKETLER SAATLİ BOMBADIR…
 
Tam tamına yirmi yıl geçmiş. Gençleşen Türkiye’de bu gün pek az kişi anımsar o yılları ama son on yıllarda moda deyimle tırnak içinde demodeleşen yeni Türkiye’nin temelleri o gün 5 Nisan günü atılmıştır denilebilir. Yakın tarihin meşhur 5 Nisan ekonomik kararları bir makalede anlatılamayacak denli girift ilişkileri barındırır. Üzerine hazırlanacak tezler, yazılacak kitapları hak eden yüzlerce yıllık bir gerileyişin ilk adımıdır 5 Nisan…

TC’nin 50. Hükümeti Başbakanı Hanımın ağzından 5 Nisan ekonomik önlemler paketi halka Ekonomik Kurtuluş Savaşı, 2. Kurtuluş Savaşı diye tanıtılır. Ve canlı cansız yayınlarda halktan her kesimden yediden yetmişe özveri istenir. Özveri süresi ilk etapta üç ay olarak belirlenmiştir. Sonrası ise belirsizdir. Yani üç ay sonraki hedefler ilk etap diliminde tutum ve tavrın uygulanırlığı ve geçirgenliğine bağlanmıştır. Hamfendi böyle söyler, bu günden kestirmek olası değil der.

Demesine der ama; zam, özelleştirme, devalüasyon, vergi gibi çeşitli yaptırımları kapsayan paket balonu üç ay içinde patlar. En az üç yıl sürecek, etkileri on yıllarca derinden hissedilecek bir yangına tutulur ülke ekonomisi ve ülke siyaseti. Yani tutmaz tedbirler ve beklentiler boşa çıkar. Kısa zamanda batan batar çıkan çıkar, bir gecede bitenler bir gecede bitlenenler olur. Bu sızlanmalar, arsızlanmalar ve yıkımlar sonrasında üç yıldan az sürede Ekonomik Kurtuluş Savaşı Başkomutanını değiştirir. Başkomutan yardımcısı ise koltuğundan olur.

Ve gayri safi hasıla açığı %22, yıllık enflasyon %125’i bulur. 10 Ocak ila 30 Nisan 94 arası işini kaybedenler kayıtlı rakamlara göre 144 bindir. Yılsonunda bu rakam 350 bini geçer.

İşin garip yanı 5 Nisan’ı başta çeşitli gazeteler, köşe palavracıları, televizyon kanalları, haykırmanları, iş dünyası, sanayiciler, siyasiler hemen herkes destekler ve seferberlik ilan ederler. Özveride öncülük etme işçi çıkarmak ve gazete sayfalarına reklamsal rakamsal desteklerden öteye geçmez. Beri yanda halk çıra gibi yanar.

Ve sonra her seferindeki gibi isyan başlar. 5 Nisan’a her telden, her renkten, her dilden gecikmiş isyan güncellenir…

Örneğin hükümete destek deklarasyonları yayınlayan Sanayi Odaları Kürsülerinden bile, ‘malımız mülkümüz ülkeye feda olsun’ diyenler kısa sürede saf değiştirirler. Ayni kürsüleri ‘hükümet sanayiyi yok etmek istiyorsa açık açık söylesin, kan değil can kaybediyoruz” feveranlarına dönüştürürler. Ülke feryadı figandan geçilmezken kıdemli işçiler kapı önüne konur. Büyük holdingler üretimlerini kısar. Çıkarılamayan kıdemli kıdemsiz işçiler ücretsiz izinlere çıkarılır. İlk ağızda ilk paylaşımda pakete tam destek veren medya bile sadece İstanbul’da 3 bine yakın basın-medya emekçisine kapıyı gösterir. Halkın alım gücü üst üste yapılan zamlarla yok seviyesine geriler, dibe vurur. Geçim sıkıntısı zirve yapar. Belli çevrelerde haki üniformalılara kırmızı ipli balmumlu davetiyeler çıkarılmaya başlanır.

Aslında 50. Hükümet ilk devalüasyon kararını gizlice 26 0cak 94’ta almıştı. Lira dolar karşısında %13.6 devalüe edilmişti. Gergin ekonomik ortam bir anlamda 5 Nisan’a hazırlanmıştı. Hal böyle olunca Merkez Bankası reeskont faizlerini artırır. Mevduat munzam karşılıkları düşürülür. Kamu Bankaları bile faiz oranını %88’e çıkarır. Ve hazine durmaksızın piyasadan para çekmeye devam eder.

Araya yerel seçimler girince bu hayati ve vazgeçilmez görünen kararlar kâğıt üzerinde kalır. Ağır sayılacak zamlar yapılmaz seçim sonrasına ötelenir. Güllük gülistanlık seçim propagandaları yapılır. Her şey toptan seçim sonrasına aktarılır. Tehlikeli gidişe siyasi ikballer uğruna dur denilemez. Ekonomik tehditler görmezden gelinir ve olanlar olur.

5 Nisan’ın özü üç beş maddede gizlidir aslında. Büyük sermaye tarafından dayatılan özelleştirme, memur zamları, tarım politikası ve iğneden ipliğe zamlar…

Bu kararlar doğrultusunda Erdemir, Tüpraş, Petrol Ofisi, THY, Petkim, Turban, Deniz Nakliyat, yılsonuna kadar, TEK, PTT, 95’te Sümerbank, Etibank en hızlı biçimde özelleştirme kapsamına alındı ve yok pahasına satıldı. Emlak Bankası’nın sözde halka açılması ile de 3-5 milyar dolar girdi sağlanacaktı…

Ayrıca sözleşmeli sözleşmesiz personelin ücretleri düşük tutuldu. Görüntüde personel alımları durduruldu. Geçişler yavaşlatıldı. Taşıt alımı ve kullanımı sınırlandı. Yurtdışı kadrolar azaltıldı…

Tarımda uygulanan destekleme daraltıldı. Fındık, tütün, çay, hububat, şekerpancarı ve birçok tarımsal üründe kotalar getirildi, taban fiyatlar tarih oldu, Birlikler çöktü…

Sözde üç ay ve sonrasında en az 38 trilyonluk getirisi olan bir ekonomik istikrar paketiydi 5 Nisan. Ama paketi getirenleri paketleyiverdi ve halkı canından bezdirdi. Olay paketin asıl ilginç yanı Merkez Solun TC tarihinde ilk defa böylesi uyduruk bir ekonomi paketine imza koymasıydı. Başka bir yönü ise ülke yönetiminin açıkça nerelere ve kimlere bağlı olduğunun bilinmesi ve görülmesini sağlaması veya sağlayamamasıdır.

Sağlıkları bozan 5 Nisan’dan iki hafta önce 18 Şubat 94’te Başbakan Hanım Brüksel’de kovboyların Başkanı Klinton ile görüşür. Bu görüşmenin peşine bir gizli mektup basına sızar veya sızdırılır. Mektupta Kovboy Klinton’dan Hamfendiye öğütler ve mesajlar yer alır. Dipnotunda ise ‘beklediğiniz kredi çıktı, bir an önce Dünya Bankası ile temasa geçin’ yazar.

Öğütlere hiç vakit kaybetmeden uyar çifte uyruklu Hamfendi. Önce uydurma ve uyutucu 5 Nisan paketi patlatılır. 14 Nisan’da Başbakan Hamfendi Amarika’ya uçar. IMF ve Dünya Bankası ile masaya oturur. Standbayı imzalar ve halka dayatılan zulmün karşılığı mükafat kredileri kapar. Yani halka baskı ve zulme karşılık hükümeti bir nebze rahatlatmak maksatlı faiziyle Amarika’ya borçlanır.

İşte böylesine basit yorumlanabilecek ama izleri derin ilişkiler ve kapalı kapı arkası anlaştmalar ve yeni siyasal süreçler içeren 5 Nisan kararları görünürde Kurtuluş Savaşı masalıyla bir güzel tezgâhlanır. İleride kimin ödeyeceği belli olmayan sadece üç beş kredi almayı öngören patlak bir pakettir 5 Nisan.

Yani her keresinde ülke ekonomisi radikal önlemler alınmasına karşılık yenilenmeden, mevcut yapılar korunarak, esaslı rötuşlarla rayına oturtulmadan günü kurtarmaya çalışılmıştır. Her ekonomik tedbir bir askeri darbeyi getirdiği halde bu kez sivil darbeler ile yetinildi ve bu günlere gelindi. Bu arada 5 Nisan ve devamındaki uygulamalarla borç ilk on yılda iki yüzlere, son on yılda ise iki yüzlerden beş altı yüzlere çıkarıldı…

Tüm iktisadi istikrar tedbirleri ve paketleri aslında bir saatli bombadır.

Hiç yorum yok: