11 Kasım 2014 Salı

SİHİRLİ SİNİRLENMELER VE CUMUHURUN BAŞI…

SİHİRLİ SİNİRLENMELER VE CUMUHURUN BAŞI…

Şu garip ülkede, siyaset Cumuhurun başından ayağına öyle gizemli tekrarlar içeriyor ki, öyle böyle değil. Siyasi aktörler ne değişkenlik taşır ve ne taşkınlık gösterirler ki, gizli ya da açık sihirli sinirlenmeler ile anında gündeme oturulur. Sudan sebeplerle cumhurla cumuhurun başının mülahaza çatışmaları tefrika edilir. Her sıkışıklık ve yaratılan fırsatta özü bedenden sakınmazlık afra tafrası maalesef bir kısım cenahta taçlanırken bir kısım kanatta huylanılır.

Sihirli sinirlenmeler ve cumuhurun başından inciler…

Yar ve yardımcı sayılanlardan dar ve sihirli bir dünya kurulduğu görüldükçe ve acı gerçekler bizzat tıklım tıkış yaşandıkça gerçekten insanın sinirlenesi geliyor. Saçma sapan hayaller ve olur olmaz söylenceler tesbih gibi çekilirken, inanılmaz bir derinlik hissi veren sığ çakışmalara şapşalca şak şak tufanı türdeş bir acayipleşmenin dikalasıdır. Akıl erdiğince, ettiğince güç yettiğince yetkinlik budur ancak cehennemi avuçlarında tutanların cennet masalları anlatması beyhudedir. O yüzden kısır günler, hep ayni tavır, ama farklı şekil ve yapay gerçeklikte güncellenir ve sihire ve sinire başvurulur. Böylece o sihir ve sinirle gündeme oturulur sudan sebeplerle.

Sihirli sinirlenmeler ve cumuhurun başından basına yansıyan inciler…

Zamanla en beklenmedik bir anda gerçek hayata dönmek ve sağanaktan ıslanmadan kurtulmak olasıyken, mümkünken sihir devam etsin diye nonstop yalandan ıslanılır. Sonra beraber ıslandık biz bu yağmurlarda naziresi. Ayrıca ürünlerin hasat sonrasına kalmadan tarlada, bahçede, ocakta, ağaçta çürümesi, çürüttürülmesi, hasat erteletmesi ve meyve veren ağaçların oldubittiyle katledilmesine gelince o işler yağmalanan hukuk devletinde ve cumuhurun başının inisiyatifinde şans talih işidir. Ve o işlerde halbaşlıkla özelleştirilir, eşi leşi bir kapta paylaşılır. Farklı bakış açılarının siyasal ürünü sahte gerçeklik birliği bütünlüğü zedelenmeye, bir parçalanmaya çeviriyorsa ne idüğü belirsiz rehberlikten artık gına gelmiştir ve artık böyle yaşamama isteği doğar. Bu doğrulamada, sağlamada çok etkileyici karakter olarak görülenlerin, yakından annaklandığında ezberci sunumcudan başka marifeti olmadığı da anlaşılır ve kel görülür. Zaten sırf bu görüntü sarfı ve sarraflığı yapanların foyasını ortaya çıkarmanın cihan severlik boyutunda fayda, yurtseverlik paralelinde marjinal fayda vardır.

Sihirli sinirlenmeler ve cumuhurun başından basına yansıyan inciler, alt alta ve üst üste yazıldığında…

An ve an ağırbaşlılık çıkışı beklendikçe ve vakurluk geciktikçe baş cumuhurun ve uhurlarının şenlikli gösterileri de zamanla gözden düşme sebebine dönüşür. Zaten her büyülü anlar ve adamsılar birdenbire farkındalıklar oluşunca bozulur yüzde sahte gülücükler fulelenir ve flulaştırmak da zorlaşır. Dost düşman görür azarlanmayı ve beş paraya bazarlanmayı. Tam bu aşamada dehşete düşerek, korkulara kapılarak üslup değiştirmeler ise çaresizliğe övgüdür. Ve mesele doğan bir boşlukta fırsat yakalanıp yergiye dönüşür ve dönüştürülür. Ön yargılar kesin yargılara terfi eder. Aslında büsbütün gerçeküstü suni gerçekliğe doğru başlayan metezori yolculuğun önlenmesidir mesele. İster istemez ama bilinçli polemikler yaratılarak suyun akarını başka mecralara kaydırmalar ve yönlendirilmeler, mekanı ve zamanı iyi değerlendirmek algı yanılgısını peydahlar. Böylece alıp çalıp, satıp savmak budur işte demek bu platformda an ve an suç olur.

Sihirli sinirlenmeler ve cumuhurun başından basına yansıyan inciler, alt alta ve üst üste yazıldığında bile okunmaz…

Yetenekleri yüksek albenisi de var ama sahte diyenlerin aklına hayaline getiremeyeceği cinsten cinastır bu etrafa salgılanma. İnatla el birliğiyle el üstünde tutmaların ve ayakları yerden kesmenin ve kesilmenin elbette bir günahı vardır ve günü gelir cezası ödenir, ödetilir.Gözde canlanan kırgınlıklar yürekte horlanan korlar bütün kurguları, kurgulamayı kurana saygıdan boşa çıkarır, çıkarmalıdır. Nesnel gerçeklikler sıklıkla aklı zorlasa da kuruluş film şeridi gibi gözlerin önünden geçerken tüm kuramlar mühürlenir. Cumuhurun başının mührü her daim başka başka hürriyetlere mani mührünü bassa da manidar olan sihirli sinirlenmelerdir.

Sihirli sinirlenmeler ve cumuhurun başından basına yansıyan inciler, alt alta ve üst üste yazıldığında bile okunmaz bu mektup, name…

En baba tutkular ve duygular dahi cılız korkulardan etkilenir. Korku teslim alır en baş mertebede hatip mekteplileri. Ayrıca boşluktan ve yokluktan doğan karakterler, bir kerteden sonra her şeyden aşırı etkilenir ve o etkileniş erişilen mertebede, nihai başarılar ve kazanımların tümünün merak ve şüpheyle karşılanmasını getirir. Bir de kararlılık, gözü karalık ve yararlı görünümler ahlak kuralları dışına taşar veya taşma eğilimleri gösterirse sıklıkla mani olunamayacak bir süreç başlar. Faşizm çizgisinde sarhoş yürümesidir birçok ayrıntıya hükmeden ve gündeme hüllelenen. Bu hükümranlık ve hükümlülük zebanileri bile şaşırtacak bir ağlama modunda günü kurtarmadır sadece. Bu müebbetlik cinsleşmenin karşılığı ise ruhlar arındırılmadan putlaştırmak ve putlaşmaktır. İsyan derecesine vardırmadan direnişlere katılmalar ise vardır bir bildiği çapında çaplanmadır.

Sihirli sinirlenmeler ve cumuhurun başından basına yansıyan inciler, alt alta ve üst üste yazıldığında, okunmaz bu mektup, name ve…

Elinde mavi kurşun kalem, kırmızı elbiseli örük saçlı deniz kızgınlığı dalgalanmaları, insan olanı çekiverir içine. Ve anlatımları cilalılar duyarsızlıklar sergiledikçe, duygular derinleştikçe dünya adeta yeniden şekilleniyor izlenimi verir. İz sürdükçe ise hangi mevsim olursa olsun iç dünyalarda boşluklar kaybolmadıkça, boşlukta kaybolmuşlar bir anda dar ve sihirli dünyanın sinirli şahbazları oluverirler. Cümbüş dere boyu aktıkça ilhamlar, ikramlar, ihramlar hangi keyifleri gıdıklar hepten pusula şaşar. Hakka şikâyetin adı ise hep boşa sinirlenmek olur. İşin doğrusu, kazalar en, en beklenmedik anda başa gelir. Oluverir bir anda her şey ve hipotezlerin doğruluğu öyle çarçabuk kanıtlanamaz ama yanıtlanamaz da.

Sihirli sinirlenmeler ve cumuhurun başından basına yansıyan inciler, alt alta ve üst üste yazıldığında bile okunmaz bu mektup, name ve harname…

Hiç yorum yok: