29 Eylül 2018 Cumartesi

GAGAVUZLAR; KAN VE DİN…

GAGAVUZLAR; KAN VE DİN…
 
Epeydir Gagavuzlar üzerine yaptığım kısmi bir araştırmayı bir makaleye çevirmek istiyordum. Kan ve Din adıyla. Ama notlarım karıştığından daha önce yazdım mı bilemiyorum. Ufak bir araştırma yaptım geçmişe dönük ama yayınlayıp yayınlamadığımı da pek anlayamadım.  O yüzden elde kalanlarla bir kez daha tarihe not düşmek istedim. Tekrarı oluyorsa affola…
 
Gagavuz anlamı nedir kime denir elbette çok önemli kısa bir araştırma yapan değişik değişik birçok sonuca ulaşabilir. Ama özünde yüzyıllardır verilen ayakta kalma çabasıdır. Bu çaba bazen dile getirilir ama tek sebepten din yüzünden hep yok sayılır. Öyle ki yaşanan histori ve yazgı hislerin ötesinde içlidir. Gagavuzlar varlığını geliştirememiş görüntüsü verseler de dönemler itibariyle, birçok devlet bünyesinde töreleri ve törenleri ile öz be öz Türk atalarına benzeyen azınlıklardır.
 
Azınlıktırlar ancak asimilasyonlara uğrayarak belleğini yitiren etnik motiflerden değildirler. Her şeye karşın eriyip yok oluştan kurtulamayınca, tarih sahnesindeki Türklüklerinin ispat edilebilir değerleri de kaybolmuştur. İşleri ve izleri takipleri zorlaşmıştır. Ancak yılmamışlardır hiç. Çünkü politikanın ve bilim dünyasının unutturmaya çalıştığı değerlerdir onlar. Bunu iyi bilirler. Özellikle Balkanlarda kaybolanlar, gidenler, bilinmeyenler gibi Gagavuzlar da aynı sonu yaşamışlardır hep. Ya da ufacık coğrafyalara tıkanıp kalmışlardır.
 
İşte o kalanları şimdi de birkaç devlet üzerinde vardır ve oralarda yaşarlar. Onlar ki eğer 2. Dünya Savaşı bastırmasa ana vatanlarına döneceklerdir. Romanya hükümeti ile İsmet Paşa tamamen anlaşmıştır. Ki savaş başlayınca plan bozulur. Onlar Doğu Trakya’ya yerleşmek isterler. Bir bölümü küçük bir azınlık savaş öncesi Trakya’ya geçmişlerdir. Yerleşmişlerdir. Ve hala yaşarlar. Diğerlerine ise kapılar kapanır.
 
Hele de Romanya istila edilince, Besarabia Romanya'dan alınıp Sovyet güdümünde Moldovya’ya bağlanınca bu bölgede yoğun yaşayan Gagavuzlarla yakın ilişkiler kurulması daha da zorlaşır. Güneydoğusu da Bulgarlara verilince ana vatana dönüş projesi hepten son bulur. Demir Perde dağılana kadar bir Türk kolu olan Gagavuzlar orada kendi başlarına kalırlar.
 
İster istemez unutulmuşlardır. Zamanla veya en baştan din Ortodoks, dil ve töreler Anadolu ile birebir benzer kavimleşmişlerdir. Yani Gagavuzların varlığı ve yazgısı Balkanların diğer Türkleri ile ortaktır. Hep ezilmişlik ve asimilasyon. Bugün Romanya'da varlıklarını sürdüren yüzbinlerce Gagavuz vardır. Bulgaristan’da Moldova'da da vardırlar. Başka ülkelerde de. Ana yurtlarına özlem duyarak, sevgi besleyerek oralarda yaşarlar. Balkanlarda Türklük güderler. Evlatlarını Anayurtta okutmak için fırsatlar yaratıp kollarlar. İdealleri artık burada yaşamak değilse bile ortak bağlarının kopmaması için direnirler. Dillerini, törelerini, ahlak öğretilerini o yüzden korurlar hala.
 
Belki de Türk soyunun en bağımsız kollarından, en özgürlükçü kavimlerinden birisidir Gagavuzlar. Gerçi tarihte Gagavuzlar'ın Balkanlar'a göçü ile ilgili birçok yerleşim tanımlamaları da vardır. En makulü Türk soyundan ve boyundan olan Gagavuzlar Tuna buz tuttuğunda yol iz bulmuşlar ve sislerin ötesine kadar yayılarak, yol sürerek, varlıklarını sürdürmüşlerdir. Ama tarih onlara daima yoksunluğu reva görmüştür.
 
Yüzyıllar boyu Tuna boyundan Edirne'ye kadar küçük gruplar halinde yaşamışlardır. Hala yaşarlar. Onca asimilasyon programlarına karşın milliyetlerine bağlı, dillerini, kültürlerini, ahlak ve törelerini koruyarak bu günlere gelmişlerdir. Sonuç olarak töre ve törenler özbeöz atalardandır ancak Hristiyan ve Ortodoks’turlar.
 
Kan ve din…

Hiç yorum yok: