6 Mart 2016 Pazar

ÜZÜM GÖZLÜ YAR

ÜZÜM GÖZLÜ YAR

Son akşamlardan bir akşam
tutuştu akıl yandı hafızam
iyi ki girmişim gönül bağına
bağrımda üzüm gözlü yar.
Çarparım çalakalem sahillere.
Artısı eksisi bir yana hayat çizgisi işte
çakıltaşı parlaklığında sıra adalar
görmez gözüm başkalarını.
Her şeyleri bir başka ama
martısı bile güzel buraların
Denizi ise bambaşka.
Sahil boyu müebbeti adımlarken denizle
geldim göz göze Karşıyaka da
bir martıyla…
Bir martı.
adı Marta.
Marta diyeceğim ona.
Martı sen
sen  Marta.
Ciğerimde limansız bir nem bıraktın
canımın içine nam saldın
canım Martam.
Mart çıkmazında en çalımlı ayni sen
ilk baharlarda ise en yalımlı son
sensizlik.
Hiçbir şey söyleyemeden uçup gittin
eveleyip gevelemedin lafı hiç
af dilemeden ve
safça.
Martam martı kanadında en yumuşak
en haççak haline vuruldum
has hayaline
her yaz.
Yazdım altın sarısı kumlara tek cümle
yaz sevişmeleri çekti canım.
Nafile hayallenmdir belki ama
Deniz masmavi ve sahipsizdi
deldi geçti ansızın kıyılaşan dalgaları
aklımı da yalnızlığımı da
düştüm.
Yalanlamalar ve yalan sahipleri döküldü yollara
Yolculuk sorgulandı
dalgakıransız limanlarda.
Güneş orta karar yoğunlukta canlımsı
ebemkuşağı renkleri kırıldı yeryüzüne vurduğunda
o da bir garipleşti
oralarda.
Kara sevdalar karartmış dünyaları
ünlenmiş kabusların girdabında
nedensiz ayrılıklar.
Çıktım.
Bilsen bir sen eksiksin bağışlanmamış kıyılarda
dirimsel makamda
tam kıvamda.
Sensizlik acıtıyor biraz
Kuzeyin kalbini
tenimi.
Martam gözümde canlandı ilk gençlik fotoğrafın
araya saçılmış martılar var
manzarada
morta çekmiş yelkenliler.
Mutlaka mart sonu veya
aylardan ilkbahar.
Ay ışığında ayaladım anıları
ayvanlarda arayıp buldum seni
cam gözlüsüne ayarladım.
Sarı kaptan çektiğinde tenhaya sefineyi
Halikarnas ta harlanmış harikaların kıyıcığına
bulamadım iştahım kesildi
topraklamışlar defineyi.
Defne yaprağı kurusu koyduğun cüzdanında
koyduğun ilk gençlik fotoğrafının yanında sakla
sarmaş dolaş akşamları da
martıların kanatlarında.
Aradan geçen yıllardan sonra bir akşam
sahil boyu yürürken anlayacaksın zaten
o martıyla göz göze geldiğinde.
Karşıyaka da yakalanacaksın
anı avcılarına.
Akıl oynattıran salınışını gözleyen er benim
martı gözlü yalnızlıkta
bir tutam lokma atımı uzaklıkta.
Bulunca ağlayacaksın
bir başka güzeldir martıların kanadında buluşmalar.
Bir semavi diriliştir tüm yaşanmış incinmeler
incili bir bakışla buğulanır
İyi ki varmışsın bağlamında
geri dönüşsüz bütün bağlanmalar.
Kristalleşince üzüm salkımları asmasında
asılınca martılar gökyüzüne
temizlenir anılar bir uçtan en burca.
Burcu burcu tüter vapurlar
havaya uçuşur martılar
ve yaklaşır sürgün.
Artık sahte haz denizidir kefen örtülü sofralar.
Masumlaşınca artılar eksiler
hikayenin bir yerinde bozulur birikmiş oruçlar
namaza durulmaz bir daha
rengi kaçmış rıhtımlarda.
Ve kayıtlardan düşer saklı sarsılmalar
sevda çalkalanmaları da.
Dağılıp gittiysem eğer bir aralar
suç martıların değil
martavalcılarındır.
Martam kanadı kırık bir insanım
uçurumlardayım uçamam
konamam ki bağına
kolayca.
Adıma ne dersen de uyar
meali kuşaklar boyu yoluna adanmışlık de istersen.
Seninki Marta.
Anlamı canımdan can aklıma nam
martıların kanadındaki ıslak
Oralardan yadigar iyi niyet.
Rıhtım liman, yar diyar gezseler de
bulamazlarsa senden daha yakışanımı
Martası başka bir güzeldi diyecekler ardıma.
O kadar.
Adıma ne dersen de ilk emir odur
dur ve oku.
Asıl hikaye budur.
O Martaya Marta ona doyamadan gitti
bir martının iki kanadında en kanaatkar seviştiler
seviştiler ama kavuşamadılar
bir ok geldi bellerini kırdı
ikisini de bir kalemde vurdu
diyecekler arkamızdan.
O kadar.
Kuşaklar boyu arasan böyle oduna od
aşka yanmışlık bulamayacaksın başka
göz göze gelmeye korkmadan
yalı boyu gezindiğin
Karşıyaka da bile.
Öyle bir ölmeyesiye özlem ki bu Martam
İlk yazdan başlayıp sahil boyu yürüyerek
martılar beslesek
arttıkça coşan sevgiyle yanarak
lokma lokma
bitmez.
Marta sen kendi martını
ben Martamınkini
hiçbir şey demeden eveleyip gevelemeden öylece sıcak
koynumuzda beslesek
yetmez.
Ve yaz boyunca canımızın çektiğince sevişebilsek
sonra martam hayallere dalsak yavaşça
madem avunmak için her şey
enginde yavaş yavaş sarhoşlasak
tükenmez.
Hangi martı kanadındasın söyle yeter
sonra sar beni atlas mavilere ve git.
Kalakalırım sahilsiz akşamlarda ve
öylece öperim zarif gagandan
hangi martıdaysan.
Uykumu üzüm gözlü yar çalarken
uyanırım meleklerin kanatlarında
son akşamlardan bir akşam.
İyi ki girmişsin rüyama gülüm
İki gözüm yaralı gönlüm
altın madeni bulmuşçasına
zenginim.
Sarı kaptan nerdeysen nerde uğra bu limana da
kap kurtar beni dünden
hazırım.
Erginim gerginim
al başlı doğanım
bir enginim hırçınlaşan mavi dalgalarla baştan çıkmaya hazır.
İyi ki girmişim bağına
bağrımda nar gözlü yar dillenir.
Değer aklıma sözün buğusu
eşikten içeri üzüm buğusu.
Martam martı kanadında denizleşir
Sarı kaptan gecikmezse eğer

Ben deniz aşırı yolculanırım…

Hiç yorum yok: