12 Ocak 2023 Perşembe

YAVER ANLAT

 

YAVER ANLAT

 

Yaver anlat bakalım İstanbul’u

karpuz sergisinde buz kıran bıçkınları

semt tulumbacılarının halka tatlı yiyişini

Sarayburnu’na inen arastada

koyun koyuna uyuyan pembe cumbaları

yeşilli kırmızılı mozaik camları

ters cumbalak boz kumrulları.

Esmeyen havaya gürleyen çadır yangılarını

su başı fındık fıstık çitlembik gecelerini.

Çocuk gözüyle seyret tüm simaları

şişe çekenleri cin amaları yazlık sinemaları

siyah beyaz filmlere çalınan hayatı

ihtişamı gizemi şuhu şerafeti.

Ölüyü diriyi iriyi irisi

göz hapsinde buruk duyguları…

 

Yaver anlat bakalım İstanbul’u

sarı parlak geçmişe uzayan nazik elleri

yüksek kaldırımda dalgalanan renkli çamaşırları.

Yarı sökülmüş dekorlar önündeki kara kostümlüyü

perde arkasından vuran ölgün ışıktaki infazı.

Anlat ki zayıf hafızam hatırlasın

önümde kırıtıp giden bu mor çarşaflı kim

benim güzel İstanbul’um mu?

Yaver bir haller olmuş

çarşı pazar gulyabanilere mezat

yaşamıyor cumartesileri cumadan izinli nalan

kağıt üstünde hayıflanışlar yalan.

Sor bakalım son kez benimle yanar mı İstanbul?

Bir kırık somya bir delik döşek.

Ne demeliyim son söz yerine

patladı çanak çömlek etraf gırla köçek

tek sitemim hayatımı hüzne çekene.

Çekilmezsin artık aşk şehri İstanbul…

 

Yaver beri bak anlatma İstanbul’u

can kulağıyla dinle şimdi

İstanbul düşlerime yar

nar renkli bir ufuk resmi.

Yakamozla söyleşen eski bir dost

Denizi dosta ait post.

Tanışlık vermese de olur kratım kraliçem

karşıdan karşıya geçerken aslım

sendeleyen sandalın kürekleri dalgın.

Seni tanıyamıyorum artık aşk destanım

yarım yüzyılımın aşk İstanbul’u…

 

Yaver anlat bakalım İstanbul’a

dinlediklerini dilediklerini derle topla.

Altmış merdivenle çıkılan doruda

kapı duvar kırklar meclisindeyim

Derdo kırılgan içtenlikteyim.

Bir kırık aşk hikayesi İstanbul…

 

Hiç yorum yok: