9 Aralık 2017 Cumartesi

MEMLEKETTE SİYASET ZOR ZANAAT…

MEMLEKETTE SİYASET ZOR ZANAAT…
 
İnsanlık tarihi boyunca en büyük talanlara gelmiş bu eşsiz coğrafyada, en bariz şekilde en şiddetli soygunlara uğramış şu zengin memlekette, en hin ve hızlandırılmış yolsuzluğun dibine dek yaygınlaştırıldığı o doğa harikası diyarda bundan böyle siyasetle uğraşmak, siyasetçi olmak veya siyasal görevler üstlenmek zor iş, zor zanaat…
 
Her şey anormal seyrederken, hayat durağanlaşmışken, memleket resmen uçurumun eşiğindeyken, siyaset tamda yakınma noktasına zımbalanmışken,  kendini siyasal çözümler merkezi olduğuna inandırmaya çalışanlara inceden darbe. Zaten iktidar tüm siyasi tasarımların cılkını çıkarmış ve umulmadık manevralara bel bağlamış rotada. Yalandan ona buna nota sallıyor. Yani memlekette çaresizlik diz boyu arttıkça, peşi sıra olumsuzluklar yaşandıkça, belgelerle depremler yaşatıldıkça hemen bir bellek karışıklığı operasyonu.
 
Algısı salgısı bir yana her gün öyle gelişmeler oluyor ki akıllar şaşa. Yok, artık demeye ne güç ne takat kaldı. Direnmeye ne can yetiyor ne de cesaret var sanki. Üstelik malum şüpheli sıfatına bir çırpıda aktarım, yakalanma ve eriştirilme kolaylığı da cabası. Tüm hukuksuzluk hukuksal çerçeveye alındığından tüm siyasal öngörüler zaten en baştan hiçleşiyor.
 
Bu hiçlik ortamında yerli yersiz, haklı haksız uygulanan ise resmen takdir yerine tekdir zorbalığı. Bu zor ve şiddet eğilimi ve keskin iradesi içten dışa, dıştan içe tutmaz. Tutsa dahi kısa sürelidir ve fayda vermez. Geriye sadece şark kurnazı ve şirk cambazı tayfanın acımasız karalamaları kalır.
 
Aslında böylesine dört bir yandan kuşatılmışlık ve aşırı baskının getirdiği stres, yoğun ve yorgun ortam ve kaygan zemin, dirençli ve devrimci bir duruş sergilemeyi kolaylaştırır. Yok edilen, yerinden oynatılan çağdaşlığın, bilimselliğin ve demokrasinin temel taşları yerli yerine gelir. İtinayla harmanlanan karşı devrim süreci gerilemeye, havarileri zırvalamaya başlar. Aynen bu gün yaşandığı gibi.
 
Kaptı kaçtı trafiğinde karşılaşılan hep kötü siyaset iyi siyasetçi, iyi siyaset kötü siyasetçi edebiyatı ve aritmetiğidir. Çıkıp da kimse; “Kötü isek eğer biz kötüyüz size ne. Bizim kötü oluşumuz sizin alabildiğine yaptığınız kötülüklerinizi veya yapacağınız diğer kötülüklerinizi asla meşrulaştırmaz. Bu tavır asla sizi doğrulamaz ve de haklı da çıkarmaz. Sizin kötülüğe dünden meyilli oluşunuzun nedeni de sayılmaz. Ayrıca kötülüğümüzden bizi veya bizden etkilenecekleri kurtarmak amacıyla yaptığınız veya yapacağınız kötülükler sizin de çok kötü olduğunuzu gösterir. Göstermenin ötesinde içten içe kavrulduğunuzu, ardınızdaki kötülüklerinize bahane aradığınızı da açıkça ortaya koyar…” diyemez.
 
Oysa siyasetle uğraşanlar ve siyasal görev üstlenenler asla düzenci değil aksine düzenli bir düzen karşıtı olmalıdır. Kısacası, tek cümleyle geleneksellikle alakası bulunmayan yozlaşmış düşüncelerle devlet içinde konuşlanan hâkimlerin, devlet adıyla ve devlet eliyle zoraki şekillendirmelerine karşı çıkılmalıdır.
 
Çünkü iktidara ulaşmak bir yana siyasette dürüst ve güvenilir kalmak ve direnmek bunca güvensizlik içerisinde en güzeli. Makam ne olursa olsun yönetmeye ve yönetirken insani değerleri yüceltmeye en ciddi adaylık işte budur.
 
Bu memlekette siyasetçi olmak veya siyasal görevler üstlenmek zor iş, zor zanaat olsa da, mutlaka bir gün tam iktidar olmanın yolunu işte bu aday siyasetçiler süsleyecektir…

Hiç yorum yok: