29 Eylül 2015 Salı

BAĞIMSIZLIK VE SERMAYE

BAĞIMSIZLIK VE SERMAYE

Şu küresel yıkımda egemen büyük sermayeye boyun eğmeyecek veya daha az boyun eğecek yapıya doğru ilerleyişin özüdür tam bağımsızlık. Her alanda bağımsızlık, özellikle tam bağımsızlık istemek ve bu yönde mücadele etmek resmen boğazlanma demek ülkelerin bahtı karartıldıkça.

Gecelerin rengi karaya büründükçe gölgeli desenler akar kıyılara. Kuytulara saklanmış karakış çarpar tüm kara bahtlıların çıplak yüzüne. Buzlanmış patikalara koşturur akıllardaki çoğalan soru işaretleri. Ve yanıtsız, yarınsız keskinlik ve sertlikler gökteki yıldızlar kadar fersizleşir. Kapkara bulutların hatıraları yağar ve eksiksiz hatırlanacaklar yeşil gözlü şehirlerin alacasına hapsedilir.

Bir zamanlar üzgün bakışlı şehirler vardı. Öyle ki hatırlanmaz, resmi çizilmez ve manzarası tamamlanmazından. Gemileri yaktığı gün doğar tevellüt kaç olursa olsun. En genç resimdir aslında akıllara takılan. Özgürlük ve korkular taşır yürekler, özgürleşmek tüm korkuların bertaraf edildiği gün başlar. Tam bağımsızlık modunda biter.

Yıldızlar altında ölüm kuşları iç savaşa dağılır. Emperyalizmin oyunudur her şey. Kızıl ufukta kolu kanadı kırık solcular alaca karanlıkta pelerinli yabancılar. Kimsenin tam bilmediği gerilimli, korkunç ve tam eğilimli bir maceradır göndere çekilen. Vaktiyle güneşe en yakında hummalı bir kazan kaldırışın yolcularıdır köşeye siperlenen. Kimsesiz kıblesiz sürücülerin arabalarına doluşur şuh şaşkınlıklar. En etkili mesele gıcırtıyla hareket eden ve ağır ağır dönen tekerleklerin açtığı derin izlerdir. Silinmemiştir daha ve asla silinemez o izler tarih zemininden. Binlerce yıllık özelde bir güzel yaşarlar. Nice sahipsiz uygarlıklara varış yoludur tam bağımsızlık. Altın kakmalı kılıçlarla kazanılmış sayısız savaşın esiridir, eseridir tam bağımsızlık. Moskof açıklarından daha içlere süzülen tüm anlatıların derin sessizliğinde haykıran bir varoluştur. Her tiz çığlıkta ve her çağda o ihtişamlı boru üflenir tek gayeye, tam bağımsızlık.

Vakitsiz tarihe tembihlenmişçesine harlı bir öyküde yer bulur tam bağımsızlık ve beterin beterini boylar boyunları vurulan yolcuları…

İşte o zaman emek ve ekmek üzerine bereketlenen nice sözcüklü kutsallıklar yerleşir aç bilaç akıllara. Özgürlüğün iki dar açısıdır ekmek ile emek ama en geniş tabana yayılır koordinatları. Piştikçe güzelleşir ve bir yığın ıvır zıvırın arasından altın gibi parlar ekmek. Ve alın terinde saklıdır en tazesi. Tam bağımsızlık ise ekşimeyen mayasıdır kaç milyon yıldır. Ve egemen büyük sermayeye karşı koyduran lider tavrıdır, önder tarzıdır ekmeğe hürmet. Bebelikten önüne konur her insan evladının çünkü iflah olmaz kavgaların gözlere dolan üzüm buğusudur emek. Emek en son öğretilir ekmek ise ilk. İlke ve sona duyulan ilkeli bir özlemdir arada kaybolmaya yüz tutan hislere aldansa da tam bağımsızlık. Günahın babası bir durumdur emeksiz ekmeğe sahiplik. Sömürülmek için elinden tutup kaldırılmaz hiçbir emektar, tufanlarda düştükçe düşürülür tufaya.

Sarı beyaz sırıtır beyazı bol resimlerde yürekleri ışıtan meraklar. Kara yazgıyı ışıtan tüm güzellikler kırık gözlerden taşar. Pirinç tanesi kadar kutsaldır emek. Perdeler reklam için her açıldığında yalanlar vurulur sahici yüzlere. Kartpostallarda beliren bağımsızlık karakterleri ve sermaye çelişkisidir. Ve duvarlara asılan posterler ise o eşsiz ahengi yaratanlarındır. En egemen en büyük sermaye bile hakkınca renklendiremez siyah beyazı, sarı beyaz fotoğrafları. Renklendirse de gülüşler rengini kaybeder.

Tonlarca ağırlık hükmeder ama boğazdan kılavuzsuz taşınır tam bağımsızlık. Arz ve talebe yanıttır kara mavilere vuran yakamozlar. Deniz gözlerde o sahilsiz liman kentleri haykırır en gerçeği. O şehirler ki denizlere doldurulan grostonlarca kaya parçasına rağmen yine de yosun kokarlar. Ve yoksunluğu yok ederler. Bir ömür sürer kavgalar ve yenilere aktarılır tüm sürgünler. Ancak bayram görmeden de gitmek vardır alın yazısında.

Ölümden öte köy, o köye bağlanan yol, o köyden öte kurtuluş, yoksa eğer tam bağımsızlık kapitaline kilitlenir tüm fakirler.

Kapitalsiz kapitalist olmak beklentisi kimilerine aladır, kimilerine kel alakadır…

Hiç yorum yok: