18 Mayıs 2013 Cumartesi

ÇOK PAHALIYA PATLAR DEVRİMİN ŞİİRİNİ YAZMAK…

ÇOK PAHALIYA PATLAR DEVRİMİN ŞİİRİNİ YAZMAK… 

Amerika’dan bir haber…

Amerika bir haber, Amerika’dan bir haber gelecek ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Oysa Yepyeni teknolojilerin açmazında zayıflamadan, toplum mühendisliğinin tuzağına düşmeden, bilgi olmayan sezgilerle, Anadolu insanına özgü takıntılarla, gülü dikeninden ayırmadan, gül için dikenine katlanarak ilerleyebilmektir asıl devrimcilik.

Duymakla rüyaya yatmakla olmaz, yazgıya başkaldırıdır devrimcilik, zamanla şiirleşip destanlaşan. Üstelik çok pahalıya patlar devrimin şiirini yazmak. Ve devrimin şiirini yazmaya oturmak en zorudur. Devrimin şiirini okumak ise hecelemeyi bilenlerden başlayarak bedavadır. Oysa cehennemin kapıları açılınca istenen nasıl bir demokrasidir anında unutulur ve suikasta uğrayınca cesaret orta yola bağlanır tüm efendi köle diyalektiği.

Amerika’dan bir haber geldi…

Bir haber geldi, gelmedi veya gelecek ama kimse methiyeler düzemeyecek düzenin çarkına. Şairi şiiri bir yana bir devrimcinin hayatı insan, doğa, toplum ve çevre kontrolünü sağlamakla ve dik durarak geçer gider. Sokağın kuralları ve yaşamın kökleridir devrimciyi tarihsel özgürlük projelerinin içine iten. İdeolojinin eleştirisini yaptıran ise tutumlu ve tumturaklı bir kültür birikimine sahipliktir. Bu değerler emret komutanın ve buyur bay başkanım demeyi zorlaştırır iki dudak arası. Küresel isyanın günlüğünü tutar devrimci sadece.

Ütopik toplumsal hareketlilik yeni hayatlar kurmayı sürekli ertelettirse de aslolan; kadınlı erkekli, çoluk çocuk buram buram mutluluk kokan felsefelerin peşine takılmaktır. Ağzı paslandıran, hiç şekersiz zifiri demli çay içmeye alışarak, zifiri karanlıklaşmaya inat savrulmaktır rota rota. Program, tüzük, yönetmelik ve yönetenlerin kıskacında, çıkmazında forum forum tartışılan manifestolar kaleme alabilmektir korkmadan. Ve anası, babası ve dahası öldüğünde ağlamaktır adam gibi. Halk adına ölüme mahkûm edilenlerden olmadan, halk adına ölüme gitmeyi göze almak, gözü kapalı ölüme yürüyebilmektir devrimcilik.

Amerika’dan bir haber geldi ve…

Ve devrimciliğe sarfı-nazar ettik. Bir somun ekmek fiyatına arzdan arşa kurulu bu düzensizlik düzeninde her böylesi düzene karşı olmaktır. Sonsuzluk kulesine inat, zamanın bilinen şu kısacık tarihinde zabıta güçlerince tutulan zalimane zabıtlara karşı koymaktır devrimcilik. O şanlı geçmişi hepten silmemek adına, sivrilebilmektir yeri ve zamanı denk geldiğinde.

Ayrıca merhaba parlamento, merhaba vekillik masalıyla kurulmaya çalışılan her bir şeyi emperyal-haramzadelerin emrine sunan nihai hedefe direnebilmektir. Sabahın er saatinde ak sular bulandırıldığında içte doğan uçuş korkusunu yaşamak veya yaşamamaktır. Ölmek veya ölmemek ise bütün mesele, devrimcinin payına geriye kalan, düşen odur budur işte. Hoş nahoş birçok konu içselleştirilirken, en kahraman asker olmak da zorlaşır. Devrimcilik kuklalar cehenneminde özgürlük heykeli olabilmektir. Amerika’dakini gidip, görüp selam durup, böbürlenmek değil. Çanlar kimin için çalıyor oralarda çok iyi bilinmesine karşı üç maymunvari damızlık öykülere vurulunca gerçekler susmak hiç değil.

Bir solukluk memlekette gece trenleri süsleyince rayları, aklı taştan vicdanı kayadan olanlara ayar çekmeden ilerlemektir, ileriye ileriye. Bu derin yolculukta vasiyetler tek sayfalık mektup olsa da ekmek zeytin katığı aranan labirentlerdeki çözülmez esrar ve sır perdesi arkasına yürümektir daima. Demokratik devrimde sosyal demokrasinin işlevselliğine, teknik ve taktiğine, bağımlı kalmayan program özetlerine eklemeler yapmaktır, bir lokma sıcak mısır ekmeği hesabına.

Amerika’dan bir haber geldi veya…

Veya mecbur devrimciliğin özü özlendi. Kuşatılmış her an her alan. Gençlik kahvelerinde, mahalle kıraathanelerinde ahali havadaki buluttan nem kapmazken, yağmurda ıslandık şarkılarını dinlememektir devrimcilik. Havada bulut yok diyenlerle, kurtarılmış bölgelerde ayni safta yalan yanlış ibadete durmamaktır. Canlı bombaya, kamyon kamyon plastiğe devşirilen iç güvensizliğin kırıntısı yoktur devrimcinin otobiyografisinde, bunu bilmektir. İşin aslı olaylara ve ilerlemenin tarihine gönül gözü ile bakıldığında bu gerçeklik açığa düşecektir kimlik kimlik. Kimlik açığa düşünce de yamanmak için, yamulup, yanlamamaktır.

Amerika’dan bir haber geldi veya gel…

Eli kulağındadır, Amerika’dan bir haber geldi, gelmedi veya gelecek. Ve o genetiğiyle oynanmamış tohum bütün şiirselliği ile aramızdaki sürgün adaylarını yeşertir bahçe bahçe. Olsun der,  tutsak kalmadım diye sevinmez sürgün sürgün sürdürür mücadelesini devrimci. Alay alay silah ticareti, kaçakçılık ve rest çekme hakkından teröre uzayan sırat köprüsünde inci, cinci dizilen para babalarının foyasını ortaya çıkarmaktır devrimcilik. Demirkıran, dalga vuran, dağ öğüten bu ortam ve süreçte güle saralanmak, sevdalanmak ise suç, evet devrimci suçludur.

Yıldırım hızıyla gelişen bu yazıda aklı sırrı erip, bölge bölge incinirse  birileri her hakkı mahfuzdur. Tuşlarındır tüm kabahat. Güneşe yürüyenlerin soyundan, fırtınalarla savrulan ruhtan olmak ise devrimcilik biz sadece oyuz. o pamuk yumuşaklığında çelik direnci gösteren onlara selam olsun.

Amerika’dan bir haber gelse de gelmese de, gelecek ise de... ne yazar, gönül…

Hiç yorum yok: