15 Mayıs 2012 Salı

“GADIN ANAM” ANNELER GÜNÜN KUTLU OLSUN…

“GADIN ANAM” ANNELER GÜNÜN KUTLU OLSUN…

Bir kadın varmış bir kadın yokmuş diye başlar her şey. Masal gibidir kadın olmak. Ve zamanla en gerçekçi masallarda bir göçmen kadın teknesi boğuşur deli dalgalarla. Gözlerin karasında birçok şey uğruna aceleye gelmişlikler ve haksızlığa uğramışlık saklıdır. Kadınlığın hapsedildiği hücre duvarlarında beyaz tebeşir ile çizilmiş “anneliği” simgeleyen madalyonlar çizilir. Acı çekme madalyonları, madalyaları ve kadınlar.

Bir kadın; Bir bacı, sevgili, yaren, dost, arkadaş, yoldaş, kadın, eş ve anadır…Yeri gelir babadan babadır...

Ve onca, bunca, binlerce, milyonlarca, milyarlarca kadın ve ana. Her cinsten, türden tecavüze ve zorbalığa kurbandır annelik. Oysa kadın anne olduğunda er kişi doğurduğuna en sevinendir. Çünkü kız doğurduğunda kadınlığı düşer aklına. Kızı adına ürperir ürker.

Bir kadın masalı şöyle biter; bir kadın varmış bir gün yokluk doğurmuş, insanlık yok olmuş. Dünya dünya olalı, İhep İhep olalı hep ayni kriz aslında cümle alemin bildiği.

Beylik kahroluşlar pazarında berbat bir diktatör olmaya hiç mana yok. Çünkü alçak gönüllü tanımların, tanışmaların ilki anne kucağında öğrenilir ve anne kucağında gizlenir şefkat-masumiyet. Ve o şefkat-masumiyet sözümüz meclisten dışarı arar durur insanlığı.

Anam, bacım, sevgilim, yarenim, dostum-arkadaşım-yoldaşım, eşim-kadınım ve anacığım diye namlandırılan ve dahi tüm analar;

 “Anneler gününüz kutlu olsun”

Kadın olmak her şeydir aslında. Azap içinde ve üzgün, acıklı yanlış anlamalarla anlaşılmalarla zilzurna ölüme koşulur kadınca. Bir düşmedir kurtlar sofrasına kader tacircilerinin anlatımlarıyla. Ama bazen ecelsiz devredilir vücutlar genç yaşlı demeden. Kadın olmak-ana olmak zor zanaattır bu dünyada ’ Bir kadın olmak’ …

Bir göçmen kadın teknesi düşer dünyaya ve bir bir sıralanır suretler;

Bir eğitimsiz kadın parmak basar o binlerce yıldır iyileşmeyen yaraya.
Bir eğitimli kadın basar narayı, başından gözünden yaralanır.
Bir akademik eğitimli kadın basar imzayı hayatı damgalanır.
Bir evsiz kadın evcimen bir eş ve ev arar barakasızlığına.
Bir ev kadını evinin kölesi olur, asla azad edilmeyen.
Bir işçi kadın erkekçe çalışır makinelerde, eşitler maçı.
Bir işsiz kadın boş durmaz hiç, iş işler geleceğin gergefine.
Bir iş kadını iş-ev-çarşı-eş arası saliselik yaşayamaz mutluluğu mutlanır.
Bir kentli kadın kent diye apartmanda bir odaya hapsolur, ne güzelmiş der şehir.
Bir köylü kadın batak tarlada doğurduğundan çeker dertlerin en hasını, kocayı unutur.
Bir ülkesini ardında koymuş kadın ağıtlarda arar vatanını, dilini, toprağını.
Bir kadın bir ev kızı ev hanımlığından korkar annesini gördükçe.
Bir temizlikçi kadın pislikleri siler süpürür, eşinin pisliğine bir şey diyemez.
Bir sanatçı kadın ölümsüzlüğü kanıtlayacak iken evrene ölür-öldürülür.
Bir kanmış kadın kandıranlarca katli vacip versiyonlu taşlanır, sopalanır.
Bir savaş kurbanı kadın hiçlenmiş kadınlığını kalmamış kadınlığını arar.
Bir bedeni meta kadın vesikalı yârim olur göz görmeyince, gönül katlanır hesabı.
Bir hasta kadın enkaz caddelerde ciğerindeki öksürüğe boğulur.
Bir yiğit kadın erkek bulvarında çalınan kadınlığına ağlar.
Bir genç kadın kim bilebilir ki en doğruyu diye arar durur tek başına.
Bir yaşlı kadın aşağılanır kavalsız köyde dolaşanlarca.
Bir dul kadın konuşamaz dudi dilleri tutulur, anane gereği.
Bir kimsesiz-korunmasız kadın, kadın koruması arar kapı kapı.
Bir mülteci kadın eş arar mülteciliğine, müptelası olur yalnızlığın.
Bir siyasi kadın zindan dışılığına hürriyet bakar ıslak pencerelerde.
Bir sığınmacı kadın talebine talip, talipsizliğine sığıntı arar.
Bir direnişçi kadın, kadın bulvarında direnecek erkek bulamaz yine de direnir.
Bir militan kadın yeraltından umudunu tükürür yer üstüne.
Bir çaresiz kadın kibrit kısacık fitili ateşlediğinde göğe savrulur tek parça.
Bir kadın işkence görür dayanır, işkence bebektir önce sonra büyür evladına benzer.
Bir aciz kadın yargısız infazlarla yargılanır, başını eğmez.
Bir kutlu kadın kutsal ölümlerden ölüm beğenmeye zorlanır, ölümsüzlüğü seçer.
Bir kadın hep zevki safa yaşar denir aslı insanlık dışı harmandır önündeki tarla.
Bir kadın bir kadın olduğuna yerinir fırsat buldukça.
Bir cinsiyet ayrımına, pozitif ayrımcılığa, sömürüye uğramış kadın her cana yakınlıktan nem kapar yaşadıkça…

Ve bir kadın, gönlü bin pare kesilen cezalara rağmen çocuksu mavi-yeşil gözlerinde koskoca yer küreyi muhafaza eder ve yaşatır “Çünkü Anadır”.

Bir kadın kız anası oğlan anasıdır, ayni derecede seven.
Bir kadın şehit anasıdır yarım ağız vatan sağ olsun der, yüreğine taş basar.
Bir kadın kayıp anasıdır ölene dek yitirdiği canını arar.
Bir kadın engelli anasıdır profesör olur engeller dünyasına.
Bir kadın öğrenci anasıdır dua eder zihin açıklığına.

Ve Bir kadın doğursun-doğurmasın anadır dünyanın tüm çocuklarına, özünden ayırt etmeden…

Ve bir erkek, soğan erkeği bir kadından doğduğunu unutur, unutur ve... Oysa kadınlar değil erkekler yenilmiştir.

"Gadın anam" Anneler günün kutlu olsun…

Hiç yorum yok: