ERDOĞAN AKSU
esenler ZENGİNLEŞİYOR MU?
Esenler Belediyesi Meclisi’nin ocak ayı oturumlarını izlediğimizde, özellikle de belediye müdürlüklerinden ikisinin peş peşe sunumlarını gördüğümüzde meclisin geç başlamasını ve uzamasını unuttuk. Yerel basının meclis görüşmeleri sırasında fotoğraf almaması ve meclis görüşmelerini arka taraftan gözlemlemesi yönündeki basının çalışma ortamının kısıtlamasının da önüne geçti sunumlar.
Ve sunumların sloganları irdelendiğinde bile esenlerin hangi noktada bulunduğunu veya hangi noktada olmadığını anlamak mümkün. Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete misali bir meclis şablonu başladı yeni yılla. Belediye meclisi üyelerinin müdürlerin izahatları iyi oldu, bilgilendik açıklamaları da başka bir muamma.
Fen işleri müdürü “vizyon sahibiyiz” ana başlığı altında, kaldırım, sokak, daraltılan adeta tek yöne dönüşen caddelerin slaytını gösteriyor. Onaltı mahalle binüçyüz sokakta alt yapı üst yapı çalışmalarını anlatıyor ama hepsini büyükşehir yaptırıyor. Dörtyüzbin ton asfalt diyor ama dört biryana prestijli taşlar döşeniyor. Yani vizyon yere çakılıyor, kaldırım mühendislerine gün doğuyor.
Çevre temizlik ve Kontrol müdürü “Esenlerde gittiğiniz heryeri temiz bulmanız tesadüf değil” parolasıyla, yüzyirmibin ton çöp toplatıyoruz demiyor çöp topluyoruz diyor. Kimse çıkıp da bizden daha fazla çöpü daha az bedelle toplatan ilçe belediyeleri var demiyor. Zaten Müdür sunumunu çabuk bitirmek gayretiyle konuları ana başlıklar halinde geçince konular da birbirine karışıyor. Sunum sonrasında muhalif Belediye Meclis Üyeleri müdür’ün politik bir sunum yaptığını dile getirebiliyorlar sadece. İlçe başkanı gibi konuştu diyebiliyorlar.
Oysa ki her iki müdür de gerçekten iyi birer sunum yaptılar. Tam gerçekleri yansıtmasa da, önemli meseleler üstünkörü geçilse de hazırlıkları mükemmeldi. Mühim olan şunu yaptık bunu yaptıktan öte yaptırılanların Esenler’e kaça mal olduğuydu. İşlerin kime ve kimlere yaptırıldığıydı. Kimse üzerinde durmadı.
Kimse madalyonun diğer yüzüne bakma gereği hissetmedi. Sanki bu işler bilabedel yaptırılıyormuş gibi susuldu. Belediye başkanlık binasının önünde 06 LRD plakalı lordlar eksik olmayınca avam kamarasındaki muhteremler de tebessümle izlediler sunumları.
Her şey aslında Çevre temizlik ve Kontrol Müdürü’nün siyasi olarak nitelenen “günde yirmi kamyon çekyat ve koltuk hurdası topluyoruz” dedikten sonraki “bu durum Esenlerdeki değişim dönüşüme, Esenler’deki zenginleşmeye” delalet eden sözlerinde saklı herhalde.
Esenler çok zenginmiş. Onun için herhalde meclis üyeleri parasal konulara değinemediler. Nasıl olsa para bol Esenlerin kasasında. Üç aşağı beş yukarı ödense ne çıkar taşeronlara diye düşünmüş olabilirler. Sanki şu taşeron firmalar da olmasa batacak, kokacak Esenler. Ancak taşeronlar olmasa toplu iğne takılamayacak ilan panolarına. İşte Esenler’in zenginliği.
Esenler çok zenginmiş. Onun için kaymakamlığın kapısı devletten yardım almak için dolup taşıyor. Onun için Çarşamba halk günlerinde millet derdini belediye başkanına anlatmak için kuyrukta. Onun için askıda ekmek projesi var. Onun için hademe-kademe projesi yürürlükte, onun için bir tekerlekli sandalye uğruna tonlarca mavi kapak toplanıyor. Onun için Esenler esnafı günden güne kepenk kapatıyor. Onun için verem hastalığında belki de İstanbul’un ikinci veya üçüncü ilçesiyiz.
Esenler zenginleşiyormuş. Onun için halk piyasadaki en ucuz ve kalitesiz çekyatları ve koltuk takımlarını alıyor. Yeni yıla varmadan elden çıkarmak zorunda kalıyor. Ve garipliğin adı da zenginlik diye lanse ediliyor.
Gerçi Zengin malı götürdükçe, fakir çenesini yorarmış bizimki de o, olsun…ERDOĞAN AKSU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder