ERDOĞAN AKSU
BAŞKANLAR DA GÜN GELİR ÖLÜR
Esenler’li kaderine kanmadan, foyası sonradan çıkacak tatlı sözlere aldanmadan, kederinden ölmeden, kendine gelmeli bir an önce. Zamanı geldiğinde “kim bir karış toprağı zulmederek zapt ederse, o yerin yedi katı boynuna takılır” ı beklemeden hem de.
Zaten dil münasebetsizleşince, akıl uyumsuz-uygunsuz sözlere tutsak düşünce, alınan-verilen cevaplarda kalpleri incitici olur maalesef. O yüzden biz dilimizi, aklımızı ve yüreğimizi delalet, gaflet, haset, öç-kin ve bencillikten hep uzak tutarız. Epeydir kibirlilere müsamahalı ol öğüdüne uyduk ama mihrinev döşümüzde yalnızlaştı. İyiliği sadece iyiler, kötülüğü herkes görür ve anlar deyiverip Esenler’in şu son günlerini kayıt dışına aktarmak yakışık almazdı. Kentsel dönüşelim, destekleyelim Esenler yaşanır bir yer olursa bir daire alır otururuz diyenlerden değiliz ki, kayıt içine çekmeyelim gerçekleri.
Çünkü ne yazık ki bir anda otuz yıl öncesine döndürüldük. Kara kışın arsızca yüzünü göstermesiyle, yeni yılda dört bir yan çamur denizi, kum deryası, bulanık-pis su gölleri, taş beton yığını, çukur çatlak oldu, ortalık savaş alanı sonrasına döndü. Trafik felç, halk perişan, esnaf suskun, evinden barkından olanlar isyankâr, evsiz olmaya adaylar kuşku ve korkulu, yani çaresizlik kol geziyor Esenler’de. Estetik güzellik adına acayip bir kargaşa egemen şehrin her yerinde, neşter vurulmuş her yere gelişi güzel.
Eğer baştan yaratmak, yenilenmek, değişim-dönüşüm buysa, bedeli bu kadar ağırsa yandı, dondu, bitti Esenlerliler. Dörtyol, altgeçit, meydan, Atışalanı, Taşocağı caddesi, Yavuzselim orası burası derken, kış ortası Namıkkemal ve Çiftehavuzlar da eklendi kervana. Keşmekeşten nasibini alacak, yıkıma-söküme uğrayacak yirmi cadde daha varmış sırada. Koca ilçede yol iz, akıl izan, hesap mizan kalmadı artık. Esenler’i civar ilçelere bağlayan ne kadar ana arter varsa içi dışına çıkarılmış, karnı yarılmış, mort olmuş durumda.
İlçenin her yeri şantiye diye övünerek haklı çıkmaya çalışmakla haklı olunmaz. Halkı alaya almakla eşleşen dilbazlıktan sakınmak gerek. Çünkü bu projeleri yerli yersiz, zamanlı zamansız, hesapsız kitapsız başlatanlar akşam karanlığı çöktüğünde Esenler dışındaki sıcak yuvalarına koşuşturuyorlar, adım adım işleyen Esenler trafiğinde. Kimse belediye binasında geç vakitlere dek çalışıyorum, yatıyorum demesin kimseler inanmaz. Esenlerli burada, burada yaşıyor ve yaşamak zorunda. Hala hayatını kolaylaştıracak, nefes alacak projeleri bekliyor. Şimdiye kadarkiler hep Esenlerliye yeni yükler getiren projeler. Üstelik toz toprak olur deyip yıkımları-imalatları yazın başlatmamak da çabası. Kışın ortasında Allah yarattı demeyip vatandaşa bu kadar yüklenmek ayıp değil mi, yazık değil mi bu millete.
Yap boz prestij-itibar kaldırımlarla, tek şerit caddelere, girilmez çıkılmaz sokaklara, trafik anarşisinin hüküm süreceği bir kente dönüştürüldü Esenler. Bu kent bir kıvılcım çakar yanar, deprem olur yıkılır, insanlar hastalanır, hastalar diriler ölür, düğünü cenazesi bayramı var, halk yoksul fukara, üstte yok başta yok diye düşünen yok. Çok darmış kaldırımlar, yarım metre olur mu hiç kardeşim deyip devasa genişlet, iki metreye çıkart, yollar çok genişmiş gibi hatalı parklanma var de daralt, bunun adı çağı yakalayan belediyecilik olsun şimdi. İtfaiye olası bir yangında hangi yoldan ulaşacak mahalline, ağır hastalar acile hangi caddeden yetişecek, bileni yok.
Arapsaçına dönmüş herşey, yatırımlar durmuş, trafik sözde yerin altına alındı diye böbürleniliyor ulusal medyaya, yerin üstünden söz eden yok. Kağnı trafiğine hakim yollar, ipek yolu kervanı dizilişine. Proje de proje, kamulaştırma yatırım denilerek allak bullak edildi tüm dengeler. Tersyüz edildi taşı toprağı. Toplasan beş kilometre, bir noktadan bir noktaya ulaşmak mucizelere bağlı veya eskilerin deyimiyle erken kalkan yol alır tezine. Bir de kar yağarsa buz, tuz, cam derken tuzla buz olur fanuslar, sırça köşkler. İşin özü vatandaş çile çekecek, asıl bedeli ödeyecek, müteahhitler gülecek, semirecek, coşacak.
Esenler’li otuz yıl sonra, otuz yıl öncesini yaşayacak. Bize bu gelişmişliği yaşatanlara da dualar edeceğiz Allah kabul ederse. Etmesine edelim de, Allah muhafaza başkanın bu hummalı, yoğun tempolu çalışmaya yüreği dayanmaz ise ne olacak.
Allah korusun gün ortası bir saatte yüreği teklerse, Esenleri bilenler bilir iki adımlık yolda, başkanlık binasından Dörtyol merkezdeki Yaşam hastanesine veya İbni Sina hastanesine zor yetişir maazallah. Şimdi çalışmalar natamam olduğundan yolda gider, tamamlandığında ise yanlış anlaşılmasın ama hastanenin kapısında ruhunu teslim eder.
“Ölmek veya ölmemek işte bütün mesele bu” aslında…
11.01.2012 Bu Yazı 104 Kez Okunmuş
ERDOĞAN AKSU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder