BALKAN SAVAŞLARININ 100. YILINDA "BÜYÜK BULUŞMA"…
Garp ordusunun ve
Evlad-ı Fatihan torunlarının Balkanlardaki evlerini yurtlarını terk ederek
Anadolu topraklarına geri çekilişinin 100. yılı bu yıl. Beş yüz yıl ilerleyen
bir vizyonun, Viyana kapılarına kadar dayanmış bir gidişin acıklı dönüş
hikâyesinin yüzüncü yılıdır 2012. Dönüş yollarında hastalık ve açlıktan, düşman
tarafından kıyımın, tarihin en geniş ve en çaplı soykırımının, yüzüncü yılıdır
bu yıl. Arkada bırakılan 500 yıllık Osmanlı-Türk anılarının ve yıllarca özlemi
çekilen akraba, konu komşunun, kokusu burunlarda tüten topraktan koparılışın
yüzüncü yılıdır bu yıl.
En verimli toprakların ve en eğitimli insanların
kaybedilmesine sebep Balkan Savaşları’nın 100. yılıdır 2012…
Evet, tam
100 yıl önceydi ve fitil Balkanlarda ateşlendi…
Dinlerin, dillerin,
milletlerin ve kavimlerin sentezi, yüzyılların ihtişamlı imparatorluğu artık
yorulmuştu. İslam’ın, adaletin ve zenginliğin timsali görülen yaşlı imparatorluk
için dört kıtada geniş coğrafyaya yayılmış toprakları koruyup elde tutabilmek de
iyice zorlaşmıştı.
Dünyaya hâkim olmaya hevesli Avrupalı emperyalist
ülkeler için yeni yeni petrol fışkıran topraklara ve petrole gidiş yollarına
sahip Ottomanlar’ı ortadan kaldırmak gerekliydi. Öncelikle Balkanlar, özellikle
Kuzey Afrika, Arabistan Yarımadası ve Kafkaslar’dan sürülmeliydi bu kocamış
imparatorluk. Zaten Osmanlı gelişen dünyayı bir türlü takip edemiyor, yakalama
çaba ve girişimleri de nedense sonuçsuz kalıyordu. Yani gerileme başlamış ve ne
çare ki düşüş durdurulamıyordu..
Ve tam 100 yıl önce Balkanlardan fitil
ateşlendi…
Hasta adam Romen, Arnavut, Makedon, Sırp, Hırvat, Bulgar ve
Yunan ayrılıkçı-milliyetçi çetelere gereğince direnemeyince ilk kopmalar başladı
ve Balkanlar ateş topuna dönüştü. O ateş topu İstanbul’a, Anadolu’ya, hâkimiyet
altındaki topraklara ve petrol hazinesi gizli Arap topraklarına yuvarlanıverdi
sırayla. Aniden ateş dört bir yana sıçradı. Bir anda afeti fırsat görenlerce her
yer kuşatıldı. Hâkimiyetler sırayla el değiştirdi, kısa zamanda koskoca
imparatorluk parçalandı, paylaşıldı.
İşte adım adım cihan
imparatorluğunun yıkılışına giden süreci başlatan Balkan Savaşları tam 100 yıl
önce 1912 Ekiminde Karadağ’ın Osmanlı’ya savaş açması ile başladı. Trablusgarp
savaşını da fırsat bilen Yunan, Bulgar ve Sırpların da bu savaş ilanına
katılmasıyla cephe genişledi. Yıllarca birbirlerine karşı olan, kavgaya sudan
sebepler arayan Balkan milletleri tarihte ilk defa top yekûn
birleştiler.
Emperyalistler Osmanlıyı Avrupa’dan, Balkanlardan ve
Rumeli’nden atmak için bu hürriyet arayışlarını ve ilerde dağılması kesin yapay
birlikteliği tüm olanakları ile desteklediler. O topraklarda imparatorluğun
denetiminin iyice zayıflaması ve kontrolünü kaybetmesi için tüm imkânlarını
seferber ettiler.
Ve tam 100 yıl önce 8 Ekim 1912’de başlayan 1. Balkan
Savaşı’nda siyasetle içli dışlı olmuş, için için kendi kendisiyle harbeden
Osmanlı ordusu tüm dünyayı şaşırtan biçimde peş peşe bozguna uğradı. Garp ordusu
24 Ekimde Sırplara yenildi ve Manastır’a çekildi. 8 Kasımda Yunanlılar Selanik’e
girdi. Bulgarlar Çatalca’ya kadar ilerledi. Karadan bağı kalmayan Arnavutluk’un
da bağımsızlığını ilan etmesiyle imparatorluğun %25 toprak mahsulünü sağlayan
Balkan topraklarından tamamen kopuldu…
Silah cephane ve asker bakımından
iyi ve daha güçlü durumdaki imparatorluk ordularının Balkanlardaki bu yenilgisi
pahalıya maloldu. Bu yenilgiyle Balkanlar ile Ege denizi ve 12 adaları da
kapsayan 100.000 metrekarelik toprak, beş milyondan fazla insan bir anda
kaybedilmiş oldu.
Anadolu’ya sivil asker göçü sırasında 1.000.000’ dan
fazla insan canından oldu, yollarda öldü, öldürüldü. Yetmedi yüz yıla dağılmış
pek çok defa nüfus mübadeleleri yapıldı…
Tam 100 Yıl önce başta
imparatorluğu yönetenler, Balkanlı galipler, onları destekleyen emperyalistler
ve tüm dünya savaşın başlangıcında asla tahmin edilemeyen bu sonucuna,
Osmanlının bu kadar kolay bozguna uğrayışına şaşırıp
kaldılar.
Sonrasında bin yılda bir gelen o dahi çıkmasaydı eğer çok
kolaydı işleri, ama hesapları tutmadı…
Balkan savaşlarından tam 100 yıl
sonra küllerinden doğan bu ülkede, Balkan ve Rumeli muhacirleri; Rumeli ve
Balkan kültürünü yaşamak ve yaşatmak, birlik ve beraberliği pekiştirmek amacıyla
Elveda değil Merhaba diyerek “3. Büyük Rumeli-Balkan Buluşması”nı
gerçekleştiriyorlar.
Tam 100 yıl önce ve sonra; zaman çok çabuk geçiyor
belki ama acı asla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder