4 Haziran 2023 Pazar

SERHUŞ HUŞUSU MANOLYAM...

 

SERHUŞ HUŞUSU MANOLYAM...

 

Asmalı bahçede asırlık ağaç gövdesine kazıdım adını

çiçeği beyazım portakal kokulu manolyam.

Nahoş akıl dürtmesiyle apansız sarhoşladım

dimağımda eş zamanlı işgal tenimde tatlı eşgal

ruhumda titrek deniz meltemi.

Geçici serhuşluktan aşkla huşuyla ayıldım

esrikliğimi rakıdan sandın nuru narım

eksik sarıldın gölgeme darıldın sanki narı hayatım.

Darılma darlanma sakın nuru aynım

aslan sütü kınalı koça pek yakışır

bu katmerli sevda ikimize pek yaraşır.

Aşırdığın yürekte saklı çok yıllık aşklar

koklamaya dahi kıyamadığım nazlı yar

burnumun değdiği yerde zifiri karanlıklar.

Zedelenmiş renkler sarmalındayım

asmalı mescit sokağı meyhanelerinde bahar...

 

Asmalı bahçede manolya ile açelya ile araftayım

karşılıksız aşk çiçeğini gözlerimle sevmesem

kalbim iki parça müjganla bedenine dokunmasa

ayılamayacaktım şu mon amor rüyadan.

Riya sarmış naylon aşklar dünyasını

vücudundan koptuğum anda ayıldım manolyam...

 

Bal ormanında balada çağıran nefesin olmasaydı

harlanmasam o her dem yeşil gözlü harmoniye

ve kalmasa beyaza çalan çiçeklerin çiyi

çiğnemeyecektim ecem bir kalemde yeminimi.

Hiç mi suçun yok tan ağartısı sebebi çiçeğim

zahar hiç mi zerre günahsızsın magnoliam.

Zinhar bu ne menem manzum ne kurum ruhum

bu ne derinsi uyku ne delici uysallaşma ruh ikizim

şiirsilerimi ikiletmeden ölmeye yatmaya yeminliyim.

Asil aşklar temsilcisiydik manolya çiçeğim

solmaz çiçek gibi bir aşka kondum soldum

asmalı bahçede asırlık ağaca tek başına asıldım ben...

 

Asiliğin asilliğin asimetrik geceyi dizginleyemedi

manolyam her daim buram buram tutkusun duramadım

dizimin dibindeki aşka tütsü şelalesisin

hafiflemez acılarım al çiçek açtı dalında.

Asmalı bahçede cürümü kadar yer yakıyor

açık saçık açelya çalımlı rakkase.

Huş ağacını huşu içinde şuh adımlarla döneler

ipeka tüller arasından sıyrılır mübarek.

Dakika dakika rakka rakkasane

yerle yeksan raksı raksan figürü noksan

o rakkase varsa ne rakısı manolyam

aşkıyla serhuşlamak huşuyla ibadet.

Alimallah ayş vakti Hanende Melek

cümle alem biliyor cürümsüzüm manolyam...

 

Tin sin in cin çıkmazında mürekkepim

raksla aşkla derişmedik mi ikimiz

niraya erişmedi mi ruhlarımız.

Yoksa zevki alaya mı kızdın zer manolyam

yalnızca üç kerelikti tüm sabıkamız.

Asmalı bahçede üzüntümüze üzümler karardı

aldırma artık almaşık yapraklım

asırlık ağaca aşkımız çıkmaz mürekkeple yazıldı.

Kaç mevsim tuttu sırrımızı sırlı aynalar

parlak yeşil süslü hırkamız çoktan sarardı.

Güneş karpuz gibi ikiye yarıldı

yarım elma gönül alma sabahında

asmalı bahçe aşkları deli gönlümde asıldı...

 

Asma yüzünü gök kubbeye cennet gözlüm

dört mevsim neftiyi koruyan asırlık ağaç

Haziran başı çiçeği beyaza durdu.

Durduk yere darağacında sarhoşlayınca sen

beni asmalı bahçede asıldı sandın yekten.

Yok çiçek gözlü çıplak manolyam yok

infaza beş kala tahta taburenin ayakları kırıldı

yağlı urganın idamcı düğümü çözüldü

altın yaldızlı tahtına erişemedim şehinşahın...

 

İflahı kesilen doğa aşıklısı iki serhuştuk ikimiz

iki arada bir derede ak suyla arındık

kırık dökük bir aşkı bedenlerimize kazıdık.

İki cihanlık çakır pençe çakır keyftik

Derdo yekvücut asmalı bahçede ayıldık.

Ay ışığında kuark merkezde ayrı ayrı asıldık

sabaha karşı asırlık ağaç dibine birlikte gömüldük.

Koynumda uyuyorsun adalı yarım edalı yârim

çiçeği beyazım limon kokulu çıplak manolyam…

Hiç yorum yok: